Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

1717-1718

Türkiye Mektupları

Lady Montagu

En Eski Türkiye Mektupları Sözleri ve Alıntıları

En Eski Türkiye Mektupları sözleri ve alıntılarını, en eski Türkiye Mektupları kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
belgrad, 12 şubat 1717
Kısacası, insan bunları askerden ziyade eşkıya veya dilenciye benzetiyor.
Ee 1826'ya çok var daha tabii
Belgrat dağlarından geçmeyi, karların çokluğu bayağı zorlaştırıyordu. Bu yüzden Belgrad'a pek geç ulaştık. Belgrad, doğusunda Tuna, güneyinde Sava nehirleri ile çevrelenmiş. Vaktiyle Türklere karşı Macaristan'ın yegane engeliymiş. Önce Kanuni Süleyman, daha sonra Bavyera elektörü maiyetindeki İmparator kıtaları tarafından kuşatılmış. Iki sene İmparatorun idaresinde kalmış, daha sonra sadrazam tarafından geri alınmış. Türkler burayı ellerinden geldiği kadar sanatla tahkim etmişler. Şehirde muhafız asker olarak en cesur yeniçeriler var. Kumandanları bir Paşa, bir serasker. Fakat aslını söylemek gerekirse, aslında yeniçeriler Seraskerin kumandanları. Yeniçerilerin büyük bir nüfuzu var burada.
Reklam
aaa sapık lady derhal recm edile!
Tenleri, hemen hepsinin, göz alacak kadar beyaz. Inciler ve kurdelelerle süslenmiş birkaç örgü halinde zarif saçlar, omuzlarından aşağı sarkıyor. Hepsi güzellik perilerine benziyorlar. 《Insanların çırılçıplak gezmeleri adet halini alsa, yüze pek az ehemmiyet verilir》 sözünün doğruluğuna bir kere daha inandım. Vücudu güzel, tenleri güzel kadınları, yüzleri fevkalade olanlardan daha fazla seyrediyordum.... ekseriyetle onyedi, onsekiz yaşındaki cariyeleri saçlarını örerken bu kadınların kimi görüşüyor, kimi düşünüyor, kimi kahve ve serbet içiyor, kimi de yastıklara uzanmış yatıyorlar. Velhasıl bu hamamlar bir nevi Türk kadınlar kahvehanesi.
Yeniçeriden ne çektik be. Yetiş ya II. Mahmud
Sırbistan ovalarında ki ormanliklar ellişer ellişer toplanan eşkıyalar ile dolu. O kadar ki; ancak muhafızlar sayesinde emniyet icin de olabiliyoruz. Burada lazım olan şey ancak kuvvetle bulunabiliyor, zira köyler çok fakir. Tabii yeniçeriler için bu hiç önemli değil. Tavuk, koyun vs ne bulurlarsa yakaliyorlar. Sahipleri ses çıkaramıyorlar, korkularından. O derece ki yeni doğmuş kuzuları, kazları, kuluçkadaki tavukları hemen boğazliyorlar. Köylülerin yüzlerindeki keder izleri bana Melibee'nin sürüsü için çektiği üzüntüleri hatırlatıyor. Bu zulumler paşalar seyahate çıktıları zaman daha da artıyor.
"dini digirlirimi sildirdi igritminim"
Türklerin inancını bizimki ile karşılaştırdığım zaman tam olarak anladım ki, dostumuz Doktor'un burada vaiz etmesine izin verilse Türk'lerin pek çoğuna Hıristiyanlığı kabul ettirmekte zorluk çekmez.
Dün Fransız sefirinin eşi ile beraber Padişah'ı camiye giderken gördük. Öncü olarak başlarında iri beyaz tüyler bulunan. Ir sürü yeniçeri gidiyor, sipahiler de büyük bir kalabalık meydana getiriyorlardı. Bunların rengarenk, koyu renkte, gayet zarif elbiseleri var. O kadar ki, uzak bir yerden bakınca bir lale bahçesine benziyorlar. Arkalarında yeniçeri ağası, elbisesi kırmızı kadifeden, astarı gümüş rengi. Gayet süslü iki uşak da atını götürüyor. Ondan sonra saray kadınlarının muhafızı olan kızlar ağası geliyordu. Kara tenine uygun, koyu sarı, kurk kapli bir elbisesi var. Daha sonra padişah geliyordu.
Reklam
III. Ahmed beyefendi ne kadar da yakisiklisiniz.
Padişah aşağı yukarı kırk yaşında ve son derece yakışıklı. Gözleri alnına yakın ve iri siyah. Tavırları bana hayli sert göründü.
"İngilizcenin bizde pek nadir görülen böyle şiddetli bir sevgiyi ifade etmeye uygun olduğunu da sanmıyorum. Türkçede pek sık görülen ve kuvvetli mana ifade eden mürekkep kelimeler bizde yok."
137 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.