Jack London
Kahramanımız bir köpek olan Buck. Yargıç Miller'in yanında yaşayan Buck bahçıvan yamağı Manuel tarafından habersiz şekilde ne olduğunu anlamadan başkalarına satıldı. Diğer köpeklerden farklı, iri ve güçlü oluşu onu kolay pazarlıyor ve Kanada'nın kuzeyine kızak köpeği olması için satılıyordu. Yeni sahiplerinden şiddet gördükçe Buck için değişim şarttı. Artık akılsız bir cesaret değil Akıllı bir cesaret sergiliyordu. Ne yapacaksa farkettirmeden belli etmeden yapıyordu. Ona göre sopa kimin elindeyse kanun oydu. Farklı birilerine satılıyor ama o gittiği her yerde köpeklerin lideri haline gelmesini biliyordu. Onun için dişe diş kana kan anlayışı hakimdi. En son sahibi John Thorntone'du. Yeni sahibi Buck'a öyle iyi davranıyorduki Buck ona aidiyet hissi beslemişti. 2 kez yeni sahibinin hayatını kurtarmış ve sahibinin girdiği bir bahiste 500 kg yük çekerek ona para da kazandırmıştı. Bu parayla altın aramak için başka diyara gittiler işler yolunda bir şekilde altınları çıkarıyorlardı. Bir gün Buck ormanda avlanırken sahibinin kampı oranın yerlileri tarafından baskına uğramış ve john öldürülmüştü. Buck öfkeli bir şekilde yerlileri tek tek öldürüyor ve onları ormana sürüyordu. Ormanın derinliklerinden gelen ulumalar Buck'ı çağırıyordu. Buck kurtlara meydan okuyor ve onları alt ediyordu. Artık onların lideri Buck'tu ve yeni hayatını kurtların yanında idame ettiriyordu.
Vahşetin ÇağrısıJack London · Dorlion Yayınları · 201732,1bin okunma
kendini tek seferde okutan bir jack london klasiği. buck'ın yaşadıklarıyla birlikte aslında insan ve doğa arasındaki ilişkiyi de daha geniş bir açıdan görmeye başlıyorsunuz. bazen bir savaş bazen de bir dostluk olarak karşımıza çıkıyor bu ilişki. iyiyi, kötüyü, vahşiyi, uysalı gösteren bir hikaye.
Vahşetin ÇağrısıJack London · Dorlion Yayınları · 201732,1bin okunma
Merhamet yanlış anlaşılır, korku sanılırdı ve böyle bir yanlış anlama ölüm demekti. Ya öleceksin ya öldüreceksin. Ya yiyeceksin ya yenileceksin. Kanun buydu.