Bütün bir hafta nasıl geçmiş farkında değilim. Hatırlamaya, hayalimde yeniden yaşamaya değer ne var. Unutmayı arzu edecek bulanık, kötü bir saatim olsaydı bari..
Saf dille ve saf kalple yazılmış bir eser, Yaşamak.
Samimi ve sahici bir kitap…
Ve biraz da zorlayıcı…
Kendini herkese açmayacak kadar.
***
Kitapla tanışmam, “100 Kitap Listesi” ile oldu.
2021 yılının Mart ayında okumuştum. “Yedi Güzel Adam” ile az çok Cahit Zarifoğlu’nu duymuştum elbette ama bu zarif adamı bu kadar geç tanımış olmak büyük bir
Umutsuzluğun kapımıza gelmesi için az mı bekledik.
Umutsuzluk mu, yoksa ince derin bir şikayet mi?
Yoksa
Faaliyet içinde geçen gece ve gündüzlerimizin bizi
bıraktığı anlarda kalbimizi eline geçiren ve henüz
mahiyetini anlamadığımız melal mi? Bir iki adım
daha atmamak için nasıl da direniyoruz.
Dayandığımız şeylerin hangisi buna değerdi?
Küçücük oluşlarda, hemen yakınımızdaki selametlere
koşacağımıza amansız gururumuza boyun eğip
hazımsızlıklar içinde birdolu ufak sıkıntının
altında ufalandık durduk.- ve umutsuzluğun
kapımızdan ayrılmaması için az mı çabaladık.
Cahit Zarifoğlu'nun "Yaşamak"ı, sıradan bir günün akışında insan ruhunun derinliklerine inen, şiirsel bir başyapıt. Kemal adında yalnız bir adamın gözünden, modern insanın varoluşsal bunalımını, aşk acısını ve toplumla olan karmaşık ilişkisini anlatan eser, okuru da kendi varoluşuyla yüzleşmeye davet ediyor.
Zarifoğlu, yalın ama etkileyici diliyle Kemal'in iç dünyasını ustalıkla resmediyor. Her cümle, okurun zihninde yeni anlamlar ve çağrışımlar uyandırıyor. Şiirsel imgeler ve metaforlar ise metne derinlik katıyor, adeta okuru hikayenin içine çekiyor.
"Yaşamak" sadece bireyin ruhuna odaklanmakla kalmıyor, aynı zamanda toplumun karanlık yüzlerini de gözler önüne seriyor. Kemal'in yaşadığı aşk acısı, toplumun dayattığı tabular ve ahlak anlayışıyla keskin bir zıtlık oluşturuyor. Zarifoğlu bu zıtlıklar üzerinden bireyin özgür iradesini ve varoluş mücadelesini sorguluyor.
Eser, varoluş felsefesine dair önemli sorgulamalar sunuyor. Yaşamın anlamı, özgür irade, sevgi ve ölüm gibi temalar derinlemesine işleniyor. Zarifoğlu, okuru bu sorularla yüzleşmeye ve kendi cevaplarını bulmaya teşvik ediyor.