Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tanrının Maskeleri 4

Yaratıcı Mitoloji

Joseph Campbell

Yaratıcı Mitoloji Gönderileri

Yaratıcı Mitoloji kitaplarını, Yaratıcı Mitoloji sözleri ve alıntılarını, Yaratıcı Mitoloji yazarlarını, Yaratıcı Mitoloji yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Jung yazıyor: "Rüya, ruhun en derin ve en gizli oyuklarına açılan gizli, küçük kapıdır. Ruhun daha ego bilinci yokken olan ve ego bilinci ne kadar gelişirse gelişsin ruhun varlığını sürdürdüğü zamanlardaki kozmik gecesine açılır. ... Bilinç ayırt edicidir ama rüyalarda daha evrensel, gerçek ve ilk gecenin karanlığında yaşayan ezelî insanla olan benzerliği kurarız. Orada bu insan hâlâ bütünü taşır ve bütün ondadır, doğadan ayırt edilemez ve benlikten bütünüyle arınmış durumdadır."
Sayfa 694 - C. G. Jung, Civilisation in TransitionKitabı okudu
Carl Gustav Jung:
"Bilinçaltını kişileştirmek olası olsaydı ona iki cinsin de karakterlerini kendisinde toplayan, gençlik ve yaşlılığı, doğum ve ölümü aşan ve bir iki milyon yıllık insan deneyimine sahip olarak neredeyse ölümsüzlük kazanmış kolektif insan diyebilirdik. Böyle bir varlık mevcut olsaydı bütün geçici zamanların üstüne çıkmış olurdu. Şu an onun için İsa'dan önce bin yüz yıl önceki herhangi bir yıldan farklı olmazdı; çağlar öncesinin rüyalarını gören bir rüyacı olurdu ve ölçülmez deneyimlerin sahibi olarak benzersiz bir kâhin olurdu. Bir bireyin, ailenin, aşiretin ve halkın yaşamı kadar sayısız yaşam sürmüş olurdu ve büyüme, çiçeklenme ve çürümenin ritminin yaşam duyusuna sahip olurdu."
Sayfa 678 - C. G. Jung, Ruhunu Arayan Modern İnsan, 1956Kitabı okudu
Reklam
"... yalnızca sonraki icadın peşinde olan, düşünceyi zihinden çekip kopararak onun yerine basit sloganları koyan ilerleme, ilerleme değildir. Kuşakları sersemleten çöl serabı gibidir. Çünkü insan, içimizdeki bütün bireyler, kendi ruhuna sahiptir ve bununla ışık yanacak veya sönecektir. Ütopyanın -veya Kaybolan Cennet'in- gelecekten çıkarılıp insanlara sunulmasının yolu yoktur. Böyle bir yolda kendisi de ilerleyemez. Dünyadaki zamanında herkes bir yaşam sürmektedir, cennetin gizini kendi içinde araması gerekmektedir." Loren Eisley
s. 669, 670Kitabı okudu
"Occamlı William'ın gösterdiği, Kant'ın doğruladığı ve Henry Adams'ın anımsattığı gibi, 'birlik' kategorisi veya adı zihne aittir ve varsayılan bir varlığa, kişiye, yerli yersiz hükme veya "Varlık Temeli"ne bağlanamaz. "Varlık" terimi de yalnızca bir addır ve dolayısıyla "yoktur". O zaman, sözlerinin ve kendisinin ve bütün bildiklerinin ve söyleyebileceklerinin ötesinde bir noktayı ima etmeden, kim Tanrı'nın varlığı veya yokluğundan söz edebilir?"
Sayfa 656Kitabı okudu
"Büyük modern fizikçi Erwin Schrödinger : "Siz yaşamınızı bütün varoluşun basit bir parçası olarak değil, bir anlamda bütünü olarak yaşıyorsunuz. Yalnız bu bütün, bir bakışta görülebilecek gibi yapılanmamış. Bu, Brahmanların kutsal, mistik ve o kadar da basit ve açık formüllerinde ifade edilmiştir: 'Tat tvam asi, bu sensin.' " diyor. Shopenhauer'in oksimoronu "Her şey kendi biçimiyle bütün dünyadır", aynı gizeme işaret eder. ... Bu, gerçekten de bütün metafizik söylemde temel fikirdir ve somut olarak adlar ve biçimler, Tanrı'nın maskeleri çözüldüğünde -herkes tarafından kendi başına- öğrenilir. Hint Rig Veda'da "Gerçek tektir, bilgeler ona bir çok ad verirler" denir."
s. 655, 656Kitabı okudu
"Ralph Waldo Emerson, Shopenhauer çağında Yeni İngiltere'nin filozof bilgesi, 'her insanın özel varlığında içerilen ve bütün ötekilerde oluşan üst-ruhu, ... insanı kendisi olan için var olmaya ve kendi karakteri adına konuşmaya çağıranı' överken bu gizemi çok açık ve basit biçimde önümüze koyar: "Biz, sarsıntı, bölünme, parça, parçacıklar halinde yaşıyoruz. Bu arada insanın içinde ruh bütündür; her parçacığın eşit biçimde ilişkili olduğu bilge sessizlik, evrensel güzellik, sonsuz Tek'tir." Elbette bu Paul Tillich'in "Varoluş Temeli"dir, Hint brahman, Budist dharma-kaya (gerçeklik gövdesi) da olabilir. Onlar için Tanrı'nın kişiliğini tanımanın yeri aşkınlıkta, 'yukarıda', düşüncenin ötesinde değil, yaşamın içindedir, ona içkindir, yüzlerde, kişiliklerde, sevgilerde ve çevremizdeki bütün yaşamlardadır, arkadaşlarımızda, düşmanlarımızda ve kendimizdedir. "
Sayfa 620Kitabı okudu
Reklam
"Ah, insanlar! Ve 'insanlar' şu veya bu kişi değildir, 'insanlar' daima başkalarıdır, saf 'başkası'dır, hiç kimse olmayan kişidir, 'insanlar' sorumsuzdur. 'Ben', toplum içinde ki 'ben', toplumsal 'ben'. 'Diyorlar ki'ye dayanarak yaşadığımda ve yaşamımı bununla doldurduğumda, tek başıma olan beni yığınsal 'ben' içinde eritiyorum demektir, kendimi 'insanlar' yapıyorum. Kendi yaşamımı yaşamak yerine, onu başkalarına dönüştürerek yaşamaz oluyorum. Söylediğim basitçe, yaşamın iyilik veya laiklik dışında saf ve basit bir gerçekliği olduğu; her insanın kendisinin hissettiği, düşündüğü ve en bireyci anlamıyla kendisinin hissetmek, düşünmek ve yapmak zorunda olduğunu yaptığı derecede bir gerçeklik içerdiğidir." J. Ortega y Gasset
Sayfa 618 - José Ortega y Gasset / İnsan ve HerkesKitabı okudu
"Çorak Ülke, sevgi değil kuvvetin, eğitim değil ideolojik aşılamanın, deneyim değil yetkenin yaşama biçim verdiği; dayatılan ve geçerli olan mitos ve ritlerin sonuç olarak dayatıldıkları insanların gerçek içsel yaşamları, gereksinmeleri ve potansiyelleriyle ilişkisiz bulunduğu yerdir."
Sayfa 417Kitabı okudu
"Şiir, sözcüklerin ardındaki ilk-söz'ün çınlamasını sağlamaktır." Gerhart Hauptmann
Sayfa 109 - Sözcüklerin Ardındaki SözKitabı okudu
"Tanrı'nın kutsal kitapta "yukarıda" bir şey olarak tanımlanması, evrenin maddesi değil, ondan farklı biçimde yaratıcısı olarak bilinmesi, maddeyi kutsallıktan arındırmış ve basit toprağa dönüştürmüştür. Böylece pagan düşünce doğada kutsallık görürken, Kilise, onu Şeytan'a ait olarak görmüştür. Poseidon'un çatallı mızrağı (Hindistan'da Şiva'nındır) böylece Şeytan'ın ünlü tırmığına dönüşmüştür. Poseidon'un ulu boğası, Minatourus'un efendisi (Hindistan'da Şiva'nın boğası Nandi), Şeytan'ın çatal tırnakları ve boynuzları olmuştur. Yeraltı tanrısı Hades'in kendisi, Heinrich Zimmer'in bilgece "Bay Lucifer'ın müebbet mahkumlar için kullandığı, baş aşağı uçuruma giden, lüks gökdelen dairesi" olarak tanımladığı cehenneme dönüşmüştür. Ve öteki dünyanın Persefon'un meşalesi olarak tanımlanan yaratıcı ateşi, günahkârlar için korkunç buharlar salan ateş olmuştur."
Sayfa 30 - 1. Kısım : Eski BağKitabı okudu
116 öğeden 71 ile 80 arasındakiler gösteriliyor.