Böylece, zirveyle uçurum arasında tam orta yerde, yaşamaktan çok sürüklenircesine hedefsiz günlere ve kısır anılara kendilerini bırakmış, acılarının kaynağı olan toprağa bağlanmayı kabul edebilecek kuvveti gösteremeyen avare gölgeler halinde dolaşıyorlardı.