Türkiye'de Kadın
Aytunç AltındalEn Eski Türkiye'de Kadın Sözleri ve Alıntıları
En Eski Türkiye'de Kadın sözleri ve alıntılarını, en eski Türkiye'de Kadın kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“... Hitit - öncesi Anadolu’da yaşayan topluluklar daha sonraki yüzyıllarda ortaya çıkan, örneğin Yahudi cemaatlerindeki insanlardan çok daha “Secular” (Dinsel özerklik) ortamlarda yaşamaktaydılar. Erkekler gibi kadınlar da Tanrı ve Tanrıçalarını seçmekte özgürdüler...”
Sayfa 21 - Anahtar KitaplarKitabı okudu
Anadolu Medeniyeti- Hitit
“Hititler bin yıllık tarihler içinde köklü bir devlet; buna bağlı olarak da çok güçlü bir ordu kurmuşlar ve sınıflı- toplumu belirleyen nitelikleri hem geliştirmiş hem de kökleştirmişlerdir.”
Sayfa 22 - Anahtar KitaplarKitabı okudu
“Hititliler’in Anadolu’ya miras bıraktıkları devlet biçimi ve yönetim anlayışı çeşitli evrelerden geçerek, ama özünde büyük çapta ve değişikliliğe uğramaksızın Osmanlılar’ da ve yeni bir aşama ve devinimle Cumhuriyet döneminde de sürerek günümüze dek gelmiştir, denebilir...”
Sayfa 22 - Anahtar KitaplarKitabı okudu
“Hitit Devletin’de Anadolu Kadını’nın durumu toplumda zaten varolan Köleciliğin, aile içindeki aynası gibidir. Kadın, sözde özgür, fakat pratikte kesinkes bağımlıdır. Bu bağımlılığı hem ekonomik hem de siyasaldır. Yine bu bağımlılığın sonucudur ki, kültürel faaliyetleri engellenmiş ve köreltilmiştir. Erkek her bakımdan kendini ve entellektüel kapasitesini geliştirirken kadın, hem çalışmaktan zaman ayıramadığı hem de ipin ucunu kaçırmış olduğu için toplumunu ve kendini geliştirmeye entellektüel bakımdan bir katkı da bulunamaz...”
Sayfa 26 - Anahtar KitaplarKitabı okudu
Hitit yasalarından 193’ üncüsü
“”Eğer bir adam ölür de karısı dul kalırsa, bu dul kadın önce kocasının erkek kardeşiyle evlenecektir. (Bu kardeşin ölmesi halinde) onun babasıyla; baba öldüğü taktirde de kardeşinin oğluyla (yeğen) evlenecektir.”
Sayfa 27 - Anahtar KitaplarKitabı okudu
Hitit 190 nolu yasa
“Buna göre, “Ölen babanın ardından üvey anneyle cinsel ilişki de bulunmak suç değildir.”
Sayfa 27 - Anahtar KitaplarKitabı okudu
“Bugünkü Türk halıcılığının atası Firigyalılar’dır.”
Sayfa 31 - Anahtar KitaplarKitabı okudu
Babil’ de poligami
“Egemen sınıfın erkekleri arasında çeşitli gerekçelerle birden fazla kadınla evlilik ilişkileri içinde olmak hiç yadırganmıyordu, tersine varlığın ve gücün göstergesi sayıldığı bile oluyordu.”
Sayfa 32 - Anahtar KitaplarKitabı okudu
Mısır ve İkinci Ramses Dönemi
“... Ne var ki, devlet kültlerinin ve egzotik ilahlara tapınmacılığın yanısıra, mütevazi yaşantılı halkın arasında, tanrılara doğru(yönelik) çok kişisel bir ilişki (ilgi) ve Mısır Dini’nde o günlere dek varolmayan ve yeni bir şey olan bir günah bilinci de doğup gelişmeye başlamıştır.
“Ayıp”ı beraberinde getirmiş olan işte bu “günaha girme/işleme korkusunun insanların bilincine sokulması olayıdır...”
Sayfa 33 - Anahtar KitaplarKitabı okudu
Sümer’de kadın
“Yazılı tabletler-belgelerden sezilebildiği üzere kadın ilkin Sümer’de toplumsal anlamda geri kalmaya başlamış ve giderek de toplumu denetleme ve yönetme egemenliğini erkeğe kaptırmıştır. Ancak, egemenliği bırakış, hiç bir zaman Hıristiyanlık’taki ve daha sonra da İslamiyet’teki gibi “kayıtsız-şartsız” teslimiyet şeklinde olmuş değildir.”
Sayfa 34 - Anahtar KitaplarKitabı okudu
Sümerler’de devlet düzeni
“Eski Sümer çağı vesikalarında şahsi mülkiyet daraltılmış devlet ve amme mülkiyeti esasları genişlemiştir. Şahıslar sadece küçük mülke sahip olabiliyorlar, mülk bir taraftan şehir beyine, karısına ve çocuklarına, diğer taraftan da ilahların hakim olduğu mabede aittir ve bu arazi geniş memurlar kitlesi tarafından idare edilmektedir.”
Sayfa 35 - Anahtar KitaplarKitabı okudu
“... İskitler’de kadının çok önemli bir toplumsal - siyasal etkinliği ve görevi olduğu kazılardan çıkan belgelerden anlaşılmaktadır. Bu görev her İskit kadınının her İskit erkeği gibi savaşçı ve asker olarak yetiştirilmesi geleneğidir...”
Sayfa 36 - Anahtar KitaplarKitabı okudu
Orhun Kitabeleri
“... aile hukuku, mülkiyet meseleleri kurallara bağlı olarak düzenlenmiştir. Evlilikte ana-baba onayı gerekmekte ve erkek tarafı kıza ağırlık (Kalıng) vermekteydi. Evli kadın kutsaldı ve tecavüz edenin cezası idamdı. Yüksek sınıftan olan bir kadın halktan olan biriyle evlenemezdi. Sınıflar, soylular ve esirler şeklindeydi. Soylular asker, esirler işçiydi. Kadın aile içinde eşit haklara sahipti. Din olarak hem kadının hem erkeğin ayrı ayrı tanrıları/tanrıçaları vardı. Şamanizme göre gökyüzü ve güneş (hayatın kaynakları) kadın; yeryüzü ve ay, erkek olarak kabul edilmişti. İyilik tanrıları kadın olarak düşünülmüştü. Kadın giyimi itibariyle kapalı değildi. Hak ve sorumluluklar siyasanın en üst kademesine değin değilse de büyük çapta paylaşılmıştı. Kavimin bütünlüğü ve devletin otoritesindenkadın, erkek ile beraber temsil edilmekteydi...”
Sayfa 37 - Anahtar KitaplarKitabı okudu
Göktürk ve Uygurlar’da kadın
“... Bu dönemin kadınının en belirgin özelliği, evlenme çağına gelen kızların “ne kadar hanım kız, becerikli ve iyi yemek yapar” şartlanmasına uygun değil, ata binmek ve silah kullanmaktaki maharetleriyle seçilmekte olduklarıdır.”
Sayfa 37 - Anahtar KitaplarKitabı okudu
İslamiyet
“... Filhakika kişiyi, başkalarının gasbından, yağmasından, intikamından koruyan haklar ile ... kişiyi, infiratçı hayat tarzından çıkarıp, camia hayatı içine sokan ve ona camia hayatının imkânlarını veren haklar ... aslında , herşeyin sahibi ve haliki olan Tanrı’ya ait imtiyazlardır. Bütün haklar, yine Tanrı’ya ait olan yeryğzü devletinde, bu devletin tâbii olan kullara Tanrı tarafından bahşedilmiş, lütfedilmiş imkânlardır.”
Sayfa 41 - Anahtar KitaplarKitabı okudu