Sayfa Sayısına Göre Türk Mitolojisi 1.Cilt Sözleri ve Alıntıları
Sayfa Sayısına Göre Türk Mitolojisi 1.Cilt sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Türk Mitolojisi 1.Cilt kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Mete bir cihan imparatoru olmuş ve halkının gözünde efsaneleşmişti. Çinlilerin, Mete’nin gençliği hakkında bildikleri ise sadece onun halkından duydukları idi.
Fakat onun biyoğrafyasmı tamamlamak için, gençliği hakkında da bilgi
vermek lazımdı. Mete bir cihan imparatoru olmuş ve halkının gözünde
efsaneleşmişti. Çinlilerin, Mete’nin gençliği hakkında bildikleri ise,
sadece onun halkından duydukları idi.
İmparatorluklar kurulduktan sonra tıpkı Göktürk devletinde olduğu gibi, devletin ağırlığı ve İmparatorluğun başkenti doğuya kaymış ve başkent, Orhun nehrinin kaynaklarını aldığı Ötügen bölgesine kurulmuştu. Burası, bütün Ortaasya’nın en kutsal bir yeri idi. Esasen bu bölgeyi ele geçiremeyen ve başkentini de burada kuramayan bir devlet, büyük bir teşekkül veya imparatorluk sayılmazdı. Bu sebeple Göktürk, Uygur ve hatta Çizgiz Han’ın kurduğu Moğol İmparatorluğu bile biraz geliştikten sonra, başkentelerini buraya taşımışlardı.
Başkent, Orhun nehrinin kaynaklarını aldığı Ötüken bölgesinde kurulmuştu. Burası, bütün Ortaasya’nın en kutsal bir yeri idi. İnanca göre, bütün büyük imparatorlukların başkenti burada kurulmalı idi.
Mete’nin gençliğinde, Ortaasya’nın etnik durumu : Mete bir Hun
İmparatoru idi. Hunlarm içinde doğmuştu ve bir Hun idi. Hunlar daha
ziyade Tanrı dağlarının Doğu uçlarından batıya doğru uzanan büyük
bir kitle idiler. Batıda nereye kadar uzadıklarını bilmiyoruz. Çünkü
elimizde hiç bir kaynak yoktur, öyle anlaşılıyor ki, kuzey-batıda Volga
ırmağına; güney-batıda da Türkistan’a kadar uzanan bölgelerde yaşayan
halklar onların akrabaları idiler.
İmparatorluk kurulduktan sonra tıpkı Göktürk devletinde olduğu gibi, devletin ağırlığı ve İmparatorluğun başkenti doğuya kaymış ve başkent, Orhun nehrinin kaynaklarını aldığı ötügen bölgesinde kurulmuştu. Burası, bütün Ortaasya’nm en kutsal bir yeri idi.
İnanca göre, bütün büyük imparatorlukların başkenti burada kurulmalı idi. Esasen bu bölgeyi ele geçiremeyen ve başkentini de burada kuramayan bir devlet, büyük bir teşekkül veya imparatorluk sayılmazdı. Bu sebeple Avar, Göktürk, Uygur ve hatta Çingiz Han’ın kurduğu Moğol imparatorluğu bile biraz geliştikten sonra, başkentlerini buraya taşımışlardı.