Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Uygarlık Tarihi

Server Tanilli

Uygarlık Tarihi Sözleri ve Alıntıları

Uygarlık Tarihi sözleri ve alıntılarını, Uygarlık Tarihi kitap alıntılarını, Uygarlık Tarihi en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Merak ettiğim bir soru...!
Acaba bugün, özellikle Türkiyeli bir insan için, çağdaş olmanın, giderek çağdaş kafa taşıyor olmanın "asgari" ölçütleri nelerdir?
Bir herif-i naşerif düşünün ki, Anadolu'daki Amerikan kasalarından İsviçre'deki Siyonist bankalarına dek her yerde sağdan bol sıfırlı hesapları bulunsun, ama hayatı banknotun yeşili gibi öğürmekle geçsin gündüz ve gece... Kendisine birazcık yakınlaşıp; - Gel kardeşim, şu güzelim evrende yaşamak, hayatın tadını damağında duymak için bir şeyler yap... - Ne yapalım? - Al Aziz Nesin'in, Yaşar Kemal'in, Orhan Kemal'in romanlarını, bir kitaplık kur evinde... - Allah göstermesin, hepsi komünist!.. - Ruhi'nin plaklarını al, türkülerini dinle... - Şeytan görsün yüzünü... - Ulan herif! Duvarına birkaç güzel resim as. Abidin, Avni, Cihat, Selim; bizim ressamlarımız bunlar... - Boş ver, kimini sürdüm, kimini vatandaşlıktan attım, kimini defterden sildim... - Nâzım'ı oku be!.. Türk dilinin büyük ozanını tanı! Dilini sevmeyen insan yurdunu sevemez ve yaşamın tadıdır şiir okumak... - Nâzım mı? Düşmanım benim o... Mezardan çıksa yine gömerim ellerimle... Duvarında ressamı, dilinde şiiri, kitaplığında romancısı, üniversitelerinde bilim adamı bulunmayan bir görgüsüz sınıf... Hilton'da düğün yapıp, göbekçinin külotuna banknot sokuşturmaktan başka zevki olmayan, kasaba hovardalığıyla play-boy mukallitliğinde ömür tüketen; çarpık, zevksiz, renksiz, utanç verici bir sınıf Türkiye'nin yazgısına egemen bugün...
İlhan SelçukKitabı okudu
Reklam
Aklın kurallarına uyarak YAMYAM'lara barbar diyebiliriz ama bize benzemiyorlar diye barbar diyemeyiz....!
Halkın Ekmeği
Bilin: Halkın ekmeğidir adalet. Bakarsınız bol olur bu ekmek, bakarsınız kıt, bakarsınız doyum olmaz tadına, bakarsınız berbat. Azaldı mı ekmek, başlar açlık, bozuldu mu tadı, başlar hoşnutsuzluk boy atmaya. Bozuk adalet yeter artık! Acemi ellerde yoğrulan, iyi pişirilmemiş adalet yeter! Yeter katıksız, kara kabuklu adalet! Dura dura bayatlayan
Sayfa 150 - Bertolt BrechtKitabı okudu
"Bir de bana şiirlerim / Neden söz açmazlar diye soruyormuşsunuzdur/ Düşlerden, yapraklardan / Doğduğun ülkenin koca yanardağlarından/ Gelin görün sokaklar kan/ Gelin görün kanı / Sokaklar boyunca akan..."
Sayfa 297 - P. NerudaKitabı okudu
Güzel olduğunu söylemeye gelmedim. Biliyorum, güzelsin. Ama konu bu değil şimdi, Konu ölünü istemeleri, Kafatasını istiyorlar Angela Jackson'un ve Lumumba'nın kafatasları gibi, Büyük Şef'in(A.B.D) çadırını süslemek için....
Reklam
Ne var ki, günümüzdeki demokrasilerden farklı bir yanı vardı Atina demokrasisinin: Gerçekte, bir azınlığın demokrasisi idi o. Yani halkın ancak bir bölümü demokratik haklardan yararlanabiliyordu. "Metek" denilen yabancılar ile "köleler", bu haklardan yararlanamazdı; kadınlar da öyle.
Sayfa 35
Yunanlılara En Çok Ne Boçluyuz?..
...Yunanlılara karşı en derin şükran borcumuz, onların düşünce ve tartışma özgürlüğünün ilk yaratıcıları olmalarından dolayıdır, yanıtı verilirse daha doğru olur. Çünkü düşünce özgürlüğü, onların yalnız felsefi düşüncelerinin, bilim alanındaki görüşlerinin, siyasal kurumlardaki denemelerinin ana koşulu olmakla kalmamıştır. Edebiyat ve sanatta erdikleri yüksek aşamanın da başlıca koşulu olmuştur.
Sayfa 24 - Alkım Yayınları
'' Endüstri Devrimi'ne öncülük etme yolunda, İngiltere'ye üstünlük sağlayan özelliklerin en önemlisi de, Avrupa ülkeleri arasında en geniş sömürge imparatorluğunun İngiltere'nin elinde bulunmasaydı. ''
Demokratik sayılmak için, refahın gelişmesi, elbette zenginliklerin eşit biçimde dağıtılmasını gerektirir; oysa kalkınmanın ürünleri çok eşitsiz bir biçimde bölünmektedir. Ve bazı sosyal sınıflar eğer bir kenara itilmemişlerse, pay diye yalnız birkaç kırıntı alabilmekte, buna karşılık bir mutlu azınlık, aslan payına konmaktadır.
Sayfa 142Kitabı okudu
Reklam
'' 20. yüzyılın başlarında, dünyanın emperyalistlerce paylaşılması tamamlanmıştı. Bu durum, dünyanın yeniden paylaşılmasını günün sorunu haline getiriyordu. Sorunu gündeme getirenler de, dünyayı daha önce paylaşmış İngiltere ve Fransa gibi emperyalist ülkelere karşı, bu paylaşmaya katılmakta gecikmiş, Almanya ve İtalya gibi emperyalist ülkelerdi. I. Dünya Savaşı bundan doğacaktır. II. Dünya Savaşı da öyle. ''
Kendi dünya görüşünüzü doğru belleyip zor kullanarak başkalarına ağız açtırmamaya, kalem oynattırmamaya zorbalık derler. Kurulu düzendeki ekonomik çıkarlarla birleşince de bunun adı faşizm olur. Çıkıp bunun doğruluğunu da savunabilirsiniz. Ama, ne olur, demokrasi adına faşizmi savunmayın.
Sayfa 390 - Cumhuriyet KitaplarıKitabı okudu
Uygarlık Ne Demektir?...
“Uygarlık” deyince, birbirinden farklı iki şey anlaşılır: Bir anlamıyla uygarlık, “doğal hal”in, “barbarlık”ın karşıtı olan bir durumu anlatıyor. Bu anlamda, “uygar millet”, “uygar halk” deyince, gelişme yolunda hayli ilerlemiş, ideal ölçülere pek yaklaşmış bir topluluk anlaşılmakta. Kolayca fark edileceği gibi, bir “değer yargısı” taşımakta uygarlığın bu anlamı. Bir başka anlamıyla uygarlık, bir halkı başka halklardan ayıran, onun özgün yanını ortaya koyan, yaşayış biçimlerinin, kullanılan aletlerin, çalışma biçim ve yöntemlerinin, inançların, düşünsel ve sanatsal faaliyetlerin, siyasal ve sosyal örgütlenme biçimlerinin bütünü.
Sayfa 8 - Alkım Yayınları
Gerici akım, sinemaya sıçramakta gecikmedi. Dinsel filmler, daha doğrusu din duygularını sömüren filmler büyük bir artış gösterdi. Ezan, mevlit okuma sahneleri, dua sahneleri, daha önceki yılların şarkılı, göbekli sahneleri kadar gereksiz, bol bol ve onlarla birlikte yer almaya başladı. Aynı gericilik akımı, 1969'dan sonra, daha azgın ve daha örgütlü olarak yeniden baş gösterecektir. İşte bir avuç yönetmen, Türk sinemasını tiyatronun etkisinden kurtarmak, sinema dilini kurmak görevini böyle bir ortamda gerçekleştirmeye çalıştılar. Gerçekleştirdiler de. Bu yönetmenlerin başında Lütfi Akad gelir. 1949'da Kurtuluş Savaşı'nı konu alan bir romandan Vurun Kahpeye filmini çevirerek işe başladı.
Önsöz
Bu kitap, 1972-1975 yıllarımla yazıldı. Amacı da, liselerden üniversite ya da yüksekokullara gelen öğrencilerin “kültür açığı”nı gidermekti.
Sayfa 6 - Alkım Yayınları
1.210 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.