Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ötekiliği Yorumlamak

Yabancılar, Tanrılar ve Canavarlar

Richard Kearney

Sayfa Sayısına Göre Yabancılar, Tanrılar ve Canavarlar Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Yabancılar, Tanrılar ve Canavarlar sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Yabancılar, Tanrılar ve Canavarlar kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Bu hikayenin başkişileri yabancılar, tanrılar ve canavarlar. Gözde uğrakları ise haritaların göstermediği, gemilerin demirlemediği, pusulaların şaştığı o fantazmal sınırlar. Sahipsiz bir ülke. Dünyanın bittiği yer. Rivayete göre, "vahşi şeylerin yaşadığı" uzak bir diyar. Bu öteki figürleri, aklın zayıfladığı, fantazilerin yeşerdiği sınır bölgesinin sakinleridir. Yabancılar, tanrılar ve canavarlar, bizleri uçurumun kıyısına kadar getiren aşırılık deneyimlerini simgeler. Yerleşik kategorilerimizi çökertip yeniden düşünmemiz için kışkırtırlar bizi. Malûmu meçhulle tehdit ettikleri için, korku ve titremeyle, ayrılırlar çoğu zaman. Cehenneme veya cennete sürülürler ya da insan topluluğundan kovulup yabancıların ülkesine gönderilirler."
Sayfa 15 - GirişKitabı okudu
"Yabancı" figürü xenos gibi çok eski bir kavramdan çağdaş bir kategori olan yabancı istilacıya kadar- genellikle kendilerini başkaları üzerinden veya başkalarıyla karşıtlıklarına göre tanımla- maya çalışan insanlar için bir sınır deneyimi olarak iş görür. Yunanların "barbarları", Romalıların Etrüskleri, Avrupalıların denizaşırı Jab egzotik diyarlarda vahşileri olmuştur. Plymouth'tan yola çıkan bir hacının Massachusetts kıyılarında Pequot kabilesinden biri ile kar- şılaştığında "Bu yabancı da kim?" diye sorduğunu düşünün mesela -işte Batının sınır miti bunun tipik bir örneğidir. Bu hacı, Massachusetts'in yerlisi olan Pequot'nun da Plymouth'tan gelenleri görünce aynı soruyu soracağından bihaberdir elbette. Yabancılar birbirinin gözünde neredeyse daima ötekidir.
Sayfa 15
Reklam
Yabancılar, tanrılar ve canavarlar, bizleri uçurumun kıyısına kadar getiren aşırılık deneyimlerini simgeler. Yerleşik kategorilerimizi çökertip yeniden düşünmemiz için kışkırtırlar bizi. Malumu meçhulle tehdit ettikleri için, korku ve titremeyle, ayrılırlar çoğu zaman. Cehenneme veya cennete sürülürler ya da insan topluluğundan kovulup yabancıların ülkesine gönderilirler.
Sayfa 15
Akhilleus'un topuğu misali, en zayıf noktamız topallatıyor bizi.
Sayfa 16
Michel Foucault'nun belirttiği gibi, "pusuya yatmış bekleyen öyle canavarlar vardır ki bilginin tarihiyle birlikte bunların da biçimi değişir". Zira kim olduğumuza ilişkin fikirlerimiz değiştikçe, bu kimliği neyin tehdit ettiğine ilişkin fikirlerimiz de değişir.
Sayfa 16
Michel Foucault'nun belirtti- ği gibi, "pusuya yatmış bekleyen öyle canavarlar vardır ki bilginin tarihiyle birlikte bunların da biçimi değişir". Zira kim olduğumuza ilişkin fikirlerimiz değiştikçe, bu kimliği neyin tehdit ettiğine ilişkin fikirlerimiz de değişir. Meçhulden gelen eşik yaratıkları süzülüp ge- çer, maske değiştirir. Bu dünyadan olduğumuzu, bu toprakların yer- lisi olduğumuzu fısıldarlar kulağımıza. Kabil'in nişanı var bizde de; ilkel bir bilinçdışı, Akhilleus'un topuğu misali, en zayıf noktamız; topallatıyor bizi. Canavarlar, gözümüz göklerdeyse, kökenlerimizin de toprakta olduğunu gösteriyor bize. Meşru düzlemde düşünülüp dile getirilebilecek olanın sınırlarına dadanıyorlar. Tanım gereği teş- his edilemeyen bu yaratıklar, muteber teşhis normlarımıza meydan okuyor. Gayri-tabii, ihlalci, müstehcen, çelişkili, heterojen, deli: Ca- navarlar ne geceleri uyku yüzü gösterirler bize, ne de gündüzleri huzur. Sevimli Canavarlar/Monsters Inc. filminde iddia ettikleri gibi "sırf sevdikleri için korkutsalar da", neticede hâlâ korkuturlar.
Sayfa 16
Reklam
Zira kim olduğumuza ilişkin fikirlerimiz değiştikçe, bu kimliği neyin tehdit ettiğine ilişkin fikirlerimiz de değişir.
Sayfa 16
Peki ya Tanrılar? Çoğu mitoloji ve dinin, ilahi kudreti ve gizemi idrak sınırlarımızı aşan ve önünde diz çöküp dua etmemizi emreden varlıklara verdiği addır Tanrı. Tanrılar bazen müşfik, bazen de acı- masız ve başına buyruktur. Ancak karakterleri nasıl olursa olsun, fa- nilerin dualarına indirgenmeyi reddederler. Zamanın ve mekânın yasalarını aşarak ölümsüz veya değişken bir hale bürünürler. Tanrı- ların dünyası bizim dünyamızdan farklıdır. Bizi büyüleyip şaşkına çevirirler. Niçin böyle olduğunu mantıklı bir şekilde açıklayamayız. Canavarlar altdünyalarda peyda olur, destursuz hayatımıza dalan yabancılar da artdünyalardan çıkagelirken, Tanrılar ötekidünyaların sakinleridir genellikle. İster Yehova ister Zeus ister Jupiter olsun. tanrılar ulu irtifaları mesken tutar. Onlara hayranlıkla bakarız, kafamızı kaldırıp bakmaya cesaret edebilirsek tabii.
Sayfa 16
Huzurumuzu bozan bir başkalıktan aslında bizzat bizim mesul olduğumuzu kabullenmek yerine, suçu üstümüzden atmak için her yolu deneriz.
Sayfa 17
Her şeyin günden güne daha da karar verilemez hale geldiği -hatta kimi zaman benliği ilk planda ötekiden ayırmakta güçlük çekeceğimiz ölçüde belirsizleştiği- bir kültürde, değişik ötekilik türleri arasında ayrım yapmak için ne tür eleştirel imkanlardan yararlanabiliriz?
Sayfa 17
125 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.