Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Türkiye’de ve Dünyada Kadına Şiddet

Mücahit Gültekin

Sayfa Sayısına Göre Türkiye’de ve Dünyada Kadına Şiddet Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Türkiye’de ve Dünyada Kadına Şiddet sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Türkiye’de ve Dünyada Kadına Şiddet kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Önkabuller Gerçeği Nasıl Biçimlendirir?
Ne var ki, her tekrar bir müddet sonra bir ezberi ve önkabulü/önyargıyı doğur- maktadır. Önkabuller tersi kanıtlara ve tersi düşüncelere karşı oldukça dirençlidir. Hatta insan bir konuya ilişkin bir önkabule sahip olduğu zaman o konuya ilişkin bir kanıt aramayı da bırakabilir. Çünkü ona göre her şey kanıta ihtiyaç duymayacak kadar açıktır.
Sayfa 3 - Sekam Yayınları - 3.baskı - 2016
Çoğunlukçu Bir Dünyada Perspektif Diktası
“Kadına şiddet” konusunu ele alan “resmi/popüler” görüş, pek çok kesim tarafından kabul edilmiş gibi duruyor. Bu görüş, 5 temel varsayım üzerinde yükselmektedir. 1. Özellikle kadına yönelik bir şiddet vardır: Bu argüman, kadına “kadın olduğu için” şiddet uygulandığını savunmaktadır. 2. Bu şiddet giderek artmaktadır: Bu argüman ülkemizde ve görece olarak bütün dünyada kadına yönelik, cinsiyetçi bir şiddetin giderek arttığını iddia etmektedir. 3. Bu şiddetin faili erkeklerdir: Bu argüman, şiddetin failini “erkekler” olarak kodlamaktadır. Erkeklerin içinde, özellikle “koca”lar, yani evli olan erkekler kadına şiddet uygulamaktadır. Bu ise şiddetin mekânı olarak “ev”i şiddetin üretildiği sosyal kurum olarak “aile”yi sanık sandalyesine oturtmaktadır. 4. Bu şiddetin sebebi ayrımcı toplumsal cinsiyet algısıdır: Bu argüman şiddetin temel sebebi olarak toplumdaki “erkek egemen” cinsiyet algısını görmektedir. Erkeklerin “üstün” olduğuna ilişkin geleneksel inancı besleyen toplumsal mekanizma ve sosyal pekiştireçler bu şiddetin devam etmesine neden olmaktadır. 5. Kadına yönelik şiddeti önlemenin yolu, toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamaktır: Bu argüman kadının konumunu güçlendirmeyi ve onu erkekle mücadele edebilecek şekilde donanım sahibi yapmayı öngörmektedir. Bunun için ise kamusal ve sivil bütün mekanizmalar devreye sokulmalıdır.
Sayfa 8 - Sekam Yayınları - 3.baskı - 2016
Reklam
Bir kavramın tanımının, Birleşmiş Milletlerin, NATO’nun ya da uluslar arası hakemli bir derginin yayınladığı bir belgede/makalede yer alıyor olması bütün kültürlerin, dinlerin, felsefelerin o kavramın tanımında hemfikir olduğu şeklinde anlaşılmamalıdır. Bu, daha çok içinde bulunulan tarih kesiti içinde hakim olan kültürün o kavrama ilişkin tanımını yansıtmaktadır. Bu noktada uluslar arası geçerliliği olan bu belgelerin materyalist, bireyci, liberal bir dünya görüşüne yaslandığını bilmek önem arz etmektedir.
Sayfa 21 - Sekam Yayınları - 3.baskı - 2016
Dünya Sağlık Örgütü 2002 yılında yayınladığı Dünya Sağlık ve Şiddet Raporu’nda şiddetin tanımını biraz daha genişletmiştir: “Fiziksel güç ya da kuvvetin, amaçlı bir şekilde kendine, başkasına, bir gruba ya da topluluğa karşı fiziksel zarara ya da fiziksel zararla sonuçlanma ihtimalini artırmasına, psikolojik zarara, ölüme, gelişim sorunlarına ya da yoksunluğa neden olacak şekilde tehdit edici biçimde ya da gerçekten kullanılmasıdır” (Dünya Şiddet ve Sağlık Raporu: Özet, 2002)
Sayfa 22 - Sekam Yayınları - 3.baskı - 2016
Şiddet ve kadına şiddetle ilişkili tanımlarda en dikkat çekici nokta tanımların olabildiğince geniş tutulmasıdır. Kişiler arası ilişkilerde günlük yaşamın normal akışı içinde görülebilecek pek çok davranış «şiddet» tanımı içine sokulmaktadır. Şiddetin çeşitlendirilmesi ve şiddet eşiğinin sıfır noktasına kadar çekilmesi şiddet ve şiddet içermeyen davranış arasındaki farkı iyice belirsizleştirmektedir.
Sayfa 23 - Sekam Yayınları - 3.baskı - 2016
Debarbieux, Nicole Vettenburg’un Avrupa Konseyi için kaleme aldığı rapordan yaptığı bir alıntıyla bu durumu şöyle açıklıyor: “Şiddet etiketi çoğu zaman stratejik amaçlı kullanılır. Resmi otoritelerin söyleminde ‘şiddet’ sözcüğü özellikle kötü ve ayıp olan her şeyi içine alabilecek bir sembol olarak kullanılır her zaman. Cinayet, işkence ve başka bir takım mahkum edilmesi gereken eylemlerle bir tutulur. Çatışma durumları rakibin uyguladığı şiddeti ifşa etmek ve eylemi bir meşru müdafaa biçimi olarak göstermek için bir fırsattır.
Sayfa 27 - Sekam Yayınları - 3.baskı - 2016
Reklam
Burada sorun, Vettenburg’un da vurguladığı gibi, cinayet ve işkence gibi ekstrem olaylarla, daha hafif düzeydeki vakaların “şiddet” kavramı içinde eşitleniyor olmasıdır. Hemen her sosyal ilişkide gözlenebilecek tartışma ve problemlerin “kadına şiddet” ve “kadın cinayetlerinin habercisi” olarak sunulması acaba kadına şiddet vakalarının azalmasına mı hizmet etmekte, yoksa normalde tolere edilebilecek davranışlara da tahammülü azaltıp küçük tartışmaların da kriminal boyut kazanmasına mı sebep olmaktadır?
Sayfa 29 - Sekam Yayınları - 3.baskı - 2016
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu el kitabında verilen tanımlar bunun çarpıcı bir örneğini oluşturmaktadır. Kitapta, saç çekmek de, kaynar suyla haşlamak da, vücutta sigara söndürmek de “fiziksel şiddet” tanımıyla eşitlenmektedir. Aynı şey diğer şiddet türleri için de geçerlidir. Kitabın tamamı incelendiğinde ve şiddet tanımı dikkate alındığında “nasıl giyineceğine karışmak” ile “işkence yapmak”; “ailenin geliri hakkında bilgi vermemek” ile “fuhşa zorlamak” arasında bir fark bırakılmamakta hepsi “şiddet” kavramında eşitlenmektedir. Bu toptancı ve genellemeci yaklaşım ülkemizdeki “şiddet” sorunun gerçekliğini, derinliğini ve yaygınlığını anlamayı zorlaştırmaktadır. El kitabının 23. sayfasında “Şiddet gördüğünüzü ispatlamak zorunda değilsiniz” uyarısı yapıldıktan sonra “Kanunun uygulanması sadece fiziksel şiddete yönelik değildir. Bütün şiddet türlerini kapsamaktadır.” hatırlatması yapılmaktadır. Bu açıklamalar, “Kadın iddia ediyorsa, erkek yapmıştır” varsayımına dayalı bir bakış açısını yansıtırken, “sesini yükseltmek” ile “cinayeti” “şiddet” kavramında eşitlemektedir.
Sayfa 29 - Sekam Yayınları - 3.baskı - 2016
Avrupa’daki kadın cinayetleri Dünya ortalamasından ve Türkiye’den 7 puan daha fazladır.
Sayfa 36 - Sekam Yayınları - 3.baskı - 2016
İstatistikler, kadınların yarıdan fazlası (%53) aile üyesi olmayan ya da yakın ilişkide olmadıkları biri tarafından öldürüldüklerini ortaya koyuyor. Bir aile üyesi ya da yakın bir partner tarafından öldürülen kadın sayısının en fazla olduğu bölge Asya kıtası. Bu bölgeyi, Afrika, Amerika, Avrupa ve Okyanusya takip ediyor.
Sayfa 38 - Sekam Yayınları - 3.baskı - 2016
23 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.