Ulusların Kaderlerini Tayin Hakkı kitaplarını, Ulusların Kaderlerini Tayin Hakkı sözleri ve alıntılarını, Ulusların Kaderlerini Tayin Hakkı yazarlarını, Ulusların Kaderlerini Tayin Hakkı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Her ulusal kültür, gelişmiş olmasa bile, demokratik ve sosyalist bir kültürün öğelerini içerir çünkü her ulusta, yaşam koşulları zorunlu olarak demokratik ve sosyalist bir ideolojiyi doğuran, sömürülen bir emekçi yığını vardır. Ama her ulusta, aynı zamanda (çoğunlukla aşırı gerici ve yobaz nitelikte olan) bir burjuva kültür de vardır ve bu, ulusal kültürün "bir öğesi" olarak kalmaz, egemen kültür biçimine bürünür. Böylelikle, "ulusal kültür", genel olarak büyük toprak sahiplerinin, papazların ve burjuvazinin kültürüdür.
Ulusal kültür sloganı (çoğu kez kara-yüzlerin ve papazların ilham ettiği) bir burjuva aldatmacasıdır. Bizim sloganımız, demokratizmin ve dünya işçi hareketinin enternasyonal kültürü sloganıdır.
Dil sorunları vb. yüzünden ayrı ayrı burjuva partilerin aralarında sürdürdükleri ulusal kavgalara karşı işçi demokrasisi şu istekleri ileri sürer: her burjuva milliyetçinin öğütlediği şeyin tam karşıtı olarak, bütün ulusal-topluluklardan gelme işçilerin, bütün işçi sendika, kooperatif ve tüketim örgütlerinde mutlak birliği ve tam kaynaşması ile, ancak böyle bir birlik ve böyle bir kaynaşma ile demokrasi savunulabilir ve şimdiden uluslararası bir niteliğe bürünen ve her geçen gün bu niteliği artan sermayeye karşı işçilerin çıkarları savunulabilir, her türlü ayrıcalığa ve sömürüye yabancı olan yeni bir yaşam tarzına doğru dönüşmekte olan insanlığın çıkarları savunulabilir.
Marx ezen bir ulusun sosyalistinin ezilen ulus karşısındaki tutumunu soruşturuyor ve ardından, (İngiliz olsun, Rus olsun) egemen ulusların sosyalistlerinin ortak kusurunu açığa vuruyor: bunlar ezilen uluslara karşı sosyalist görevlerini anlayamıyorlar, ve "egemen ulus" burjuvazisinin önyargılarına yankı oluyorlar.
Önemli bir eser karşımızda durmaktadır. İçerik olarak anlaşılması pek güç olmayan bir yapıttır. Tabi üzerinden yüzyıllar geçmiş o dönemdeki tartışıla duran ve örnekleme yapılan günün sorunları bizim için zor bir okuma oluşturduğu bir gerçekliği var. Tabi tarihsel bir birikim veya araştırmalar ile kendisini doygunluğa getiren kişiler için basit bir yapıt. Fakat Ulusal sorunlara yönelik perspektifi hala güncel ve uygulanabilecek en eşit ve adaletli yöntemdir. Türkiye gerçekliği ile okuduğunuzda; Kürt halkının mücadelesinin haklılığına ve her ulusun kendi veya azınlığın, en demokratik şekilde haklarının olduğu ve olması gerektiğini bunlardan en önemlisi; anadilde eğitim, kendi kültürünü yaşatma vb. hakların temel bir hak olduğunu bizlere anlatmaktadır. Ulusların başka uluslara kurduğu tahakküm bizlerin bu tahakküm içerisinde başka uluslara düşmanlaşmamız burjuva devletlerinin gerçekleştirdiği bir gerçektir. Hangimiz bir insanın Kürtçe konuşuyor diye düşman olacağını düşünebilir mi! Bir halka bizleri düşman yapan bu zihniyetlere karşı mücadele etmek gerekliliği, insanlık için en onurlu davranışı olduğunu unutmamak gereklidir.
ama biz şöyle diyoruz sosyalist devrimi yapacak ve burjuvaziyi devirecek yetenekte olmak için işçilerin sıkı sıkıya birleşmeleri gerekiyor ve ulusların kendi yazgılarını belirleme hakkı için savaşım yani ilhaklara karşı savaşım bu sıkı birliği kolaylaştırıyor.
Sosyalizmin amacı yalnızca insanlığın küçük devletlere bölünmesine ve ulusların her türlü bölgeciliğine bir son vermek, yalnızca ulusları birbirine yaklaştırmak değil ama onların birleşimini de gerçekleştirmektir...