Türklüğe Adanmış Bir Ömür Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu
Necati DemirTürklüğe Adanmış Bir Ömür Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu Gönderileri
Türklüğe Adanmış Bir Ömür Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu kitaplarını, Türklüğe Adanmış Bir Ömür Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu sözleri ve alıntılarını, Türklüğe Adanmış Bir Ömür Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu yazarlarını, Türklüğe Adanmış Bir Ömür Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Dünya gözüyle görmek, görüşmek de varmış kaderde.
Türklüğe Adanmış Bir Ömür Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu
''Dilde, İşte, Fikirde Birlik'' - İsmail Gaspıralı
''Ben kendimi Turancı olarak sayarım. Bunun da en büyük nedeni İsmail Gaspıralı'dır. Bence Turancılığın başında duran kişi Gaspıralı'dır. Biz ondan çok şey öğrendik. Tabii Turancılıktan kastım da İsmail Gaspıralı ile aynıdır. Bütün Türkleri bir devlet altında toplamak yerine birbirlerine yakınlaştırmak.'' - Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu
Sayfa 118Kitabı okudu
Yalnız aptallar bir söze inanır…
İsmail Gaspıralının mezarı, Sovyetler zamanında tahrip edildi maalesef. Hatta yanında bir domuz çiftliği kurarak hatırasına hakaret ettiler. Çiftliğin pisliği mezara akıyordu…
Bilgi olmazsa devletinize ve milletinize hizmet edemezsiniz.
“Mademki bu ülkede Kırım Türklerinin hiçbir vatandaşlık hakkı yok, öyleyse askerlik borcumuz da yoktur. Vatanından vahşice sürülmüş ve vatanı olmayan bir insan, bu devlette neyi müdafaa edecek? Bana güvenmeyen bir devlete sadık kalacağıma dair askerlik yemini edemem”
~Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu~
Kırımı vatan olarak görmekten ve bir gün vatanlarına dönmek için çabalamaktan asla vazgeçmemişlerdi…
"Kimse asla, hiçbir koşulda, beni, onur ve vicdanımı, ulusal onurun getirdiği görev ve görevlerimi yerine getirmeyi reddetmeye zorlayamaz."
Sayfa 125 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
1944 Sürgünü sonucunda Kırım'da yaşayan Tatar Türkü sayısı sıfira indirildi.
Nüfus sıfırlandığı gibi Kırım Tatarlarının izleri de silinmeye çalışıldı. Kırım'daki bütün kitaplar toplatılarak yakıldı. Kitaplarla ilgili hiçbir ayrım gözetilmedi. Lenin'in, Stalin'in kitapları dahi yakıldı. Kırım'ın tarihi hakkında bilgi veren hiçbir kitap kalmadı. Şehir, yol ve coğrafi isimler, hepsi Rus isimleri ile değiştirildi. Camiler ve mezarlıklar tahrip edildi. Mezar taşları inşaat işlerinde kullanıldı. Bu durum gösteriyordu ki Kırım Tatarlarının bölgeden ayrılması yeterli değildi. Onların izleri de tamamen silinecek ve bir daha Kırım'a dönmelerine izin verilmeyecekti. Aslında soykırım, tam da bu olsa gerek. Topyekûn ne varsa yok etmek...
Sayfa 54 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Rusya'nın sürgün ve göçe teşvik politikası 1922 yılına kadar kesintisiz devam etmiştir. Hakan Kırımlı'nın verdiği bilgiye göre 1783-1922 yılları arasında Kırım'dan Osmanlı Devleti'ne göç yaşanmamış tek bir yıl bile olmamıştır. Yine onun verdiği istatistiğe göre, bu süre içerisinde Kırım'dan Osmanlı Devleti'ne göç edenlerin sayısı iyimser bir tahminle 1 milyon 800 bindir. Etnik yapı üzerinde bu kadar çok oyun oynamalarına rağmen Kırım'da Tatar varlığı Bolşevik İhtilali'ne kadar devam etmiştir.
Sayfa 28 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Kırım halkının Türk ve Müslüman olması, Osmanlı Devlet hiyerarşisinde ayrıcalıklı bir yere sahip olmasına neden olmuştur. Osmanlı Devleti, Kırım konusunda daima hassas olmuştur. Örneğin II. İslam Giray (1584-1588) döneminde Kırım'da ilk defa Osmanlı padişahı adına hutbe okutulmuştur.
Sayfa 26 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Bilgi olmazsa devletinize ve milletinize hizmet edemezsiniz.
"Bilgi olmazsa devletinize ve milletinize hizmet edemezsiniz. İnsanın hayat prensipleri olması lazım. Nasıl bir hayat yaşayacağınızı belirlemeniz lazım. Siz bunu belirledikten sonra size engel olmak isteyen insanlarla karşılaşabilirsiniz. Siz özgür olmak istersiniz, onlar sizi kısıtlamak ister. Buna karşı çıkacaksınız. Kendinizi koruyacaksınız. Senin en doğal hakkın vatanında yaşamak ama seni başka yere sürgün ettiler. Senin birinci vazifen vatanına dönmek olmalı. Bilginin gücünden her zaman faydalanmak lazım."
"Kimse asla, hiçbir koşulda, beni, onur ve vicdanımı, ulusal onurun getirdiği görev ve görevlerimi yerine getirmeyi reddetmeye zorlayamaz."