Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Yakın Tarihimizin Sır Perdesi

Yavuz Bahadıroğlu

Yakın Tarihimizin Sır Perdesi Gönderileri

Yakın Tarihimizin Sır Perdesi kitaplarını, Yakın Tarihimizin Sır Perdesi sözleri ve alıntılarını, Yakın Tarihimizin Sır Perdesi yazarlarını, Yakın Tarihimizin Sır Perdesi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ne zaman "Şuurumuzda inkâr fırtınaları esti, dini hayatımızın üzerinden tanklar geçti, bugünkü kaos, o günlerin eseridir" desem, yakın tarihi tartışmadan bütün olarak seven bazı çevrelerden itiraz sesleri yükselmeye başlar.
Sayfa 187Kitabı okudu
Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti'nin "uzman" larına yazdırılıp Maarif Vekilliği Neşriyat Müdürlüğü'nün 83-5878 sayılı ve 19.7.1941 tarihli emriyle basılmış "Lise II" isimli ders kitabının "Kur' an Nedir? başlıklı bölümü şöyledir: " Muhammed'in koyduğu esasların toplu olduğu kitaba Kur'an denir...İslâm ananesinde bu ayetlerin Muhammed'e Cebrail adında bir melek vasıtasıyla Allah tarafından vahiy, yani ilham edildiği kabul olunur. " Görüldüğü gibi bu ifadelerle "vahiy" inkâr edilmektedir. Ayrıca aynı kitapta ne Peygamber Efendimiz, ne ashab hakkında hiçbir hürmet ifadesine yer verilmemiştir. Hatta 93. sayfada, Ezvac-ı Tahirattan "Muhammed ile karıları" şeklinde bahsedilmektedir.
Sayfa 174Kitabı okudu
Reklam
Yakın Tarihin Düşündürdükleri
Nedense Türkiye Cumhuriyeti tarihini yazanlar, Atatürk'ü kahraman yapmak için Sultan Vahidettin'i "hain" saymak gerektiğine inandılar. Ve tüm yakın tarihi buna göre değiştirdiler. Tıpkı 27 Mayıs 1960, ya da 12 Eylül 1980 darbelerini yapanlar gibi: Onlar da aynı yolu izlemişlerdi. 27 Mayısçılar "hain" saydıkları politikacıları astılar. 17 Eylülcüler ise sürgün ettiler. Partiler kapatıldı. Mensupları yıllar yılı horlandı, aşağılandı.
Sayfa 173Kitabı okudu
Ah güzel milletim! İmanınla, ısrarınla ve kıblende ihlâsınla "değişmez" leri bile değiştirdin! Seni kendi saflarına çekemeyenleri, senin tarafında saf tutma mecburiyetinde bıraktın! Sana helâl olsun!
Türkiye zaten gariplikler ülkesidir! O kadar "gariplikler ülkesi" dir ki, devr-i iktidarında her türlü eğitim kurumunu yasaklayan, birbirine 500 metre yakın olan camilerden sadece birinin açık bırakılarak diğerlerinin satılması kararını imzalayan, ezanı "Muhammedî" kimliğinden çıkarıp 18 sene müddetle "Tanrı uludur!" çığlıkları attıran ve "Çarşafla mücadele Haftası" icad eden eski chp'nin çocukları "çarşaf açılımı", "Kur'an Kursu açılımı" gibi, başka partilerden gelmesi halinde kapatma sebebi saydıkları "açılım" lara yöneliyorlar.
Geri kalmışlığımızdan padişahlar sorumlu imiş!
Tarih:3 Mart 1924 Yer:TBMM Kürsüye Rize milletvekili Ekrem Bey gelir. Konuşması Osmanlı padişahlarının en büyüklerini dahi istisna tutmadan hepsine birden küfürle doludur. İşte bazı cümleleri: "Tarih bize gösterir ki, bu zevat (padişahlar) her zaman bu tahta bütün kuvvetleriyle sarılmışlar ve onu elde etmek için icabında Türk milletinin boğaz boğaza gelmesini istemişlerdir. (bravo sesleri... ) Efendiler, millete hizmet etmiş, tarihimizde birçok sadrazamlar gösterebilirsiniz. Fakat padişah göstermek için müşkülat çekeceksiniz. Bunların tahta merbut (bağlı) olmalarına sebep, yalnız menfaat, ihtiras; bundan ibarettir! "
Reklam
Osmanlı Demokrasisinden Tek Parti Diktatörlüğüne
Önemli olan Cumhuriyet mi, yoksa içeriği mi? Bana sorarsanız, cumhuriyet boş bir çerçevedir. Hangi fotoğrafı koyarsanız o hali alır... Bizim Cumhuriyetin içinde önce Atatürk'ün, sonra İsmet İnönü'nün fotoğrafları var. Demokrasi yok, insan hakları yok, inanç, fikir, düşünce ve söz hürriyeti yok, muhalefet bile yok... Kavramlar birbirine zıt olsa da, böyle bir rejimin adı "Cumhuriyet Diktatörlüğü" dür!
lozan Hezimetine Doğru
Kulaktan kulağa fısıldanan bir soru daha vardı:Lozan'a neden İsmet Paşa gibi asker kökenli acemi bir diplomat gönderilmişti de, diplomasi mesleğinden gelen deneyimli isimlerden yararlanılmamıştı? "Oniki Ada" dediğimiz adaları İtalya, Trablusgarp Savaşı esnasında işgal etmişti. Diğerlerini ise Balkan Harbi' nde kaybetmiştik(1912).Ama dikkate alınması gereken ince bir nokta vardı:Lozan'da, Ege adaları ile Batı Trakya'yı Yunanistan'a, Musulve Kerkük'ü İngiliz hakimiyetine neden terk etmiştik?
Yakın Tarihimizden Bir Kesit
Sultan Vahdettin'e "hain" lik isnadına gelince: Rahmetli Necip Fazıl, "Vahdettin" isimli eserinde, Atatürk'ü Anadolu'ya padişahın gönderdiğini yazdı diye mahkûm olmuştu. Şimdi aynı gerçeği gazeteler yazıyor, televizyonlar söylüyor...(Hattâ Ecevit dillendiriyor.) Bize, devlet hazinesini Sultan Vahidettin'in
Evet, çok şanssız bir milletiz!.. Yakın tarihin bazı şahitleri sürekli konuşup yazarken, bazıları sus pus oldular! Sus pus olanlara, Atatürk'ün resmi eşi Lâtife Hanım da dahildir. Tıpkı Kâzım Karabekir Paşa gibi o da Atatürk'le ve arkadaşlarıyla yaşadıklarını, "belki bir gün yayınlanır" umuduyla, günlügününe kaydetmişti. Ne var ki, önce yirmi beş yıl, yirmi beş yıl dolunca da sonsuza kadar yayınlanması yasaklandı. Lâtife Hanım'ın anılarını çelik kasalara koyup kilit üstüne kilit vurdular!.. Böylece "Nutuk" yakın tarihin tek tanığı oldu.
Reklam
Son Halife Abdülmecid Efendi
Bizzat kaleme aldığı, 12 ciltlik "Hatıralar" isimli kitabı yayınlanabilmiş olsaydı, eminim tarihimizin alaca karanlık kuşağında kalmış bir bölümü hakkında bilmediğimiz pek çok şeyi öğrenme şansımız olurdu. Aslında tarihimizi "doğru" kaynaklardan öğrenme açısından çok şanssız bir milletiz!... Birkaç örnek... İstiklâl Savaşı'mızın önder ve örnek generallerinden Kâzım Karabekir Paşa' nın hatıraları yıllar boyu yasak kapsamında tutulduktan sonra, nihayet yayınlandı, ama yayınlanan bölümü tüm hatırat karşısında ancak "devede kulak" tı. Ayrıca İstiklâl Savaşımı'zın kahraman generalinin hatıraları, incitici, yorucu ve düşündürücü bir sansüre tabi tutulmuştu.
Cumhuriyet Türkiye'sinin Demokrasi Anlayışı
Daye Hatun Camii: Fatih'in sütannesi Hundi Hatun tarafından 1486'da yaptırılmıştır.Bu cami hakkında 17 Eylül 1940'ta, 75 sayılı şöyle bir karar verilmiştir. "Su işleri Müdiriyeti tarafından müteahhidine ihale olunan Bosna köyündeki su bendi için taşa ihtiyaç olduğu makam-ı vilayetten bildirilmiş olduğundan Daye Hatun ve Veled-i Veliyyüddin Camilerinin duvar taşlarının satılması..." Ve Fatih'in sütannesinin yaptırdığı hayır eseri 76 numaralı kararla 19 Eylül 1940 tarihinde 50 liraya satılmıştır.
Cumhuriyet Türkiye'sinin Demokrasi Anlayışı
Birkaç kiliseyi "ihtiyaç" çerçevesinde ve "fetih" hakkı olarak camie çeviren ecdadımıza kızarken, binlerce camiyi satıp, kimisini CHP merkezi, kereste deposu ya da banka ardiyesi olarak kiralayan iradeye sesimizi çıkarmıyoruz. Aynı dönemde din eğitimi veren tüm okullar kapalı, "Ezan-ı Muhammedi" yasak, dini yayın sıkı takiptedir...
326 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.