Uyku Tanrısının Evi sözleri ve alıntılarını, Uyku Tanrısının Evi kitap alıntılarını, Uyku Tanrısının Evi en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsanlar benim için tehlikeliydi, tıpkı ava çıkmış kaplanlar gibi.
.. zoraki sevginin, derin bir kesikten sızan kan gibi, damarlarımdan akıp gittiğini hissediyordum.
Bazen annemin gölgesinin güneş altındaki her şeyden beni ayırdığını düşünürdüm. Ben yalnızca gölgelerle arkadaşlık kurmayı biliyordum. Güneş altında dostluk kurmayı öğrenmek için vakit çok geçti sanırım.
Sonraları bu engelin kalkmamış olmasına şükrettim. Çünkü bu insanların göründükleri gibi olmadıklarını anladım; benzer bir dili kullanıyor olsak bile benden başkaydılar. Ucuz bir gündüz adamı olmak uğruna, karanlık ve büyülü kökenlerine ihanet ediyorlardı. Bunu anladığım gün onlara güvenim sarsıldı, korkmuş ve utanmıştım. Korkunç bir hayal kırıklığı ve aşağılanmaydı bu.
Hainlerle neredeyse işbirliği yapmak üzere olduğumu anlayınca, beni bir daha hiçbir hainin görüntüsü veya sesinin kandıramayacağı gizli odama kendimi hapsettim.
Yine dünya savaşları, yıkıcı kuşatmalar, salgınlar, açlık, atom bombası yarışı, buharlaşan ve çürüyen şehirler, alev alev yanan koca kıtalar, evrensel işkence, yıkım, ölüm.
.
Aslında ben her zaman her yerde kendimi yalnız hissetmiştim ama bu başkaydı. Kalabalık bir çirkinliğin içinde olduğum için bu yalnızlık çok daha beterdi.
Donmuş camlarıyla her pencereyi kış çerçevelemişti. Çıplak tepelerde kış ışığı gezinirdi. Ağaçlar metal görünümleriyle hiçbir zaman yaprak veremeyecek gibiydiler.
Çok uzak ve unutulmuş şeyler geliyordu aklıma. Başka yerlerde güneşin nasıl pırıl pırıl olduğunu düşünüyordum. Bir gün ayna karşısında saçlarımı tararken annemin o sürgündeki prenses yüzüyle bana baktığını görmüştüm. İşte mutsuz olduğumu kesin olarak anladığım gün o gündür.
.
Delikanlıların göz hizasından bakıldığında kayık, kafesin içindeki hızla uzaklaşan, son derece yapayalnız ve ulaşılmaz bir etki yaratarak hızla uzaklaşıyor; küçüldükçe bir oyuncak gibi görünüyor. Oyuncak giderek bir su kuşu, sonra yüzen bir yaprak oluyor, kaybolmadan önce.
.
ANNEMİN ölümüyle sadece kendisi gitti; evde hiç bir değişiklik olmadı. Cisim olarak gitti ama onun o üzüntülü ve sıkıntılı havası benim gölgelerle birlikte yaşadığım ıssız odalarda kaldı.