Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Şeceretü'l-kevn

Varlık Ağacı

Muhyiddin İbn Arabi

Varlık Ağacı Gönderileri

Varlık Ağacı kitaplarını, Varlık Ağacı sözleri ve alıntılarını, Varlık Ağacı yazarlarını, Varlık Ağacı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yüce Allah Adem'in (a.s) yaratılacağı toprağın avuçlanıp getirilmesini emredince, bu işle görevli ölüm meleği toprağı getirmek üzere indi... İblis o gün yeryüzündeydi. Allah onu, bir grup melek ile birlikte orada halife olarak bırakmıştı. İblis bu görevi sırasında yeryüzünde uzun süre kaldı, orada Allah'a ibadet etti. Ölüm meleği dünyanın çeşitli yerlerinden toprağı avuçladı. O topraklara İblis ayak basmıştı. Adem'in (a.s) yaratılacağı yoğrulup ona şekil verilince, nefsi İblis'in bastığı topraktan, kalbi de İblis'in ayağını basmadığı topraktan yaratıldı. Nefsin sahip olduğu pislik ve yerilmiş vasıflar, şeytanın ayak izinin toprağına bulaşmasından ileri gelir. Bu yüzden nefis, şehvetlerin barınağıdır. Şeytanın nefiste yaşaması, ona egemenlik kurması, özünü oluşturan toprağa ayak basmış olmasından kaynaklanır. Ve bu yüzden İblis, Adem'e karşı büyüklük taslar. Çünkü onun, kendi ayağının bastığı topraktan yaratıldığını görmüştü. Bir de kendi unsurunun özüne bakmış, ateş olduğunu görmüştü. O zaman övünerek üstünlük iddia etti. Büyüklenmeye meyletti.
Dolayısıyla hayrın tümü nurdan, kötülüğün tümü de karanlıktandır. Melekler topluluğu; nur unsurundan yaratılmışlardır; hayır onlardandır: “Allah’ın kendilerine buyurduklarına karşı gelmezler.” (Tahrim, 6) Şeytanlar topluluğu ise; karanlık unsurundandır; kötülük onlardandır. Adem ve çocuklarına gelince; onların tıynetleri karanlık ve nurdan yaratılmış, unsuruna hayır ve şer, yarar ve zarar birlikte eklenmiştir; zatı, marufu ve münkeri kabul edebilecek özellikte var edilmiştir. Dolayısıyla hangi cevher ona galip gelirse, ona nispet edilir. Eğer nur cevheri karanlık cevherinin üstüne çıkarsa, ruhaniyeti cismaniyetine karşı belirginlik kazanırsa meleklerden üstün olur ve feleklerin üzerine çıkar. Şayet karanlık cevheri nuruna üstün gelirse, cismaniyeti ruhaniyetini alt ederse şeytanlardan daha öte olur, onlardan ileri gider.
Reklam
Kainat iki unsurdan meydana gelmiştir.Biri nur, diğeri de zulmettir(karanlık). Adem (a.s) ve Ademoğllarının çamurunda her ikisi de vardır.
Yüce Allah'ın, Adem'i (a. s) yaratmak üzere yeryüzünden bir avuç toprak alınmasını emretmesine gelince; bu toprak yeryüzünün her tarafından, iyisinden ve kötüsünden olmak üzere kabzedildi. Rasulullah Efendimizin (s.a.v) yaratıldığı balçık ise; Allah'a iman mahalli olan Kabe'nin bulunduğu topraktan meydana getirildi. Sonra bu balçık Adem'in balçığıyla yoğruldu. Böylece bu balçık hamur haline geldi. Eğer böyle olmasaydı, şahitlik gününde (zürriyetler aleminde) icabet edecek gücü kendilerinde bulamazlardı. İşte Rasulullah Efendimizin (s.a.v) "Adem henüz su ile toprak arası bir şeyken Ben Nebiydim" sözünün anlamı budur.
Adem, varlık dairesine baktı, her varlığın varlık dairesinde döndüğünü gördü. Kimisi ateşten, kimisi de balçıktan var olmuşlardı.
Yüce Allah Adem'in (a.s) yaratılacağı toprağın avuçlanıp getirilmesini emredince, bu işle görevli ölüm meleği toprağı getirmek üzere indi... İblis o gün yeryüzündeydi. Allah onu, bir grup melek ile birlikte orada halife olarak bırakmıştı. İblis bu görevi sırasında yeryüzünde uzun süre kaldı, orada Allah'a ibadet etti. Ölüm meleği dünyanın çeşitli yerlerinden toprağı avuçladı. O topraklara İblis ayak basmıştı. Adem'in (a.s) yaratılacağı yoğrulup ona şekil verilince, nefsi İblis'in bastığı topraktan, kalbi de İblis'in ayağını basmadığı topraktan yaratıldı. Nefsin sahip olduğu pislik ve yerilmiş vasıflar, şeytanın ayak izinin toprağına bulaşmasından ileri gelir. Bu yüzden nefis, şehvetlerin barınağıdır. Şeytanın nefiste yaşaması, ona egemenlik kurması, özünü oluşturan toprağa ayak basmış olmasından kaynaklanır. Ve bu yüzden İblis, Adem'e karşı büyüklük taslar. Çünkü onun, kendi ayağının bastığı topraktan yaratıldığını görmüştü. Bir de kendi unsurunun özüne bakmış, ateş olduğunu görmüştü. O zaman övünerek üstünlük iddia etti. Büyüklenmeye meyletti.
Reklam
Ağacın çizgilerine, içindeki feleklere, cisimlere, mülklere, hükümlere, eserlere ve alâmetlere gelince, yedi kat gök, altına girilip gölgelenilen yapraklar konumundadır.Doğan yıldızlar da ufuklarda açan çiçekler konumundadır.
Muhyiddin İbn Arabi
Muhyiddin İbn Arabi
Varlık Ağacı
Varlık Ağacı
Âlemlerin sayısı on sekiz bindir" diyenler şu bakımdan böyle söylerler: 1. Akl-ı küll ki buna kalem de denir, 2. Nefs-i küll ki buna levh de denir, 3. Arş 4. Kürsî 5. Yedi gök (Satürn, Jüpiter, Mars, Güneş, Venüs, Merkür ve Ay) 6. Dört unsur (Ateş, Hava, Su, Toprak) 7. Mevâlîd-i selâse (Maden, Bitki ve Hayvan) Bunların toplamı on sekiz olur. Bunlar küllî âlemlerdir. Eski hakîmler bunların cüz‘î olanları da dikkate alarak her birini bin âlem olarak saymışlardır. Bu nedenle âleme on sekiz bin demişlerdir. Gerçekte ise âlemler had ve hasra gelmez.Bunu önceden bahsetmiştik
Muhyiddin İbn Arabi
Muhyiddin İbn Arabi
Özün Özü
Özün Özü
136 syf.
9/10 puan verdi
Kitap Yaratılış sırlarından bahseder. Belki de başka hiçbir kitapta bulunamayacak ledunni hikmetler barındırıyor. Şeyhi Ekber Muhyiddin Arabi Hz. Ne ait olan bu kitap nice güzellikler ile dolu olup aynı zamanda Kuranı Kerim'in bazı ayetlerinin batıni tefsiri de yapılmıştır. Bu noktada derinliği fazla olduğundan avama hitap eden bir kitap değildir alimler ve havas tabakasına hitap etmektedir.
Varlık Ağacı
Varlık AğacıMuhyiddin İbn Arabi · İz Yayıncılık · 2010117 okunma
Varlık ağacı ilâhî takdire bağlı olarak kudret yellerinin esmesiyle, hikmet gıdalarının beslemesiyle, irâde bulutlarının yağmur indirmesiyle meyve verir. Ağacın dallarından biri nûra, diğeri zulmete bakar. Hayır nûrdan, şer zulmettendir. Melekler nûrdan, şeytanlar zulmettendir. Adem ise hem nûra hem zulmete, hem hayra hem şerre, hem melekliğe hem şeytanlığa kabiliyetlidir. Nûr ve hayır bereket ve saâdetin bir sembolü olan sağ tarafa, zulmet ve şer bedbahtlığın bir sembolü olan sol tarafa yerleşir. Her insan kabiliyetince bu iki taraftan birine katılır. Aslında tüm bu olup bitenlerin hepsi, hep başlangıçtaki o bilinmeklik sevgisine dayanır. Öyleyse bu bilinmeklik amacı kendini gerçekleştirmelidir. Bu yüzden de başlagıçtaki bu amacı neticede tam olarak gösteren her şeyin kendisiyle güzelleştiği ve kıvam bulduğu bir meyve gereklidir. Öyle bir meyve ki 'kün' çekirdeği varlık ağacını onun için filizlendirmiştir.
Kelimeler harflerden, harflerin de nefesten ortaya çıkması gibi, varlıklar da ilâhî ilimdeki sonsuz imkanları ifade eden sâbit hakîkatlerden (a'yân-ı sabite), yâni ilâhî kelimelerden ortaya çıkmaktadır.
Reklam
Eski toplumlar tabîata bakarken onu kendinden bir veri olarak değil bir semâvî aslın aksi olarak görüyorlar, kâinâttaki her türlü faaliyeti hep bir semâvî asla bağlı olarak algılıyorlardı.
İnsan kâinâtın bir minyatürü, kâinât da insandakilerin bir açılımı gibidir.
Varlık bir dâiredir, başlangıçla sonuç bu dâirede birbirlerine kavuşurlar: Her şey bu dâire içindedir, ortaya çıkan ne varsa tekrar çıktığı asla geri döner.
Kitap tavsiyesi isteyen arkadaşlar için, okurken en çok zevk aldığım 125 kitabı paylaşmak istiyorum. Beğendiğim kitaplar bu kitaplarla sınırlı değil tabi. Daha geniş bir listeyi (275+ kitap), 'Beğendiğim Kitaplar' ismini verdiğim rafta düzenledim. İsteyenler bu rafta bulunan listeyi de inceleyebilir. Listedeki kitapların en iyi kitaplar
288 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.