Evden ilk kez kaçıp yollara düştüğümden beri hep çekip giden, bir daha da dönmeyen, veda etmeyen olmuştum. Tersi ilk defa başıma geliyordu. Kabullenmem ve alışmam lazımdı.
Bir şeyler gerçekten eksikti bu ülkede sanki. Benim çocukluğumda yaşattığım, büyüttüğüm ve en önemlisi en zor günlerimde sarıldığım hatıralarım çoktan gerçekliklerini yitirmişti. Bir acayip olmuştu buralar. Kendimi o kadar yabancı hissediyordum ki…
Kendi ülkemin namus anlayışı, aile yapısı, inandıkları, ahlak kavramları iyice midemi bulandırmaya başlamıştı. Ahlak denilen kavram ve el âlemin ne diyeceği tarzındaki yaklaşımlar tüylerimi diken diken ediyordu artık.