Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Türkmen Anarşizmi

Ahmet Ateş

Türkmen Anarşizmi Gönderileri

Türkmen Anarşizmi kitaplarını, Türkmen Anarşizmi sözleri ve alıntılarını, Türkmen Anarşizmi yazarlarını, Türkmen Anarşizmi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İslamatürk birleştirmeci/tekçi devlet anlayışında (özellikle 1960'lardan bugüne) insanın yer almadığı bir toplumsal oluşum metafizik olarak tahayyül edilmektedir: her şey devlet için... Bu inançtan dolayı da düşman hep devletin düşmanıdır; kişidir, bireydir, topluluktur, halktır.
Türkmen ve Türkmen Aleviler için bu erime bile devlet tarafından kabul edilemez bulunmaktadır; çünkü onlar zındık, mulhit, rafizi, Kızılbaş, alevi olup biatları makbul ve kabul olunmyacak olanlardır - başka etnilerden aleviler (Kürt, Zaza, Ermeni, Arap, Türk, -Çiğil, Kıpçak, Kanglı, Uygur, Kalaç-) da bu yargıya dahildir-. Bu düşünce ve tutum hegomanyacı, monolitik, dogmatik ve dışlayıcıdır.
Reklam
Mülkün Nizamı ( Ebu Ali Kıvamuddin) gibi vezirler Türkmenleri, onların inançlarını, topluluklarını, örgütlerini yok edecek bir çabayı devletin temel siyaseti kılmışlardır.
Osmanlı sınıfının mensupları, Anadolu halkına bilhassa köylü ve göçebelere göre mağrur, haşin, hilekar, sözünde durmaz, vefasız ve gayrı adil ve benlikçi insanlardır.(Sümer, 1980;5)
Osmanlı Devleti'nin 15. yüzyılının ikinci yarısında yönetim dilinin Osmanlıca: medreselerin, enderunun ve dinsel kurumlarının dilinin Arapça; edebiyat dilinin Osmanlıca, Arapça ve Farsça olduğu; Türkmenlere ve hatta Türklere ait her şeyin aşağı görüldüğü bir zamanda Oğuz Dili / Türkmence, devlete rağmen yaygın olarak yaşayan bir dildir.
Kaşgarlı Mahmut, türk dilinin sözlüğünü yazdığı söylese de, kitap esasında temel olarak Türkçe ile Oğuz dili ve Argu dili gibi diller arasındaki ayrımları belirlemekle ilerlemektedir.
Reklam
Yakın çağda ise eskinin devlet anlayışı yerine yeni bir hayali devlet anlayışı yaygınlaşıyor: tek boduna -etni- dayalı devlet ya da ulusal devlet.
Bundan dolayı Oğuzların sarayı olmamıştır. Onların hakkındaki tanıklıklar, tanımlamalar, adlandırmalar hep saraylı yazıcılar tarafından yapılagelmiştir ve bir "öteki"leştirme tanımıdır.
Topluluk içi ilişkilerdeki eşitlikçilik ve "karşılıklı yardımlaşma" farklılaşmayı sınıflaşmayı engellediğinden devlet fikri böyle toplumlara hep yabancı gelmiştir.
Oğuzlarının yaşamlarının genel gidişatı "kendilerine yeten geçimlik bir ekonomi" idi. Geçimlik ekonomisi bir kıtlık ekonomisi değildir. Göçebe üretim toplumu kesinlikle bir bolluk yaratıyor.
50 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.