Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Türkçü Faşizmden "Türk-İslam Ülküsü"ne

Fatih Yaşlı

Türkçü Faşizmden "Türk-İslam Ülküsü"ne Gönderileri

Türkçü Faşizmden "Türk-İslam Ülküsü"ne kitaplarını, Türkçü Faşizmden "Türk-İslam Ülküsü"ne sözleri ve alıntılarını, Türkçü Faşizmden "Türk-İslam Ülküsü"ne yazarlarını, Türkçü Faşizmden "Türk-İslam Ülküsü"ne yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Topçu'nun muhafazakarlığının "evrensel" boyutunda, tüm muhafazakarlıklarda olduğu gibi, hızlı ve köklü değişim karşısında duyduğu öfke bulunmaktadır. Topçu da bütün muhafazakarlar gibi evrimsel bir gelişme çizgisini savunur: "Tarihi evrim, bütün içtimai müesseselerin bir yerde yok olmayıp yenilerini doğurmak suretiyle yaratıcılıklara kabiliyetli olduğunu göstermektedir. Evrim eskinin yeniye vücut vermesidir ve her yenide eskinin hayatından pek çok elemanlar bulunmaktadır. Eskiyi dıştan darbe ile yok etmek, köklerinden budamakla evrim durdurulur. Milletlerin hayatının desteği olan mukaddesat sistemi, bugünkü varlığımızın yaratıcısı olan ve maziden bize doğru uzanan tabii bir oluşun mahsulüdür."
Topçu'nun milliyetçiliği, muhafazakar bir milliyetçiliktir. "Milliyette muhafazakarlık, millet hayatını kurmuş olan kaynaklarının feyzinin muhafazası demektir." diyen Topçu'ya göre, "milliyet, muhafazakarlıkla beraberdir ve gerçek milliyetçi ister istemez muhafazakardır."
Reklam
İslamcılık ve Turancılıktan farklı olarak, Topçu'nun milliyetçiliğindeki ana argüman maddi ve manevi anlamıyla Anadolu'dur. Anadolu, maddi anlamıyla, tarımsal üretimin yerleşik olduğu ve üzerinde toprağa bağlı çiftçi kavimlerin yaşadığı bir coğrafyaya işaret ederken; manevi anlamıyla, Türklüğün İslamla buluşarak "milli tarihimizin ortaya koyduğu en büyük ve evrensel inkılap"ın ortaya çıkmasına vesile olan, ırktan m illete geçişin kutsal mekanıdır. Dolayısıyla Topçu'nun milliyetçiliğinin öznesi olan millet, "Anadolu'nun dokuz yüz yıllık tarihinin yarattığı bütün olaylarının, inançlarının ve mefahirinin, ahlakının, sanatının çocuğudur."
Mevlana terkibi "Aslem Türkest egerçi hindû gûyem"
Topçu, bu maddeci anlayışın karşısına Anadolucu akımı koymakta ve şöyle demektedir: "Anadolucular, gerçek milliyetçiliğimizi bin yıllık tarihimizden çıkararak onun kalbine İslamı koydular. Turancıların maddeci ütopizmin(e) ve altı okluların kaba maddeci realizmine karşılık Anadoluculuğun getirdiği ruhçu idealizm, coğrafyanın gerçeğinde ebedil iğe göz koyan ruhların selamet davasını yaşatıyordu. Evvel ki gibi o bir inkar davası da değildi. Belki bin yıllık tarihin ruhundan sızan ilhamın mahsulü olmuştu. Gönülleri Cengiz Han'a değil Yıldırım Han'a, vicdanları boşluğa değil ebediliğe götürüyordu. Bu ruhçu milliyetçiliğin temellerini Melikşah'ın ve Mevlana'nın, Yunus'larla Yavuz'ların kurduğu kabul edilmelidir."
İttihatçılar hakkında ekstrem bir suçlama
19. yüzyılın sonunda ortaya çıkan İttihat ve Terakki milliyetçiliğini ise Osmanlı milliyetçiliğine kin duyan "Yahudi-Mason teşkilatının maşası" olarak görür Topçu. Ziya Gökalp'i "İttihat ve Terakki çetesinin propagandacısı" olarak nitelendiren Topçu'ya göre Gökalp'in "ümmetçilikten milliyetçiliğe geçiş" diye adlandırdığı milliyetçiliği "ruhçu milliyetçilikten maddeci milliyetçiliğe geçiş yolunda atılan ilk adımdı" ve Turancılık da "son asırlarda içten zayıflatılan büyük milli ruhun Anadolu'nun toprağında kendi kendisini inkar etmesi gibi bir sapıklıktı." Topçu Kemalizmin milliyetçilik anlayışının da tıpkı öncülü gibi maddeci bir esasa dayanmakta olduğunu söyler ve "altı okun hepsinin içi boştur" der. Hepsinde şema ve kalıp vardır ama hiçbirinde fikir ve dava bulun mamaktadır. Rejim devletin kesesinden belli bir azınlığın cebini doldurmuş, devlet sofrasının yağmalanmasına " bütün halk ve köylü peşkeş" çekilmiştir. Laiklik, din düşmanlığı için kullanılan bir paravandır ve milliyetçilik de "bütün bu manasızlıkların toplamı" dır.
Topçu Kemalizmin milliyetçilik anlayışının da tıpkı öncülü gibi maddeci bir esasa dayanmakta olduğunu söyler ve "altı okun hepsinin içi boştur" der. Hepsinde şema ve kalıp vardır ama hiçbirinde fikir ve dava bulunmamaktadır.
Reklam
Topçu, "hakiki" Türk milliyetçiliğinin başlangıç tarihi olarak 1071 yılını gösterir ve Osmanlı İmparatorluğu'ndan "milli bir devlet" diye söz eder: "İlim ve hakikat gözüyle bakılınca, milliyetçiliğimizin 1071 Malazgirt zaferiyle başladığını görmemek kabil olmaz. Büyük Selçuklu Devletinden sonra Anadolu Selçuklularının bu toprağa ektiği milliyetçilik tohumları, meyvesini Osmanlılar devrinde vermeye başladı. Merkeziyetçi büyük bir devletin denemelerini tamamlayan Osmanlılar, Anadolu'nun coğrafyasında İslamın ruhuna dayanan bir milli devlet kurdular."
Topçu'ya göre "maddi" bir milliyetçilik anlayışı ile varılabilecek herhangi bir yer yoktur. Batı milliyetçiliği başlangıçta Hristiyan ruhundan kaynaklanarak bir kıtayı aydınlatmış ve dünyaya hakim kılmış" ancak zamanla "maddenin ve maddi kinlerin hırsına" sığınarak "maddenin hayranlığına" dayanır hale gelmiştir.
Müslüman milletler gerçekte İslam ruhunu kaybetmiş olduklarından parça parça perişan yaşıyorlar. Birliğe kavuşmak için içtimai ideallerin hepsi yetersizdir.
Topçu'nun Muhafazakar Milliyetçiliği Nurettin Topçu, Türk milliyetçiliği ideolojisi içerisinde yer alan ve muhafazakar bir nitelik taşıyan "Anadoluculuk" akımının en önemli temsilcilerinden biridir. Anadolucu akım Ziya Gökalp ve Yusuf Akçura gibi isimlerin Turancı milliyetçiliğine ve pantürkist anlayışa bir tepki olarak ortaya çıkmış, milliyetçilik fikriyatının eksenine Anadolu coğrafyasını yerleştirmiş, "Anadolu toprakları üzerinde yaşayan Müslüman Türk milletini" esas alan bir anlayışa sahip olmuştur. Nurettin Topçu, Mükrimin Halil Yinanç, Hilmi Ziya Ülken ve Remzi Oğuz Arık'la birlikte Anadoluculuk akımının düşünsel çerçevesinin oluşumuna büyük katkıda bulunmuştur. Topçu'nun düşünsel serüveniyle, Türk muhafazakarlığının gelişimi arasında kimi paralelliklerden söz etmek mümkündür. Topçu, 1930'lu yıllarda bulunduğu Fransa' da "Hıristiyan mistik düşünürlerinin Avrupa sanayi uygarlığına getirdiği eleştiriler"in (Öğün, 1 992: 67) ve diğer erken dönem Türk muhafazakarları gibi "Bergson başta olmak üzere, irrasyonalist hayat felsefeleri"nin (Bora, 1999: 77} etkisi altında kalacak ve mistisizmi benimseyecektir.
528 öğeden 351 ile 360 arasındakiler gösteriliyor.