Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Türk Tarihinde Meseleler

Hüseyin Nihal Atsız

En Eski Türk Tarihinde Meseleler Gönderileri

En Eski Türk Tarihinde Meseleler kitaplarını, en eski Türk Tarihinde Meseleler sözleri ve alıntılarını, en eski Türk Tarihinde Meseleler yazarlarını, en eski Türk Tarihinde Meseleler yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
189 syf.
·
Puan vermedi
Hüseyin Nihal Atsız tarafından muhtelif tarihlerde muhtelif dergi ve gazetelerde neşredilmiş tarih makalelerinin toplandığı bir kitap. Atsız'ın tarihe bakış açısını göstermesi bakımından önemli bir eser. Türk tarihinin bütünlüğü tezi önemli bir iddia burada; yani 16 Devlet iddiası reddediliyor ve tarih boyunca birisi Türkistan, diğeri de Türkiye'de olmak üzere sadece 2 Türk devletinin kurulduğu, değişenin sadece hanedanlar olduğu söyleniyor. Osmanlı'ya derin bir saygı besleyen Atsız, özellikle Sultan II. Abdülhamid ile ilgili hayli olumlu şeyler söylüyor ve kendi tabiriyle ululuyor onu. Tarihe ilgi duyanlar için ilgi çekici bir eser.
Türk Tarihinde Meseleler
Türk Tarihinde MeselelerHüseyin Nihal Atsız · Ötüken Neşriyat · 20181,841 okunma
189 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Türk Tarihi'ne muhteşem bir gezinti kitabı. Akıcı bir dil ve muhteşem bir üslupla kitabın içinde kaybolacaksınız. Bitirdiğiniz de aklınızda kalan şu cümle olacak... "Madem ki bu kadar muhteşem bir milletiz neden her defasında düşüyoruz..."
Türk Tarihinde Meseleler
Türk Tarihinde MeselelerHüseyin Nihal Atsız · Ötüken Neşriyat · 20181,841 okunma
Reklam
189 syf.
10/10 puan verdi
Nihal Atsız, üç beş tane kumarcının eksik tümceli edebiyatına sahip olmaktan ziyade başarılı bir Türkolog olarak çok daha öte bir şeye sahiptir. ''Şeref.'' Cenaze namazında ''Bu musalla taşı böyle yiğit görmemiştir'' denilen Atsız var olsun! Atsız okurken dikkat edilmesi gereken şey yüzünüze pat diye gerçeklerin vurulacağıdır. Türk Tarihinde Meseleler adlı eseri de her sözünün altına imza atılacak kadar değerli ve anlamlıdır.
Türk Tarihinde Meseleler
Türk Tarihinde MeselelerHüseyin Nihal Atsız · Ötüken Neşriyat · 20181,841 okunma
Eski Türklerden bahseden bölümler okul kitaplarına kadar girmekle beraber, Türk tarihi, sıralanmış bir bütün hâline konulmadı. Çünkü çeşitli hükümdar sülâlelerinin zamanları ayrı ayrı devletlermiş gibi ele alınıyor ve Türkler birçok yerlerde birçok devletler kurup bunlardan hiç birisini uzun müddet yaşatamamış bir millet gibi gösteriliyordu. Hâlbuki gerçek hiç de böyle değildir. Çünkü Türk tarihi aralıksız bir bütündür.
Türk tarihine bakışımız nasıl olmalıdır? Bu, pek mühim bir meseledir. Çünkü Türk tarihi, İngiliz, Alman veya Fransız milletlerinin tarihi gibi ele alınamaz. Bunun sebebi, Türk tarihinin, o milletlerin tarihi kadar basit olmayışıdır.
Milliyetçi olduğumuz ve büyük Türk birliğine inandığımız için de, tarihimize vereceğimiz sistem, dileklerimize uygun olmalı ve bu sistem, bize yalnız geçmişimizi en parlak şekilde göstermekle kalmamalı, aynı zamanda ilerisi için de yol çizmelidir.
Reklam
Birçok milletler için tarih, bir vatan tarihidir. Meselâ Fransızlar için vatan tarihinden başka bir tarih usulü gütmek mümkün değildir. Bundan dolayı da Fransızlar için millet, o vatan içinde oturan ve birbirine karışan insanların topluluğundan doğan varlık demektir. Çünkü Fransızlar ne Gol, ne Lâtin, ne de Germen olduklarını iddia edebilirler. Bu unsurların hepsinin aynı vatanda karışmasından doğan bir millet oldukları için, vatan tarihini esas olarak almaya mecburdurlar. Araplar için tarih, bir millet tarihidir. Çünkü vatanlarının sınırlan değişik kalmakla beraber, bu millet, uzun asırlar devletini kaybetmiş, fakat milli varlığını saklamıştır. İngilizler içinse tarih, bir devlet tarihidir. Çünkü vatan dışına çıkınca kültür bakımından İngiliz kalmakla beraber İngiliz'den başka bir isim taşıyan İngilizler esas varlıklarını ana devletlerinde korumuşlardır.
Bizde hakim olan yanlış tarih telakkisine göre Osmanlı devleti yıkılmış, onun yerine Türkiye Cumhuriyeti gelmiştir. Bu düşünüş de yanlıştır. Çünkü bir Osmanlı devleti yoktu ki, yıkılmış olsun. Sadece Osmanlı hanedanı vardı. Yıkılan odur. Yani devlette rejim değişmiştir. İşte o kadar...
Bu yolda yürüyünce, Türk tarihini ilk önce ikiye ayıracağız: 1. Anayurttaki Türk tarihi, 2. Yabancı illerdeki Türk tarihi. Anayurttaki Türk tarihi, en eski çağlardan XI. Yüzyıla kadar yalnız Doğu Türkeli'nde geçer. Bu Doğu Türkeli deyimine, bugünkü Moğolistan ile Moskof Avrupası'nın doğu bölümleri de girer. XI. Yüzyılda batıda, ikinci bir anayurt daha kurulmuştur: Türkiye. Bu da Anadolu, İran, Azerbaycan, Irak ve Kuzey Suriye'den meydana gelen yurttur.
Bazıları, Türk tarihinin VI. Yüzyılda Gök Türklerden başlaması gerektiğini söyledikleri gibi, diğer bazıları da Hunlardan daha önceki zamanlarda, Sakalar çağında başlaması fikrini gütmektedir. Hatta son zamanlarda değerli tarih bilgini Prof. Zeki Velidi Togan, Türkistan'da Sakalardan Önce yasayan ve Milâttan önce 1200–300 aralarındaki varlıkları tespit olunan Şu veya Çu adındaki kavmin ilk Türkler olduğunu iddia etmektedir.
Reklam
Belki bazı meselelerin çözülmesi için, bugünkü tarih bilgisi yetmez. Fakat ne de olsa isler bir prensibe bağlanır ve önüne gelenin Türk tarihine ayrı bir başlangıç çizmesi gibi korkunç bir olayın önüne geçilir. Bu yapılmazsa, Türk dünyasında birbirine aykırı nazariyeler ve fikirler doğacak ve aralarında gittikçe büyüyen ve soysuzlaşan tartışmalarla belki de milletin aydınları birbirine düşman iki veya üç takıma bölünecektir.
Ancak, milli ve ilmi fikrin hakim olacağı böyle bir kurultaydır ki, Türk tarihinin meselelerine bir çözüm yolu bulabilir.
Halbuki bir memleketin tapusuna malik olmak için mutlaka ilk ahalisi olmak lâzımdır diye düşünmek de boştur. Böyle olunca, bugün var olan milletlerin hemen hepsinin, yaşadıkları topraklarda yabancı sayılmaları gerekir, hele Amerikalıların durumu büsbütün güçleşirdi.
Anadolu'da ayrı sultanlar bulunması bu ülkenin tamamen ayrı ve bağımsız bir devlet olduğunu göstermez. Eski Türk devlet sisteminin merkeziyetçi olmadığını hatırlamak, Anadolu sultanlığının ayrı bir devlet demek sayılamayacağını belirtmeye yeter. Gök Türklerde de iki, hatta bazen dört kağan bulunuyordu. Kağanlar, iç islerinde bağımsızdılar... Fakat bu ayrı ayrı iki veya dört devlet demek değildi. Bunun gibi, Selçuk devletinde de dört sultan bulunuyor, fakat bunların üçü Horasan'daki büyük sultana tabi olarak yaşıyordu.
Türkçülük bir dünya görüşüne malik olmalı ve onun kıyafetten takvime, soyadından aile telakkisine kadar her şeyi kendi açısından mütalaa eden fikirleri bulunmalıdır.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.