Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Türkçe Kur'an ve Cumhuriyet İdeolojisi

Dücane Cündioğlu

En Eski Türkçe Kur'an ve Cumhuriyet İdeolojisi Sözleri ve Alıntıları

En Eski Türkçe Kur'an ve Cumhuriyet İdeolojisi sözleri ve alıntılarını, en eski Türkçe Kur'an ve Cumhuriyet İdeolojisi kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Tarihimizi anlayabilmemiz için tüm hata ve sevablarıyla bu tarihe aidiyetimizi itiraf etmekten çekinmeyelim.
Sayfa 13
Yer Dolmabahçe ve Atatürk orada..! Yazık..
Hafız Asım saraya geldi. Salon yine din bahisleriyle heyecanlar içindeyken, "Kur'an, nihayet ser­best vezinde bir şiirdir, Allah tarafından vahyolunmuş olamaz, Muhammed'in kendi sözleridir..." iddiaları gurur ve istihfafla yükseliyorken, imtihan için çağrılmış olan Asım içeri girmiş ve bu sözleri iste­meyerek işitmişti.
Sayfa 248
Reklam
Kılıçzâde Hakkı Bey: Paşa hazretleri, yeni hükümetin dini olacak mı? Gazi Paşa: Vardır efendim, İslâm dinidir. İslâm dini hürri-yet-i efkâra mâliktir. Hakkı Bey: Yeni hükümet bir din ile tedeyyün edecek mi? Gazi Paşa: Edecek mi etmeyecek mi bilmem. Bugün mevcut olan kanunlarda aksine bir şey yoktur. Millet dinsiz değildir, mütedeyyindir ve dini [de] din-i İslâm'dır. Yani komünistlik gibi dini reddedecek ortada bir meslek (sebep) yoktur.
Sayfa 34 - Arı İnan, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 1923 Eskişehir-İzmit Konuşmaları, sh. 67, Ankara, 1996; krş. İsmail Arar, Atatürk'ün izmit Basın Toplantısı, sh. 48¬ 49, istanbul, 1969; Mustafa Kemal, Eskişehir-İzmit Konuşmaları (1923), İstanbul, 1993. [Kaynak Yay
Ahh.. İçinde namaz ne zaman kılmak nasip olur..
Ayasofya'nın dünyanın en muazzam camisi olduğunu söyleyenler çoktur. Şüphesiz hiçbir yerde, kubbesi bu kadar geniş bir âbideye rast­lanılmaz.
Sayfa 247
Ne var ki koşullar değiştiğinde, fikirlerde de bazı değişiklikler yapılması kaçınılmazdı.
Sayfa 49
Ünlü Alman tarihçi Ranke ,"siyasî tarih ile kilise tarihi birbirinden bağımsız bir sûrette ele alınamaz " der ve bu tezini de Reform Devrinde Alman Tarihi (İstanbul, 1953) adlı eserinde fevkalâde etkileyici bir tarzda isbat eder. Ranke'nin bu sözü bizim kendi tarihimiz için de geçerlidir . Nitekim sadece Cumhuriyet tarihi değil, tarihimizin hiçbir devresi esas itibariyle din-siyaset ilişkilerinden bağımsız bir surette ele alınamaz. Bu nedenle Cumhuriyet Devrimlerinin dinî tefekkür ve hayatımızı nasıl etkilediğini, İslâm Düşüncesinin hâl-i hazır durumunun şekillenmesinde bu devrimlerin ne tür bir rolü olduğunu kavrayabilmek ve daha da önemlisi yakın tarihimizde olup biten bazı hâdiselerin keyfiyetine vâkıf olmadıkça, bugünkü sıkıntılarımızı aşamayacağımızı anlayabilmek için, geçmişe, hem de çok uzak olmayan bir geçmişe uzanmak , kısaca bu yakın geçmişte neler olup bittiğim sağlıklı bir biçimde öğrenmek mecburiyetindeyiz.
Epub
Reklam
Ünlü Alman tarihçi Ranke, "siyasî tarih ile kilise tarihi birbirinden ba­ğımsız bir sûrette ele alınamaz" der ve bu tezini de Reform Devrinde Alman Tarihi (İstanbul, 1953) adlı eserinde fevkalâde etkileyici bir tarzda isbat eder. Ranke'nin bu sözü bizim kendi tarihimiz için de geçer­lidir. Nitekim sadece Cumhuriyet tarihi değil, tarihimizin hiçbir devresi esas itibariyle din-siyaset ilişkilerinden bağımsız bir surette ele alına­maz. Bu nedenle Cumhuriyet Devrimlerinin dinî tefekkür ve hayatımızı nasıl etkilediğini, İslâm Düşüncesinin hâl-i hazır durumunun şekillen-mesiıide bu devrimlerin ne tür bir rolü olduğunu kavrayabilmek ve daha da önemlisi yakın tarihimizde olup biten bazı hâdiselerin keyfiyetine vâ­kıf olmadıkça, bugünkü sıkıntılarımızı aşamayacağımızı anlayabilmek için, geçmişe, hem de çok uzak olmayan bir geçmişe uzanmak, kısaca bu yakın geçmişte neler olup bittiğini sağlıklı bir biçimde öğrenmek mecbu­riyetindeyiz.
İbadetlerin Türkçeleştirilmesi Projesinin tatbik mevkiine konulmuş olduğu 1932 Ramazanı, Cumhuriyet devrimlerinin, hakkında en az sağlıklı bilgiye sahip olduğumuz safhalarından birini teşkil etmektedir ve bize göre bunun başlıca iki nedeni vardır: Birincisi: "ibadetlerin Türkçeleştirilmesi Projesi", tamamlanamamış, bir diğer tabirle amacına ulaşamamış bir projedir. Devrin iktidarı, bu projeyi bütünüyle tatbike koymakta çok çeşitli sorunlarla karşılaştığından, projenin bazı kısımlarında ısrarlı olmaktan vazgeçmiş ve fakat buna rağmen hiç değilse bazı kısımlarım —cezrî tedbirler yoluyla— yürürlükte tutmaya çalışmıştır. Ancak çok partili siyasî hayata geçişle birlikte, bu 'kısmî ısrar' da pek bir netice vermemiş, verememiştir. ikincisi: "İbadetlerin Türkçeleştirilmesi Projesi", ideolojik mânâ ve ehemmiyetini belli bir zaman içerisinde kaybettiğinden, dinî gelenekleri bu denli köktenci bir yöntemle dönüştürme teşebbüsleri, bir süre sonra ister istemez siyasî amaçlarından kopmuş ve Türkiye Cumhuriyetinin siyasî ittifakları, devrin iktidarlarını, din-siyaset ilişkilerini farklı biçimlerde tanzim etmeye sevketmiştir; daha farklı bir deyişle, Cumhuriyet kadrolarının, dinî gelenekler karşısında alınacak böylesine mütehakkim bir pozisyonu, artık oldukça değişmiş bulunan siyasî söylemle bağdaştırmakta güçlük çekmeleri, söz konusu projenin rafa kaldırılmasındaki en önemli âmillerden biri olmuştur.
Sayfa 15
Atatürk devrimleri hakkında müsbet ya da menfî maksatlarla yazılmış eserlerin işaret ettiğimiz bilgi zaafları, tarafsız yazılamamış olmalarından kaynaklanıyor değildir; zira bilgi yetersizliği, taraf olmanın zaruri bir sonucu değildir. Bu eserlerdeki yorum zaaflarına gelince, bu tür zaafların da tek nedeni tarafsız olamamak değildir; bilakis asıl neden, sağlıklı bir bilgi zeminine istinad etmeksizin, yapılan yorumları anlamlı kılan ideolojik çerçevenin sağladığı emniyeti suistimaî etmektir. Bu emniyetin yasalar tarafından sağlanıyor olup olmamasının bu bağlamda pek bir kıymeti yoktur. Çünkü ideolojiler —iktidarda veya muhalefette olsunlar— kendi mensuplarına emniyet telkin edebilmek için her zaman yasalara ihtiyaç duymazlar; dolayısıyla her ideoloji mensubu, kendisiyle aynı tarafta duran kimselere sesleniyor olmanın verdiği bir özgüvenle hareket eder ve çoğu zaman, mensubu bulunduğu ideolojik çerçevenin kendisine sağladığı emniyeti suistimaî etmek kolaycılığından kurtulamaz.
Sayfa 18
... zira farklı dönemlerde vaz'edilmiş siyasî kararlarda rastlanabilecek çelişkili durumların en iyi izahı, bir kaide haline gelmiş şu cevaptır: "O zaman böyle söylemek gerekiyordu!"
164 öğeden 101 ile 110 arasındakiler gösteriliyor.