Vurgun yarım kalan aşkların, acısı ve yoklukları hiç bir zaman doldurulamayacak sevilenlerin bıraktığı derin izlerin romanı bana göre.
Ahh Mahpeyker ; sevilmek isteyen, sevildiğini gören ama bunu hiç bir zaman içinde, yüreğinde kabullenmeyen Mahpeyker.
Babasının hiç bir zaman başını bile okşamadığı, sevgi göstermediği küçük kız....
Hayatının her döneminde bu sevgi yoksunluğu hep etkilemiş genç kadının kararlarını, seçimlerini...
Lise aşkı Kahraman ile hep gel-gitli, inişli - çıkışlı bir ilişkisi olmuş mesela, Kahraman hep sevmiş Mahpeyker' i, o ise kaçmış bu sevgiden, bilememiş bu sevgi karşısında ne yapacağını, nasıl davranacağını, sonunda Kahraman'ı da kaybetmiş...
İnsanlardan, hayattan hep çekinmiş, korkmuş, geri planda kalmayı tercih etmiş çoğu zaman....
Kuzeni Sanem ; en yakın dostu, arkadaşı, sırdaşı lakin onu da Sanem'in yakalandığı, tedavi görmesine rağmen iyileşemediği kanser almış elinden....
Ve son vurgun annesinden gelmiş Mahpeyker'e....
Mahpeyker’in neler yaşadığını, bunlarla nasıl başa çıkmaya çalıştığını öğrenmek için kitabı okumalısınız.