Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Türkiye’de İslam ve Küreselleşme

Caner Taslaman

Türkiye’de İslam ve Küreselleşme Sözleri ve Alıntıları

Türkiye’de İslam ve Küreselleşme sözleri ve alıntılarını, Türkiye’de İslam ve Küreselleşme kitap alıntılarını, Türkiye’de İslam ve Küreselleşme en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ahlaklı Siyasetçi ve Siyasal Ahlakçı
Kant, ahlakın ilkelerini öne alıp, siyaseti ahlakın ilkelerine uygun hale getirmeye çalışan ve gereğinde bunun için kişisel menfaatlerini feda eden ''ahlaklı siyasetçi'' ve ahlaki ilkeleri kendi menfaatlerine uygun şekilde değiştiren ''siyasal ahlakçı'' arasında ayırım yapar.
Sayfa 64
...medyanın yükselen önemi, ailenin de bireyler üzerindeki etkisini azaltmıştır. Marcuse'a göre toplumsallaşma etkeni olarak aile çökerken kitle iletişim araçları yükselmiştir.
Sayfa 190
Reklam
"İslami kimlikler" söz konusu olduğunda, özcü yaklaşımların vurguladığı; değişmeyen, sürekliliği sağlayan bir özün bulunduğu ve bu özün “metinsel bağlamı"nın sürekliliğin temeli olduğu tezinin; gerçekliğin, yegâne olmasa da önemli bir boyutunu sunduğu kanaatindeyim. 1400 yıl önceki bir Müslüman'la bugünkü bir Müslüman'ın; aynı şekilde, Tanrı merkezli bir ontolojiyle varlığı değerlendirmeleri, ölümden sonraki yaşamı asıl hayat gören bir eskatolojiye sahip olmaları, Ramazan ayında aynı şekilde belirli bir disiplini ve ritüelleri takip etmeleri, domuz etini aynı dinsel endişeyle yememeleri "değişmeyen bir öz" ile ilgilidir. Varlığa bu ortak bakış, hayat hakkındaki bu ortak görüş, ortak disiplin, ortak yasak ve ortak ritüellerin takipçisi olmak; kimliklerin benzer şekilde şekillenmesine de sebep olmaktadır. Bu ortaklıklar, İslami kimliklerdeki "değişmeyen özü” göz ardı etmememiz gerektiğini gösterirler. Diğer yandan ilişkiselliğin, bağlamsallığın ve değişimin de kimliklerin önemli bir unsuru olduğu anlaşılmaktadır. Son bir asır- da İslami kesimin geçirdiği değişimler bunu göstermektedir. O zaman, özcü yaklaşımlarla değişimi mümkün gören yaklaşımları birleştirme zarureti olduğu açığa çıkmaktadır.
Pareto'nun ''mantıkdışı eylem'' dediği... Hiç şüphesiz bazen insanların inançlarıyla veya teorileriyle çelişkili eylemde bulundukları...
( köy enstitüleri konusu ) bu kurumların kapatılış sebeplerinden birisi ise bu kurumlarda yetişen yeni neslin toprak reformunu desteklemesi ve buna karşı olan büyük toprak sahiplerinin bu kurumların kapatılmasına çalışmaları olmuştur.
Sayfa 114Kitabı okudu
Herbert Marcuse ise medyanın, bilgi aktarma bilgilendirme gibi gözüken fonksiyonlarının ardında manipülasyon ve endoktrinasyon yattığına dikkat çekmiştir. Marcuse'a göre insanların "tek boyutlu” kalma ve kendileriyle toplumları üzerinde sağlıklı değerlendirme yapamamalarının en önemli sorumlusu medyadır.
Sayfa 189 - destekKitabı okudu
Reklam
osmanlı,cumhuriyete %10un altında okuryazar devretti.cumhuriyuetin ilk yıllarında da 1927de okuryazar oranı %11 gibi çok düşük bi seviyedeydi.okuryazarlık oranı düzlemsele takın bir artış göstermiş ve 1981 yılında okuryazar oranı %69a yükselmiştir.
Sayfa 109 - kitap içi alıntılardır.Kitabı okudu
Osmanlı'da, siyasal iktidara sahip olmanın, piyasa ekonomisinde başarılı olmaktan daha önemli bir meta olduğu zihin yapısı hakimdi. Batı'nın ekonomik ahlakına ve sembolizmine ise paranın ekonomik olduğu kadar siyasal bir araç da olduğu bir anlayış hakimdi. Osmanlı bu yönüyle, sosyal yapıların analizinde "statü" kavramının önemli olduğunu, sadece ekonomik temelli "sınıf" analizi yapmanın yeterince açıklayıcı olamayacağını söyleyen Weber'in sosyolojisine uygun bir yapı göstermiştir.
Sayfa 109
Köy Enstitüleri konusu
Bu kurumların kapatılış sebeplerinden birisi ise bu kurumlarda yetişen yeni neslin toprak reformunu desteklemesi ve buna karşı olan büyük toprak sahiplerinin bu kurumların kapatılmasına çalışmaları olmuştur.
Ahlaklı Siyasetçi ve Siyasal Ahlakçı
Kant, ahlakın ilkelerini öne alıp, siyaseti ahlakın ilkelerine uygun hale getirmeye çalışan ve gereğinde bunun için kişisel menfaatlerini feda eden ''ahlaklı siyasetçi'' ve ahlaki ilkeleri kendi menfaatlerine uygun şekilde değiştiren ''siyasal ahlakçı'' arasında ayırım yapar.
Reklam
Osmanlı'da, siyasal iktidara sahip olmanın, piyasa ekonomisinde başarılı olmaktan daha önemli bir meta olduğu zihin yapısı hakimdi. Batı'nın ekonomik ahlakına ve sembolizmine ise paranın ekonomik olduğu kadar siyasal bir araç da olduğu bir anlayış hakimdi. Osmanlı bu yönüyle, sosyal yapıların analizinde "statü" kavramının önemli olduğunu, sadece ekonomik temelli "sınıf" analizi yapmanın yeterince açıklayıcı olamayacağını söyleyen Weber'in sosyolojisine uygun bir yapı göstermiştir.
Kadın bedenini denetleyerek güç ilişkilerini düzenlemede, en önemli husus, kadının güç kazanılan alanlara girmesinin önlenmesi olmuştur. Kadınlar kamusal alana daha çok çıktıkça, güç ilişkileriyle ilişkili toplumsal yapı daha köklü bir değişiklik geçirmiştir. Toplumun yarısını teşkil eden kadınların; eğitim seviyelerindeki artış, ticaret-sanayi gibi güç kazanılan alanlara girişleri, kendilerine güvenlerini kazanmaları yönetim süreçlerinde söz sahibi olmaları hep kamusal alana çıkışlarıyla ilişkilidir.
Geri13
58 öğeden 46 ile 58 arasındakiler gösteriliyor.