Türkiye Tarihi 1071-1453 (Cilt 1)

Kolektif

En Yeni Türkiye Tarihi 1071-1453 (Cilt 1) Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Türkiye Tarihi 1071-1453 (Cilt 1) sözleri ve alıntılarını, en yeni Türkiye Tarihi 1071-1453 (Cilt 1) kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Orta Asya'dan, İslam Ortadoğusu'nun her yerin­den derlenerek bir sentez şeklinde yaratılan zengin ve velut siyasal ve entelektüel kültür Il. Kılıç Arslan, 1. Alaedin Keykubat gibi büyük sultanlar; Sahip Ata Fahreddin, Celaeddin Karatay ve Pervane Muineddin Süleyman gibi büyük vezirler; Mevlana, Aşık Paşa, Yunus Emre ve Hacı Bektaş gibi büyük sufiler; Kani'i, Dehhani, Ahmedi, Şeyhi ve daha birçokları gibi büyük şair ve edipler yetiştirdi. Bu birikim Türkçe'nin Anadolu versiyonu­nu yaratarak Batı Türk dünyasının en gelişmiş ilim, sanat ve edebiyat dilini ortaya çıkardı: bu dille Osmanlı diplomasisinin gerçekten muhteşem siya­set üslubuna yol açtı. Kısaca, ortaçağlar Türkiyesi'nin entelektüel birikimi ileriki yüzyılların Osmanlı İmparatorluğu'nun entelektüel performansının alt yapısını oluşturdu.
Sayfa 487 - Kitap Yayınevi.
Fuad Köprülü, Dehhani'yi Anadolu'da la-dini klasik Türk şiirinin başlangıcı kabul eder. Döneminde hemen hemen bütün şairlerin dini-tasavvufi konulara yönelmesine karşılık, eldeki nadir örneklere bakarak Dehhani'nin şiirleri neredeyse bütünüyle dünyeviliği, adeta Ömer Hayyam tarzı şuh bir eda ile terennüm eder.
Sayfa 481 - Kitap Yayınevi.
Reklam
...gayrimüslimlerin -Osmanlı dönemindeki devşirme konusu hariç- devlet eliyle veya zorla Müslüman yapıldığı konusunda bugüne kadar herhangi bir tarihi kayda rastlanmamıştır. Ancak ihtidaları teşvik edici ve kolaylaştı­rıcı faktör olarak, devletin gösterdiği müsamahanın, mühtedilere sagladıgı ekonomik yararların yanında, Türkler karşısında sürekli gerileyen Bizans'ın artık gayrimüslim ahaliye sağlayacağı ne siyasal ne de ekonomik bir yararın veya himayenin kalmamış olmasını, başka bir deyişle, Hıristiyanlıgın artık Anadolu' da siyasi gücünü yitirmiş bulunmasını da belki eklemek lazımdır. İhtidaların geniş çapta tasavvuf çevreleri vasıtasıyla meydana gel­mekte olduğu dikkat çekicidir...
Sayfa 469 - Kitap Yayınevi.
Çoğu eski Batılı tarihçilerin bazen bilerek önyargıları, bazen bilmeden yüzeysel kanaatleri sonucu ileri sürdükleri gibi, Türkler'in Anadolu'ya ilkel bir kültürün içinden çıkıp gelmiş iptidai bir kavim olmadığı bugün çok ilerlemiş İslamoloji ve Türkoloji etütleri sayesinde artık iyi biliniyor. Fuad Köprülü'nün ifadesiyle Türkler'in Anadolu'ya, "o zamanlar bütün hayatı kucaklamış İslam medeniyetinin Türk kültür ve gelenekleriyle terkibini yapmış bir toplum olarak" gelip yerleştikleri, kabul edilmesi gereken tarih­sel bir gerçektir. Bu sebeple onlar için artık Hıristiyan Anadolu kültürü içine dahil olmak ve onda erimek söz konusu değildi. Nitekim erimediler.
Sayfa 466 - Kitap Yayınevi.
Türbeler Anadolu kentlerinde yüzyıllardan beridir halk Müslüman­lığının bütün yönleriyle belirginleştiği, bütün özelliklerini sergilediği, İslam öncesi inanç ve kült kalıntılarının su yüzüne çıktığı bir dini hayatın merkezi kabul edilebilirler. Halk Müslümanlığının camilerdeki yüzü ile buralardaki yüzü birbirinden farklıdır. Camilerde İslam'ın kitabi yönüne daha yakın olan halk Müslümanlığı, türbelerde İslam öncesi, hatta bazen İslam dışı inanç ve pratiklere daha yakındır. Bu yüzden Selçuklular zamanından günümüze kadar ulema, diğer Müslüman ülkelerdeki gibi, hurafe ve bidat tabir ettikleri bu halk Müslümanlığına bir çeşit soğuk savaş açmışlardır. Fakat bu savaşın galibi her zaman diğerleri olmuştur...Her türbenin ortaçağlardan beri uzun bir geçmişe dayanan kendine mahsus ziyaret amacı ve usulleri, adap ve erkanı vardır. Bunlara bazen İslam'ın açık emir ve nehiylerinden daha fazla itina gösterilir. Çünkü ziyaretçiler oradaki zatın ruhaniyetinden hem yardım beklerler, hem de kendilerine istenmedik bir zararının dokunmasından çok korkarlar. Bu yüzden İslam'ın emirlerine o kadar da sıkı uymayan çoğu kimsenin bir türbenin kudsiyetini ve mahremiyetinin ihlal etmekten son derece çekindiği hep görülegelmiştir.
Sayfa 464 - Kitap Yayınevi.
Yerinde tespit.
İslam tarihindeki en büyük toplumsal ve kültürel dönüşümlerden birinin, tasavvufun tarikatlar şeklinde organize olarak yaygınlaşması ile bir­likte, halk arasındaki Müslümanlık anlayışının kuvvetle nüfuzu altına almış olması olduğunda hiç şüphe yoktur. Bunun en tipik göstergesi, İslam dünyasının hemen hemen her yerinde halk arasında evliya kültlerinin çok yaygın olması ve bunun kitabi Müslümanlığa baskın çıkmasıdır.
Sayfa 464 - Kitap Yayınevi.
Reklam
53 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.