...
Pek çok yeri terk edilmiş, çoğu ağaçların, yer yer çalılıkların üzerlerini tepelerine dek sarmaşık ve böğürtlenler sarmış; dolaşılacak mekânı daralmış Fethipaşa Korusu’nda iki gönül, birbirine kavuşmuş gibiydi. Korunun yukarıdaki sırtlarında sıra sıra dizilmiş kızılçam ve fıstıkçamlarının kokusu genizlerde latif bir tat bırakırken, hemen önündeki düzlükteyse heybetiyle pek görkemli sakızağaçları, korudaki atkestânesi, saplımeşe, akdut, Trabzon hurması, yalancı akasya, dişbudak, herdem, yeşilkartopu ağaçları birbirleriyle âdeta büyük bir yarış içerisindelermiş gibi boy attıkça atmışlardı yukarılara.