Undine superilerine verilen isimmiş. Ruhları olmayan , doğadaki elementlerden oluşmuş varlıklar . Öldükten sonra arkalarında iz bırakmadan kaybolurlar. Ruhu olan insanlar gibi değillerdir. Ona çok aşık olan bir erkek ile evlenince ruha kavuşturmuş undineler ...
Issız bir göl kenarında yaşayan yaşlı karı koca küçük bir kız çocuğu bulurlar ve onu kaybolan kızlarının yerine koyup büyütürler . Çok güzel ve ele avuca sığmayan bir kızdır Undine .
Şövalye Huldbrand dinlenmek için bu yaşlı karı kocanın evine gelir. Hızlı bir şekilde bu kıza aşık olur Hulbrand , yolu buraya düşen bir rahip tarafından da hızlıca evlendirilirler. Her şey peri masalı gibi ilerliyor görünüyor bu gotik ve fantastik öyküde. Ancak her şey göründüğü gibi değil maalesef. Tekinsiz orman , her zaman peşlerinde olan su soyundan bir amca , ruha kavuştuktan sonra daha naif hale gelen Undine , kıskanç bir kadın, davranışları değişen bir koca ... Okurken Undine 'ye hem kızdım hem de çok üzüldüm. Kitap boyunca kötü olarak bahsettiği amcası sonuna kadar haklıydı bence. Aşk tarafından gözleri kör olan Undine gerçekleri görmedi ya da görmek istemedi. Sonunda intikam alınmış olsa da o aşamaya gelmeden Undine önem alamaz mıydı?? Tabii ki alabilirdi ancak o almamayı, kocasına güvenmeyi seçti... Hak etmeyen insanlara hak etmedikleri değeri vermeyelim