Aytunç Altındal (gerçek adı: Osman Aytun Altındal; d. 12 Ocak 1945, Bakırköy, İstanbul - ö. 18 Kasım 2013), tarih ve politika alanında faaliyet gösteren Çerkez asıllı Türk gazeteci, yazar ve araştırmacı. Dinler, felsefe, gizli örgütler ve sair konularda birçok makale ve kitap yazmıştır.
İlkokulu İstanbul'da, ortaokulu Diyarbakır'da (1956) bitirdi. Haydarpaşa, Kabataş ve Pendik liselerinde okuyarak liseyi tamamladı.
Aytunç Altındal'ın babası Cavit Altındal, Beşiktaş kulübünde futbol oynamış aynı zamanda Haysiyet Divanı Başkanlığı yapmıştır. Annesi Fatma hanım ise ev hanımı. Aytunç Altındal, 4 kardeş içinde en küçük olanıdır.
Aytunç Altındal 1973 yılında Partizan adlı şiir kitabı nedeniyle 7.5 yıl hapse mahkum oldu ve yurtdışına kaçtı. 1975 yılında İsviçre'de "Marksist Yaklaşımla Türkiye'de Kadın" adlı kitabı çıkardı. 1977'de Havass ve1984'de Süreç yayınlarını kurdu. 1982'ye kadar Süreç dergisini yönetti. Daha sonra 1989'da Zürich'te Modus Vivendi Yayınevi ve Sanat Galerisini yönetti. Yine 1989 yılında Rusya'da Kültür Danışmanlığı görevini yaptı. 1992'de İngiltere Edinburg'da ki International Academy For European and Christian Studies kuruluşunda Project Academic Board (Akademik Proje İdari Heyeti) üyeliğine seçildi. Aynı yıl İngiltere'de yayınlanan Three Faces Of Jesus(Üç İsa) adlı kitabı dünya basınında geniş yankı buldu. Daha sonra 1993'de Rusça'ya çevrildi.
1993'te International Society For The Study Of European Ideas (Uluslararası Avrupa Düşünce Çalışmaları Topluluğu) Bilimsel Kuruluna üye oldu. Aynı yıl Avusturya'nın Graz şehrindeki Karl- Franz Üniversitesi tarafından düzenlenen European Seculer Legacy (Avrupa'nın Laik Vasiyeti)adlı uluslararası konferansta Oturum ve Bölüm Başkanlığına seçildi.
1995'te merkezi New York'ta bulunan Carnagie Council On Ethics And International Affairs örgütüne davet edilen, ilk ve tek Türk Konuşmacı oldu.
Aynı sene, New York'ta Birleşmiş Milletler bağlantılı Global Forum Of Spiritual And Parliamentary Leaders Or Human Survival (İnsan Yaşamından Sorumlu Ruhani ve Siyasi Liderler Global Forumu)'nda Uluslararası Danışman üyesi oldu.
Ünlü Fizikçi Isaac Newton'un bugüne kadar hiç bilinmeyen bir kitabını da yayınlayan Altındal, Uğur Mumcu'nun "Sakıncasız" adlı eserinin de yapımcılığını üstlendi.
Şiir dışında deneme ve inceleme türlerinde eserler verdi. 1964'ten başlayarak Haber, Akşam, Cumhuriyet, Yeni Halkçı, Ulus, Yenigün gibi gazetelerde yazılar yazdı. Çeviri yaptı. Dokuz çeviri kitabı yayımlandı. Yedi kitabı yasaklandı. Fransa ve İsviçre'de bazı yazıları yayımlandı. Şiirleri Sanat Edebiyat, Varlık, Süreç, Bilim-Sanat gibi dergilerde yayımlandı. Bazı şiirleri Amerika ve İzlanda dergilerinde yer aldı.
18 Kasım 2013'te İstanbul'da ölmüştür.[2] 19 Kasım 2013 günü Üsküdar-Karaca Ahmet- Şakirin Camii’nde düzenlenen cenaze töreninin ardından Karacaahmet Mezarlığı’nda toprağa verilmiştir.
dudakların kurumuş, sesin duyulmuyor
gözlerinde yaş mı var
bana mı öyle geldi
belki de 'direnmeliyim' diye düşünüyorsun
karşı-gecelere, sözlere ve düşlere
nereye baksan, kime başvursan olmuyor
kağıtlar kağıtlara düşman, uygarlık sana
karanlığa ve gölgelere tutunamıyorsun,
Olsun
kaskatı ve dopdolusun memleketinde de böyle miydin, söylesene
hep böyle umarsız ve yekpare
bir sınırdan diğerine sürüldükçe anımsatmanın sırası mı değil mi bilmiyorum
belki de 'aldatıldım' diye düşünüyorsun
eğreti bir tarihin satıraralarında kalmış gibisin
eğer benden buraya kadar diyorsan,
olsun.
nereden başlasam diye soruyor
yeniden yaşamaya hayatımı
önce anılar mı gelir
yoksa düşleri mi çocukluğumun.
nereden başlasam diye soruyor
yeniden yazmaya hayatımı
önce özlemler mi gelir
yoksa umutları mı gençliğimin.
aykırı sorular soruyor
kırılsın istemiyorum
yaşamak ve yazmak hayatı yeniden
önce bir yürek çarpıntısı
ardından hüzün getirir.
Aytunç Altındal daha önce de başka kitaplarını okudum.
Hepsinde de çok önemli konulardan bahsediyordu.
Hani korkusuz,cesur insanlar vardır, söylemek istediğini benim tabirimle("dan dan" diye :) söylerler)
Yazar da işte öyle bir insan.
Hiçbir cümlenin arkasına saklanmamış, açık yüreklilikle her konunun üstüne yürümüş.
Çok çarpıcı ,gizli gerçeklerden bahsediyor her sayfasında,bu yüzden her kitabı çok kıymetli!
Açıklamaları gibi kalemi de çok iyi.
Okumaya başlayınca bitirmeden edemiyorsunuz.
Kitabımız yazarın
Aytunç Altındal Gazetede, Sempozyum vb..yazdığı yazılardan derlenerek yazılmış.
Bu sebeple farklı farklı konuları, yıllarına göre olan olayları okuyorsunuz..
Yine çok çarpıcı bir alıntı ile bitirmek isterim:
". 1915 ve sonrasında Anadolu bozkırlarında öldürülen yüz binlerce Türk'ü, Kürt'ü ve Çerkez'i "uzaylılar" değil, "silahları" Ruslar, Fransızlar ve İngilizler tarafından sağlanmış olan kışkırtılmış Ermeni çeteleri öldürmüşlerdi..."
Bugün memleketimizdeki yaşanan bütün acı olayların arkasında neler varmış bilirsek,yeni nesili bu şuurla yetiştirebilirsek, belki yaşadığımız acılar son bulur..
Analar ağlamaz,gencecik evlatlarımız ömrünün baharında kara toprağa girmez.
Hicbir çocuk babasız ve eksik büyümez..
En büyük duam budur..
Yazarımızı
Aytunç Altındal rahmetle , saygıyla,duam ile anıyorum..
Büyük bir ilgi ve heyecanla okudum.
Herkese gönülden tavsiye ederim.
Size de keyifli okumalar dilerim..
Şairin kitabıyla bir tesadüf sonucu tanıştım. Kitabın adı ilgimi çekince 80 sayfalık ince bir kitabı okumamın herhangi bir kayıp olmadığını düşünerek başladım okumaya. Bitirdiğim zamansa “iyi ki okumuşum” dedim. Kitap şairin altıncı şiir kitabıymış. Diğerlerini de araştırıp okumayı planlıyorum. Şairin ön sözü benim incelememin son sözü olsun. “Şiir ayrılıktır. Bir gün canımızdan çok sevdiklerimize yeniden kavuşabilmek dileğiyle veda ediyorum. Şiir kavuşmaktır, unutmayın. Ve Elvedasız'daki şiirlerimle anımsayın beni.” İyi okumalar.
ElvedasızAytunç Altındal · Sarmal · 1996117 okunma
“Elvedasız yayınlandığı zaman muhtemelen yurdumda, Türkiye'de olmayacağım. Bari gidişim Elvedasız olsun istedim. Yeniden dönmek, yeniden sevdiğim yurduma ve sevdiklerime kavuşmak arzusu ve dileği içimden hiç çıkmasın diye. Bu nedenle Elvedasız'ı, Elem'i, Ayrılığı ve Özlem'i tatmış olanlara armağan ediyorum. Söylemiştim, şiir