Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Varlık ve Oluş

Hilmi Ziya Ülken

Varlık ve Oluş Hakkında

Varlık ve Oluş konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.
9/10
3 Kişi
4
Okunma
3
Beğeni
1.276
Görüntülenme

Hakkında

Varlık ve Oluş adlı yapıt derin bir arayışın ürünü, bir yönüyle Türk düşüncesinde yaratıcı bir düşüncenin evrimi sayılır. Kitap çağdaş felsefenin krizlerini ve tereddütlerini aşama aşama dile getirir. Ontolojik meseleler gündeme geldiği andan itibaren varlığın değişken, çok boyutlu yapısı insanda sürekli bir gerilim yaratır. Çevremizde seyrettiğimiz yüzlerce çelişkinin insanda tek başına kendini aşma çabası uyandırması gibi bir sonuç çıkar ortaya. Bu kadim çatışma felsefenin bütün dalış ve uyanışlarında görülebileceği gibi bizzat doğanın kendisinde de vardır. Varlık ve Oluş, Türkiyedeki düşünsel serüveni yakından takip eden ve bizzat bu serüvene ortak olan birinin Batı düşüncesindeki çağdaş tartışmaların hiç de uzağında yer almadığını kanıtlar. Zikredilen kaynaklardan ve 1930lu yıllardan itibaren günü gününe takip edilen isimlerden bu açıkça görülür. Hilmi Ziya Ülken daima yerli bir düşünür kimliğiyle evrensel soruların peşinde olmuştur: Görüşümüz sonlu âlemlerin kriz halinden ritimlerle kurtulmak üzere her birinin kendi oluşunda açıldığı ve sonlu varlıkların sonsuz varlığa açık evrimleri olduğu düşüncesine vardı, a) Eğer âlem tam bir düzen halinde olsaydı hiçbir değişme, ıstırap olmazdı, b) Âlemde ideal bir düzene doğru bütün halinde bir yöneliş olsaydı çirkinlik, hastalık, ıstırap yalnız eksiklikten ibaret olurdu. Menfi değerlerin ve değerlerdeki çift kutupluluk önünde seçme iradesinin anlamı kalmazdı, c) Âlemde mutlak bir mekanizm olsaydı hiçbir düzelme ve değerlendirme olmaz, her yetkinleşme "mutlu bir tesadüf" veya "kör irade" ile açıklanırdı, d) Alemde zıt kuvvetlerin çatışması olsaydı, bu çatışmadan doğan neticelerin şuur, hayat, hürriyet gibi üstün dereceler olmasına imkân olamazdı. .. Fatal olarak gerektirilmiş zıt kuvvetlerden doğan netice de gerektirilmiş olurdu. Bu alternatiflerin imkânsızlığı önünde varlıkların çokluğuna, aralarındaki akıldışı uçurumların doldurulması imkânsızlığına, her varlığın ayrı oluşu ve ayrı evrimini göz önüne alma zaruretine, fakat sonlu varlıklar arasında organlaşma, düzenleyici güç bakımından dereceler olduğu, bu derecelerin varlıklarda hiyerarşi ara-maya ve böylece maddeden düşünce ve inanca kadar varlık derecelerinde düzenleyici gücün ve hürriyetin yükseldiği, sonlu varlıkların yalnız insan düşüncesi ve hürlüğünde sonsuz varlığa açık bir oluş halinde bulunduğu kanaatine vardık. (Tanıtım Bülteninden)
Tahmini Okuma Süresi: 16 sa. 45 dk.Sayfa Sayısı: 591Basım Tarihi: Temmuz 2014İlk Yayın Tarihi: 1968Yayınevi: Doğu Batı Yayınları
ISBN: 9786055063146Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Reklam

Kitap İstatistikleri

Kitabın okur profili

Kadın% 18.8
Erkek% 81.3
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş

Yazar Hakkında

Hilmi Ziya Ülken
Hilmi Ziya ÜlkenYazar · 39 kitap
Türk düşünce yaşamında ve Türkiye'de bir felsefe geleneğinin oluşmasında büyük etkisi olmuş felsefeci ve sosyolog. Hilmi Ziya Ülken İstanbul Sultanisi'ni (İstanbul Lisesi) (1918) ve Mekteb-i Mülkiye'yi (A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi) bitirdi (1921). Aynı yıl Darülfünun-ı Osmani (bugün İstanbul Üniversitesi) Edebiyat Fakültesi Beşeri Coğrafya Kürsüsü'ne asistan oldu. Aynı fakültede felsefe tarihi ve sosyoloji öğrenimi gördü. 1933'e değin sosyoloji, felsefe, tarih ve coğrafya öğretmenliği yaptı. Umumi İçtimaiyat (1931), Türk Tefekkürü Tarihi (1932-33, 2 cilt) adlı kitapları yayımlandıktan sonra uzmanlık eğitimi için Almanya'ya gitti (1934). Türkiye'ye döndükten sonra İ. Ü. Edebiyat Fakültesi'nde Türk Tefekkür Tarihi Kürsüsü'ne doçent olarak atandı (1935). 1944 yılında profesör, 1957 yılında ordinaryüs profesör oldu. 1973'te A. Ü. İlahiyat Fakültesi'nden emekli oldu. Hilmi Ziya Ülken, 1938-1943 yılları arasında İnsan dergisini yayımladı ve Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Dergisi'ni yönetti. Türk düşünce tarihi üzerine yaptığı çalışmalarla sosyal bilimlere önemli katkılar sağlamış olan Ülken 5 Haziran 1974'te İstanbul'da öldü.