Türk Mektupları

Ogier Ghiselin De Busbecq
Yaşadığımız topraklara dışardan bakma şansını tanıyan kitaplardan biri daha karşınızda: "Türk Mektupları". Osmanlı İmparatorluğu’nun en görkemli döneminde, XVI. yüzyılda yazılan bu mektuplar Habsburgların elçisi olarak Türk topraklarında bulunan Ogier Ghislain de Busbecq’in kaleminden çıkmış. Kitap, diplomatın Türkiye’deyken yazdığı üç ve Viyana’ya döndükten sonra kaleme aldığı bir mektuptan oluşuyor. Son derece sıcak ve ayrıntılı bir anlatıma sahip olan metinler sayesinde Osmanlılara o yıllarda Avrupa’dan nasıl bakıldığını görmek ve birçok konuda bilgilenmek mümkün. İlk kez 1588 yılında Latince olarak basılan kitapta Busbecq, zamanın korkulan ama çok saygı duyulan imparatorluğuna, özellikle ordusuna hayranlığını açıkça ifade ediyor. Günlük hayatın birçok ayrıntısına mektuplarında detaylı bir şekilde yer veren yazar, haremden, hamamlardan, laleden, Türklerin kaderci yaklaşımından, hatta Kanunî Sultan Süleyman’ın yüz ifadesinden bile söz ediyor. Hanedanın aile içi çatışmalarına da ışık tutan Busbecq, bu özelliğiyle Batılı yazarlar arasında önemli bir yere sahip. Tarihî açıdan vazgeçilmez olarak kabul edilebilecek bu çalışma, sırf keyif için de okunabilecek kadar sıcak. Atalarımıza hayranlıkla bakan bir Avrupalının söylediklerini duymak Avrupa Birliği’ne girmeye hazırlandığımız şu günlerde hepimize iyi gelecektir kuşkusuz.
Yazar:
Ogier Ghiselin De Busbecq
Ogier Ghiselin De Busbecq
Çevirmen:
Derin Türkömer
Derin Türkömer
Tahmini Okuma Süresi: 4 sa. 46 dk.Sayfa Sayısı: 168Basım Tarihi: Kasım 2005İlk Yayın Tarihi: 1581Yayınevi: Doğan Kitap YayınlarıOrijinal Adı: Itinera Constantinopolitanum et Amasianum
ISBN: 9789752933958Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
272 syf.
·
Puan vermedi
Türk Mektupları Yabancı bir elçi Devlet-i Aliyye topraklarına, Devlet-i Aliyye'nin kudretli padişahı kanuni Sultan Süleyman ile görüşmeye gelir. Yolda başından geçen olayları ve gözlemlerini mektup şeklinde ailesine yazar. Kitap bu mektuplardan oluşur ve dört mektup (yani dört bölümdür) mektuplar normal olarak kahraman bakış açısı ile yazılmış kitap haline getiren ve çeviren bu durumu bozmadığı için harika bir eser olmuş sanki mektuplar bize gelmiş de biz okuyor gibi hissediyoruz. Elçinin gelmesi zaman dilimi olarak şehzade Mustafa'nın katline denk gelir ve o acı olayı detaylıca anlatır. Payitahta geldikten sonra Kanuni ile görüşmek için nasıl Amasya civarına gittiğini, kendisine ve mahiyetine nasıl davranıldığını, ordugahı, askerin moral ve motivasyonuna kadar detaylı bir şekilde aktarır. Ülkenin haberleşme sistemi, yabancı tüccar ve yolcuların nerelerde ne şartlarda konakladığını hayranlık ile anlatır. Türk hanlarını o kadar beğenir ki " Sanki bir kraliyet sarayında ağırlandım " Diye açıklar. Ama genel anlamda bir Türk kini kitap boyunca mevcuttur. Arka arkaya iki yabancı yazarın hatıralarını okumak ve yapılan haksız eleştiriler bazen sinir bozuldu. Benim en çok şaşırıp takdir ettiğim yer ise Osmanlı halkının ev ve kıyaget yönünden sadece ve gösterişsiz oluşunu hayranlık ile anlatması oldu. Okunmalı hatta kesinlikle olunmalıdır. Bu kitabı okuduktan sonra bir de yurt dışı kaynaklarına baktım doğru söylüyor. Şiddetle tavsiye ederim iyi okumar.
Türk Mektupları
Türk MektuplarıOgier Ghiselin De Busbecq · İş Bankası Kültür Yayınları · 2011300 okunma
Reklam
253 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Kanuni’nin İstanbul’una, Anadolu’suna, Balkan’larına bir zaman yolculuğu.. Avusturya-Osmanlı arasındaki sınır sorununu çözmek için görevlendirilmiş bir elçinin ağzından dönem Osmanlı’sı.. Buyrun muhteşem yüzyıla bir de buradan bakın
Türk Mektupları
Türk MektuplarıOgier Ghiselin De Busbecq · İş Bankası Kültür Yayınları · 2011300 okunma
272 syf.
9/10 puan verdi
·
20 günde okudu
Avrupalı Bir Elçinin Gözlemleri
. Kitap 1555-1560 yılları arasında Türkiye'ye bir kaç kere gelen Avrupalı bir elçinin ülkemize dair yazdığı mektuplardan oluşuyor. Yani bizler kitabın sayfalarında o dönemin Osmanlısını ve bilhassa İstanbul'unu batılı bir elçinin gözlerin görüyoruz. Kitapta Sayın Busbecq özellikle Türk ordusundaki disiplini, nizamı kitabın muhtelif bölümlerinde met ediyor. Türklerin bu yaman ordusu karşısında gelecek hakkında pek iyimser bir tablo çizemediğini de söylüyor. Lakin yine kitabın ilerleyen sayfalarında Türklerin ateşli silahlarla zorlandıklarını bilhassa ithal ürünleri tamir edemedikleri için silahların atıl hale geldiğinin altını çiziyor. Bu da elbette tarihin seyrini değiştiriyor. Osmanlıda devlet erkanında liyakata verilen önem de kitabın pek çok yerinde vurgulanıyor. Aynı dönemde batıda soya bağlı bir hiyerarşi varken Osmanlı topraklarında bu hiyerarşinin yeteneğe dayanmasının altını çizen yazar bu sayede Osmanlının batı devletlerinden daha güçlü olduğunu yazıyor. Sayın Busbecq Türklerde ise kabalığı ve tarih bilmemeyi eleştiriyor. Bilhassa insanımızın kabalığından yazarın şikayetçi olduğunu görüyoruz. Bu karşılaştırmalar dışında ise yazar bizlere Kanuni ile yaptığı görüşmeyi, Kanuninin o dönem yaşam şeklini ve Şehzadeler taht için verdikleri mücadeleleri anlatıyor. Özellikle Beyazıd ve Selim arasındaki mücadeleyi nefessiz okudum desem yeridir. Velhasıl o dönemi anlamak için çok güzel bir eser arkadaşlar. Tarih meraklılarına tavsiye ediyorum. Etimoloji İçerikli Youtube Sayfamıza Göz Atmak İçin ↓ youtube.com/channel/UCf5PEm...
Türk Mektupları
Türk MektuplarıOgier Ghiselin De Busbecq · İş Bankası Kültür Yayınları · 2011300 okunma
Reklam
Reklam
100 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.