''Ne halde olursan ol.'' diye sevgiyle mırıldandı. ''Yüzün kırışıklıklarla dolsa da .....Artık yürüyemeyecek kadar yaşlansan da...Bana böyle gülemeyecek kadar ağzında diş kalmasa da....Ben tek bir şeye sahip olsam yeter....Gözlerin....Bana gözlerin yeter sevgili karıcığım...O güzel gözlerin yeter.Yeter ki onlar bana hep böyle sevgiyle baksın...Bana hep böyle ışıldasın! Dünyada daha başka bir şey istemem.''
Ben tek bir şeye sahip olsam yeter... Gözlerin... Bana gözlerin yeter sevgili karıcığım. O güzel gözlerin yeter. Yeter ki onlar bana hep böyle sevgiyle baksın... Bana hep böyle ışıldasın! Dünyada daha başka bir şey istemem!..
"Biraz yalniz kalıp kafamı dinlemek istiyorum."
" Benimle yalnız olmayacaksınız ama." dedi Güney tatlı bir iğneleme ile...
Genç adamın dudağı kıvrıldı. Siyah gözleri hınzırca ışıldamıştı bir an. "Evet! Zaten seninle yalnız kalmak istiyorum. Kendimle değil?" dedi o da tatlı bir alayla.
Bilmiyorum. Bu çok zor," diye mırıldandı Güney.
Ahmet Bey: "İnan bana değil. Sadece bekle. Sevmek için acele etme. Doğru erkeği bekle. Seni şu mahzun görünümlü, insanı etkileyen bakışların için bile, Yalnız Gözlerin İçin bile sevecek bir erkek bulabilirsin..."
"Nasıl? İşinden memnun musun Güney?" diye sordu (Tamer) rahat bir tonla. (...) "Belki de Tahir'in yanında sormamalıydım. Onun ne kadar zor bir adam olduğunu emin ol biz de biliyoruz..."
Tahir ters bir bakışla uzanıp genç kızın tabağından peynirli bir börek aldı, "Aferin... İyi ki arkadaşımsın..." diye homurdandı.
Tahir: "Evinin yandığına o kadar sevinmiştim ki... Gerçekten! (...) Yeniden benim yanıma taşınman harika bir olaydı. Ev sensiz bomboştu. Bir daha o günleri yaşamamak için her şeyi yapabilirdim."
Güney kıkırdadı. "Evimi sen yakmadın değil mi?"
Tahir'in gözlerinde şeytani bir ışık yandı söndü. (...) " Aklıma gelseydi... inan ki önce ben yapardım."