Tarladaki buğdaylar saplarından sararmış kızgın güneşin altında boyunlarını bükmüş yanarlarken erkekler karılarını,kızlarını tarlalara bırakmış kendileri kumar ve fitne peşinde Gezer olmuş,en kıymetli vakitler bu çıtanın altında ziyan olup gitmiş. Tavla ve iskambil kağıdına, kadehlerdeki akıl durduran zehirlere hayat bağlamış bir Köy.
Tüm dengeleri alt üst eden bir deprem. bu dempremden kendilerine pay çıkartanlar bir yana,depremde hayatları zehir olmuşlar bir yana şekillenmiş olan bir köy.Anadolunun ücra yerlerinde bitmeyen kan davaları, cehaleti,zor mücadeleleri bu romanda görmek mümkün .depremin etkisiyle Sinan'ın aklını kaybetmesi , bir çok olaya sebebiyet verir.
depremden pay cikaran hırsızları gidip benzinleyip kulübede yakmasıyla ve iftiralarla başlayan ,sonu gelmeyen kan davasına dönüşür olaylar .taki "Dikçenin okuyup köye öğretmen olarak gelmesine kadar .Eğitimle ve İmanla Köyü nasıl değiştiğini kitapta görmek mümkün.yer yer göz yaşı doktüğüm bir kitap .kisaca söylenecek çok şey var kitapla ilgili ... Kesinlikle okunması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum .Buğdaylar, ateşler içinde yanmıştı lakin Allah'ın merhameti ve şefkati yanık yürekleri tekrar tekrar yeşertiyordu...Yanık buğdaylar @ahmetgunbayyildiz Hocamızın bendeki ilk ve tek kitabı diyebilirim.yazarin kalemiyle bu kitapla tanışmak beni diğer eserlerine de yönlendirdi kalın ve dolu bir kitap olmasına rağmen elimden hiç bırakmadığım bir kitap oldu.en kısa sürede diger eserlerinde okumaya vakit ayıracagim diyebilirim.
Keyifli okumalar dilerim kitabı okuyan ,okumayan herkese 10\10..
.
