Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Ümmet Coğrafyası

Adem Özköse

Sayfa Sayısına Göre Ümmet Coğrafyası Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Ümmet Coğrafyası sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Ümmet Coğrafyası kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İslam dünyası bir asır önce Batılı güçler tarafından işgal edildi. Daha sonra da Müslüman halkların arasına mösyöler tarafından cetvellerle yapay sınırlar çizildi. Tarihi, coğrafi ve sosyolojik açıdan hiçbir gerçekliği olmadığı halde bir zamanlar Ümmet Coğrafyası'nda yaşayan insanlar ulus devletlere , yapay kimliklere bölündüler. Emperyalistler eliyle her ulus için bir taraftan sahte kahramanlar üretilirken, diğer taraftan da tamamen kurgu olan İnkılap Tarihleri yazıldı. Özellikle tarihin bu şekilde kurgulanmasının amacı cetvellerle çizilen sınırların zihinlere de yerleşmesinin istenmesiydi. Her şey bir projeydi ve bu projeler sayesinde bir zamanlar sadece Müslüman olmakla övünen insanlara kavimleriyle övünmeyi öğrettiler. Coğrafyamız birden Türklüğüyle, Kürtlüğüyle , Araplığıyla övünen insanlarla doldu. Yapılmak istenilen, İstanbul'un ellerini Şam-ı Şerif'ten, Kudüs'ün ellerini İsfahan'dan, Saraybosna'nın ellerini Prizren'den, Tanca'nın ellerini Trablusgarp'dan ayırmaktı.
Sayfa 9 - pınar yayınlarıKitabı okudu
Emperyalistler eliyle, her ulus için bir taraftan sahte kahramanlar üretilirken diğer taraftan da tamamen kurgu olan İnkılap Tarihleri yazıldı. İslam toprakları yıllarca bu diktatörler eliyle esir alındı. Müslümanların tarihi, kültürü, değerleri aşağılandı, hakir görüldü. Topraklarımızdaki zenginliklerimiz yağmalandı, sömürüldü. Ümmeti Muhammed'in kutsalları çiğnendi, özgürlüklerine prangalar vuruldu.
Sayfa 9
Reklam
Her şey bir projeydi ve bu projeler sayesinde bir zamanlar sadece müslüman olmakla övünen insanlara kavimleriyle övünmeyi öğrettiler. Coğrafyamız birden Türklüğüyle, Kürtlüğüyle, Araplığıyla övünen insanlarla doldu.
Sayfa 9
Batılı emperyalistler Islam dünyasını terk ederken arkalarında da yerli dostlarını bıraktılar. İslam topraklan yıllarca bu diktatörler eliyle esir alındı. Müslümanların tarihi, kültürü , değerleri aşağılandı, hakir görüldü. Topraklarımızdaki zenginliklerimiz yağmalandı , sömürüldü. Ümmet-i Muhammed'in kutsalları çiğnendi, özgürlüklerine prangalar vuruldu . Kimiülkelerde askeri ve siyasi, kimi ülkelerde de kültürel ve fikri kuşatmalar oluşturuldu. Yeni nesiller ruh köklerinden uzaklaştırılmak istendi . Bütün bunlara başkaldıranlar ise ya hapsedildi ya da idam sehpalarına gönderildi . Fakat İslam topraklarına musallat olan sömürgeciler her şeyin aslına rücü edeceğini unuttular. Hangi mesafeleri kat ederse etsin, hangi engellerle karşılaşırsa karşılaşsın suyun bir gün yatağını bulacağını hiç hesaba katmadılar. Ümmet Coğrafyası'nın halkları , aralarına sınırlar konulan kardeşler sonunda sessizliklerini bozdular. Kahire'den, Şam-ı Şerif'den, İstanbul'dan, Gazze'den, Bingazi'den yükselen özgürlük çığlıkları İslam dünyasının yüzyıldır süren suskunluğunu sonunda yerle bir etti. Suskunluk yerini direnişe, çaresizlik ise umuda bıraktı. İslam dünyası küllerinden yeniden doğmaya , dirilmeye başladı. Artık rüzgar tersine dönüyor. Bir çağ kapanıyor ve yeni bir çağ açılıyor. Teslimiyet kültüründen direniş kültürüne geçiliyor. İslam dünyasının minarelerinden özgürlük sesleri yükseliyor. Yıllardır ezilen Müslümanlar adalet temelli yeni bir İslam dünyası kurmak istiyorlar. Müslüman halkların kararlılık ve cesareti tarihin kapılarını yeniden zorluyor.
Sayfa 10 - pınar yayınlarıKitabı okudu
ABD askerleri 20 Mart 2003'de tıpkı bir haçlı ordusu gibi lrak'ı işgal ettiler. Bombaladılar, yaktılar, yıktılar, yağmaladılar. Camileri postallarıyla kirlettiler, lrak'ın farklı şehirlerinde kurdukları cezaevlerinde insanlara acımasızca işkenceler yaptılar. Kadınlar dul, çocuklar kullanılan kimyasal silahlar nedeniyle sakat kaldı. Ve 8 sene sonra lrak'tan çekilirken de arkalarında yüz binlerce ölü, ırk ve mezheplere bölünmüş bir ülke bıraktılar. ABD işgalinin lrak'a getirdiği demokrasi ve özgürlüğü en net özetleyen görüntüler ise Ebu Garip Cezaevi'nden dünyaya yansıyan görüntülerdi. ABD askerlerinin bir taraftan Irak'lı mahkumlara işkence yaparken, diğer taraftan da verdikkleri pozlar askerlerin sahip oldukları ruh halini , Irak cezaevlerinde yaşanan işkence ve insan hakkı ihlallerini bütün çıplaklığıyla gözler önüne seriyordu. Ebu Garip'ten dünyaya yansıyan bir fotoğraf ise ABD askerlerinin Irak halkına yönelik işlediği suçların, yaptığı işkencelerin sembolü haline geldi. Bu fotoğraf, kolları iki yana açılmış bir şekilde vücuduna elektrik verilen siyah pelerinli adamın fotoğrafıydı. Fotoğrafın basına yansımasından uzun bir süre sonra siyah pelerinli adamın kimliği de öğrenildi. Dünyanın konuştuğu bu adam, tutuklanana kadar geçimini sağlamak için hurma yetiştiren sıradan bir Irak, Bağdatlı Hacı Ali Kays''ydi.
Sayfa 15 - pınar yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Kamuoyuna Ebu Garip'teki Iraklı kadınlara tecavüz edildiği yönünde bilgiler de yansıdı. Sizin bu bilgileri doğrulayıcı bir tanıklığınız oldu mu? Birçok defa esir kadınlara saldırdılar. Iraklı kadınlar tecavüze uğrarken onların yardım isteyen çığlıkları hücrelerimize kadar geliyordu. Biz hücrelerimizde tekbir getirirken, kapılara, duvarlara vururken Amerikalı askerler kadınlara tecavüz ediyorlardı. Elimizden hiçbir şey gelmiyordu. Gerçekten çaresizdik. .. Kadınların çığlıkları da dayanılacak gibi değildi. Hacı Ali Kaysi
Sayfa 19 - pınar yayınlarıKitabı okudu
Ebu Garip Cezaevi'nden başka neler hatırlıyorsunuz? Amerikalı askerler Iraklı mahkumlara "Büyük Tavuk", "Kurt Adam", "Drakula", "Joker" gibi isimler takıyorlardı. Bana ise "Colin Powell" diyorlardı. Hücrelerde kalan insanların büyük bir kısmı ise çıplaktı. Bir gün 75 yaşındaki Bakubalı bir alimi önce çırılçıplak soydular. Sonra da ona zorla kadın iç çamaşırı giydirdiler. Iraklı kadınlara yemeği bu alimin vermesini ve kadınların da ona bakmasını istiyorlardı. Kadınlar Iraklı alime bakmayı reddedince Amerikalı askerler kadınlardan bir kaçını dövdü. Yine Ebu Garip Cezaevi'nde genç bir Iraklı mahkuma yapılanlar da gerçekten berbattı. Amerikalı askerler önce Iraklı genç mahkumun gözlerini bağlayıp ona "seni tuvalete götüreceğiz" demişler. Daha sonra da "artık tuvalete geldin, ihtiyacını giderebilirsin" diyerek Iraklı genç mahkumu kendisi gibi cezaevinde mahkum olan babasının üzerine işetmişler. Bunu bizzat yaşayan o genç mahkumdan dinledim. Bir taraftan anlatıyor diğer taraftan da ağlıyordu.
Sayfa 19 - pınar yayınlarıKitabı okudu
6 ay işkencenin her türlüsüne maruz kaldıktan sonra bana "suçsuz olduğunuz ortaya çıktı, artık serbest bırakılıyorsunuz." dediler. İşte Amerika'nın Irak'a getirdiği demokrasi ve özgürlük budur. Benim yaşadıklarım, Ebu Garip'te olanlar aslında gerçek bir Amerika fotoğrafıdır. Hacı Ali Kaysi
Sayfa 20 - pınar yayınlarıKitabı okudu
6 ay işkencenin her türlüsüne maruz kaldıktan sonra bana "suçsuz olduğunuz ortaya çıktı, artık serbest bırakılıyorsunuz." dediler.    İşte amerikanın Irak'a getirdiği demokrasi ve özgürlük budur. ~Hacı Ali Kaysi
Sayfa 20 - pınar yayınları
Reklam
Bu ayrışmanın temel sebebi işgaldir. İşgalden önce Irak'ta Şiilerle Sünniler arasında herhangi bir ayrışma yoktu. Hepimiz Şii veya Sünni değil ; Iraklı ve Müslüman'dık.
Sayfa 21 - pınar yayınları
Ebu Garip Cezaevine ilk alındığımda ABDli askerlerin bana sordukları ilk soru Şii mi yoksa Sünni mi olduğumdu. Irak'ta daha önce böyle bir soruyla hiç karşılaşmadığım için bir hayli şaşırdım. Bugün Irak'taki Şii ve Sünni ayrışmasının temel sebebi ABD işgalidir. İşgalden önce Şiiler ve Sünniler arasında herhangi bir ayrışma yoktu. Şiiler Sünnilerden, Sünniler Şiilerden kız alıp veriyorlar, birbirimize her konuda yardımcı oluyorduk. Hepimiz; Şii veya Sünni değil, Iraklı ve Müslümandık. Fakat ABD uyguladığı sinsi politikalarla Şiileri Sünni düşmanı, Sünnileri de Şii düşmanı yaptı. Irak Ebu Garip Cezaevinin sembolü Hacı Ali Kaysı
Sayfa 21 - undefined
297 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.