Türkiye Ekonomisinde Krizler (1929-2009) (Ekonomik Politik Açısından Bir İrdeleme) Gönderileri
Türkiye Ekonomisinde Krizler (1929-2009) (Ekonomik Politik Açısından Bir İrdeleme) kitaplarını, Türkiye Ekonomisinde Krizler (1929-2009) (Ekonomik Politik Açısından Bir İrdeleme) sözleri ve alıntılarını, Türkiye Ekonomisinde Krizler (1929-2009) (Ekonomik Politik Açısından Bir İrdeleme) yazarlarını, Türkiye Ekonomisinde Krizler (1929-2009) (Ekonomik Politik Açısından Bir İrdeleme) yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İşsizliği azaltmanın ilk çaresi nüfus artışını durdurmaktır. Ne çağdaş teknolojinin talebi, ne Türkiye'nin olanakları giderek büyüyen bir nüfusa verimli iş alanı yaratabilecek niteliktedir. Ayrıca Kafkasya ve Balkanlar'dan turist vizesiyle giriş yapıp, büyük kentlerde gizli çalışan 1 milyon ile 3 milyon arasındaki kişi, yerleşikler için istihdamı daraltmaktadır.
Türkiye'nin son yüz yıllık tarihinde (1901-2002) altı kez moratoryum ilan etmiş olma gibi güven eksikliği yaratan bir durumu bulunmaktadır; bunun son üçü (1929, 1958, 1978) önceki bölümlerde incelenmiştir. Yükselen pazar ülkeleri arasında (British Intelligence Unit sıralamasında, Şubat 2004 itibariyle) rizikosu en yüksek 4. ülke konumunda Türkiye bulunuyordu.
1978 Yılında Türkiye'nin Moratoryumu - 2. Milliyetçi Cephe Hükûmeti
1978'e gelindiğinde, bu kısa vadeli ve düşük faizli borç furyasında, bir dizi Gelişmekte Olan Ülkeler (Türkiye, Arjantin, Zaire, Peru gibi) borç ödeyemez duruma girdiler, moratoryum ilan ettiler.
10 Ağustos 1970'te yapılan devalüasyon (1 dolar = 9 TL' den 15 TL'ye) kadar, dünyadan yansıyan bu "spekülatif boom*" da etkili olmuştu.
*spekülatif boom : genişleme, yükseliş.
Türkiye 1956-1958 arası dışa giderek kapandı. İstikrar programı uygulaması için baskı yapmak üzere, dışarıdan verilen program kredileri azaltıldı. Zaten Dünya Bankası'ndan uzun zamandır yeni proje kredisi alınamıyordu.* Verildiği kadarıyla dış yardım ve kısa vadeli kredilerle iş idare edilmeye çalışılsa da, idare edilir gibi değildi. Dış borç servisinin ihracatın % 30'unu aşmasına devalüasyon bekleyişlerinin yol açtığı yurt dışına sermaye kaçışları eklenince, bir ara karaborsadaki döviz kuru 20 TL = 1 dolara kadar yükselmişti. Kaçakçılık da iyice artmış, "resmi işlemler" yanında ikinci bir "yeraltı ekonomisi" oluşturmuştu. Hükümet bir istikrar programına gitmemek için, dış kaynaktan yoksun kalmak pahasına, iki yıl diretirken ekonominin gidişi iyice kötüleşmişti.
*Bunun nedeni DB'nin Türkiye'ye yolladığı uzmanın hükümet politikalarına çok müdahale etmesi üzerine, hükümetin bu uzmanı ekonomi daha sıkışıklığa girmezden önce kovmasıydı.
Cumhuriyet Tarihi'ndeki En Büyük Devalüasyon Sebebi; Bayar-Menderes
4 Ağustos 1958'de TL, dolar karşısında fiilen (de facto devalüasyon) 2.80 TL'den 9 TL = 1 dolara düşürüldü; ama geleneksel ihraç ürünlerinde farklı oranlarda primli yüksek kurlar (katlı-kur sistemi) sürdürüldü.