Temmuz 1934'te kabul edilen bir yasa, herkesin 'Türk dilinde" bir soy ismi almasını zorunlu kıldı. Türk veya Müslüman olmayan bir aidiyete işaret eden soy isimleri yasaklanırken,(45) çok sayıda tanınmış şahsiyet Arıkan, Türkkan gibi isimler aldı ya da kendini Bozkurt olarak adlandırdı.(46) 1935'te Atatürk'ün emriyle Ankara'da milliyetçi öğretmenler yetiştirmesi için kurulan Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi, yelpazenin farklı yerlerinde bulunan Türkçüler ve Turancılar için bir çekim merkezi olmuştu. Niyazi Berkes, örneğin Besim Atalay'ın fakülteye girerken bir polis köpeği gibi sağı solu kokladığını, sonra da şöyle bağırdığını anlatmaktadır: "Gavur kokuyor, gavur kokuyor burası." Bununla, orada görev yapan demokrat ve yabancı bilim insanlarını kast ediyordu.(47)
(45) 20.12.1934 tarihli karar, sonu (genellikle Ermeni soy isimlerinde görülen) "yan" takısı veya listede belirtilmiş olan Slavca, Makedonca, Yunanca, Farsça, Gürcüce ve Arapça takılarla biten isimlerin kullanılmasını yasaklıyordu. Krş. Çağaptay 2006, s. 62, Dip. 185.
(46) Saffet Arıkan önce eğitim bakanlığı, sonra da savunma bakanlığı yaptı, 1942-44 arasında ise Berlin büyükelçisiydi, Reha Oğuz Türkkan Turancı bir yazar ve aktivistti, Mahmut Esat Bozkurt adalet bakanıydı.
(47) Berkes 1997, s. 161. Besim Atalay, dilbilimci sıfatıyla DTCF' de öğretim görevlisi olarak çalıştı, Türkiye parlamentosunda 30 yıl boyunca milletvekilliği ve 19 yıl boyunca Türk Dil Kurumu'nun başkanlığını yaptı.