Dinler Tarihi Açısından Bir Yaklaşım

Türkistan'dan Türkiye'ye Alevilik-Bektaşilik

Abdurrahman Küçük

Sayfa Sayısına Göre Türkistan'dan Türkiye'ye Alevilik-Bektaşilik Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Türkistan'dan Türkiye'ye Alevilik-Bektaşilik sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Türkistan'dan Türkiye'ye Alevilik-Bektaşilik kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Türk Milleti'nin omurgası, Türk Kültürüdür. Atatürk de Türkive Cumhuriyeti Devleti'ni Türk Kültürü ortak temeli üzerine oturtmuş ve bu ortak payda etrafında oluşmuş topluluğa Türk Milleti denildiğini vurgulamıştır. Bu yaklaşıma göre Türkiye'de yaşayan insanlar, bu ortak paydada buluşmakta ve aynı kaderi paylaşmaktadır. Birbirinden ayrıldıkları noktalar; "nüanslardır ve güzellikler”dir.
"Orhun Anıtları/Kitabeleri" ile Kutadgu Bilig, Divânü Lügati't Türk ve Oğuz Kağan Destanı gibi birçok eserde herşeyin yaratıcısı ve yönlendiricisi olan “Tengri Tek/Tek Tanrı” inanışı dikkati çekmektedir. Bu kaynaklarda "Tengri", bazen "Türk Tengrisi" şeklini almakta ve bir “Millî Tanrı" niteliğini taşımaktadır. Ancak bu Tanrı; “Tek”tir, “Gökte”dir, ezelî ve ebedîdir, eşi ve benzeri olmayandır, hayat verendir, yaratandır, öldürendir, iradesine göre hükmedendir, yardım edendir, cezalandırandır, kulun duasını kabul edendir, esirgeyen ve bağışlayandır, herşeyi en iyi bilendir, insanlara bilgi veren ve yol gösterendir.
Reklam
Türklerin İslâm ile tanışmaları Hz. Muhammed'den sonradır özellikle Hz. Ömer'in dönemindedir. Ancak Türklerin çoğunluk halinde Müslüman olmaları, İslâm'ı din olarak benimsemeleri Dokuzuncu Yüzyılın sonları ile Onuncu Yüzyılın başlarına kadar uzanmaktidir. Türklerin Müslüman olmalarında Halaç Türkleri'nden olan Hallack/Halaa Mansur’un (858 - 922) rolü ve İslâm'ı anlatma yöntemi etkili olmuştur. Halacı Mansur'dan sonra Ahmet Yesevî; İslâm'ı anlatmış ve sevdirmiş; öğreticiler yetiştirmiş ve onların kanalı ile İslâm Türkler arasında benimsenip yayılmıştır.
Kuteybe b. Müslim'in bu tutumuna Emevilerin Hz. Muhammed'in soyundan gelenlere reva gördükleri ile Araplar dışındaki Müslümanları Mevâlî “Köle" kabul etmeleri, küçümsemeleri, baskı ve zulüm uygulamaları İslâm'ın Türkler arasında geç yayılmasının sebepleri arasındadır.
Arapların temsilcisi kabul edilen Emevilere karşı duyulan kin, intikama dönüşmüş ve isyan faaliyetlerine yol açmıştır. Bunun öncülüğünü de Abbasi Ailesi yapmış ve isyan, Mevali'nin çoğunluğunu oluşturduğu Horasan'da yoğunlaşmıştır. Emevîler aleyhine başlatılan faaliyete Mevâlîlerden büyük destek gelmiştir. Bu desteğin en önemli temsilcisi, Horasanlı bir Türk olan Ebû Müslim el Horasânî'dir. Ebû Müslim, Horasanlıları Ehl-i Beyt adına isyana teşvik etmiş ve isyanı gerçekleştirmiştir. Bunun sonucunda yönetim Abbasî Ailesi'ne geçmiştir.
Emevîlerin zulmünden bıkanların desteği ile iktidara gelen Abbasiler, iktidarlarını güçlendirdikten bir müddet sonra, baskı ve zulüm yöntemine başvurmuşlardır. Bu baskı ve zulüme hedef olanlar arasında “Hz. Ali taraftarları" yani bugünkü ifadesi ile “Aleviler" de vardır. Baskıdan ve zulümden kurtulmak için Aleviler, "Hilafet Merkezi'nden uzak olan Horasan, Türkistan gibi bölgelere sığınmışlardır.
Reklam
24 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.