Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Yasin Süresi Yorumu

Haluk Nurbaki

Yasin Süresi Yorumu Sözleri ve Alıntıları

Yasin Süresi Yorumu sözleri ve alıntılarını, Yasin Süresi Yorumu kitap alıntılarını, Yasin Süresi Yorumu en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Dinden uzak kaldıkça, Rahman sıfatının hikmeti, sizden merhamet ceryanını uzaklaştırır ve işte uğursuzluk dediğiniz şey o zaman ortaya çıkmış olur.
Sayfa 34 - Damla YayıneviKitabı okudu
Din, sizi inanç gücüyle ruhen sağlıklı kılar. Ondan uzaklaşırsanız; stresler içinde kıvranırsınız.
Sayfa 34 - Damla YayıneviKitabı okudu
Reklam
Efendimiz bir hadisinde: "Benim Kur'an'da 7 ismim var: Ahmed, Muhammed, Tâhâ, Yâsin, Abdullah, Müddessir, Müzemmil" buyurmuşlardır.
Sayfa 8 - Damla YayıneviKitabı okudu
Ayet 29: "Bir tek sayha oldu derhal sönüverdiler. " Saycha: Şiddetli patlama, şiddetli sarsıntı demektir. Tarihin seyri içinde böyle yok edici bir sarsıntı Pompei şehrinde Vezüv'ün ilk patlamasıdır. M.S 75'inci yılda meydana gelen bu dev patlamada bütün Roma asilleri lâvların altında can verdi. Pompei, Romalıların sayfiye şehri idi. Roma ileri gelenleri orada şâşâlı ve sefih bir hayat sürerlerdi. Bu yanardağ patlamasından yalnızca Hristiyan esirler kurtuldu. âyetin bu yanardağ patlamasını kasdetmesini elbette mümkündür. Hatta Hz. İsa'ya idam kararı veren Kudüs'deki Roma jürisinin hayatta kalanlarının bu Pompei olayında lâvlarda yanarak öldüğü bilinmektedir. Sayhanın, dev bir imparatorluk olan Roma'nın aniden çökmesi anlamına geldiğini iddia eden tefsirler vardı. Enfüsî mânâda sayha ölüm anıdır. Bedenin ruhtan ve nefsten ayrılmasını temsil etmektedir. Küçük kıyamet de denilen ölüm anında her inkarcı böyle şiddetli bir patlama ile sönüverecektir. Mânâ âleminde sayha ve sönüverme tanımları, Rahman ceryanının kesilmesi olarak tanımlanır. Nefs, kendi varlık evhamı içinde yaşarken âniden Rahman ceryanı kesilince şiddetli bir patlama hissedecek ve kendinde hiç bir gücün kalmadığını farkedecek, sönüverecektir. Dünya evhamının ne aldatıcı olduğunu herkes işte o zaman farkedecektir.
Sayfa 43 - Damla YayıneviKitabı okudu
Gurur nefsin küfür ve şirk belirtisidir. Vakar bir mü'minin taşıdığı imana karşı etrafta saygı telkin etmesidir. Bir başka örnek: Meskenet-Tevekkül'dür. Meskenet, nefsin tembelliği aczidir. Tevekkül, gayret sahibi bir mü'minin kadere karşı teslimiyetidir.
Sayfa 55 - Damla YayıneviKitabı okudu
Gözümüzü dört açalım, bugünün insanı, hangi dinde olursa olsun, ikiye ayrılıyor: a) Evren tesadüftür, insan evrimle bu tesadüfün sonucunda ortaya çıkmıştır diyen inançsızlar. b) Evren, Allah'ın sonsuz kudretiyle, binlerce nakış ve san'at inceliği içinde yaratılmıştır, diyen inananlar.
Sayfa 108 - Damla YayıneviKitabı okudu
Reklam
"İNNA LİLLÂHİ VE İNNA İLEYHİ RÂCİUN" "Allah'dandı Allah'a döndü." Bu dönüşün nasıl bir dönüş olduğu konusunda çok çelişkili tartışmalar vardır. Özellikle müfessirlerle, mutasavvıfların tartışmalarının sonu gelmez. Bu kavram için en doğru Kul ve Allah sınır çizgisini çok iyi bilmek gerekir. Kul, Allah'ın bir parçası değildir. Rucû da O'na eklenmek değildir. Emir âleminin sırrı içinde bilinmezliğini, daha doğrusu kavranmazlığını koruyan zırhın, emir âlemine tekrar intikali bu döndürülme (Rucû) olayıdır. Döndürülme, çokluk âleminden teklik âlemine bir yaklaşımdır. Bu, ana tanımdır. Daha basit olarak bir çok müfessirin kabul ettiği tanımlar vardır. Bence de yerinde ve makbuldur. Huzur-u ilâhiye çıkarılmak da bir rucûdur.
Sayfa 110 - Damla YayıneviKitabı okudu
Şu hayat badiresinde binbir müşkül ve keder vardır. Bunlardan sıyrılmak için Rabbimden başka, O'nun rahman sırrından başka ne güvence olabilir. Örneklendirirsek: a) Çevreden gelen mikrop, işin, kimyasal maddelerin zehirinden bizi koruyan akıl almaz bir biyoloji sistemine sahibiz. Buradaki bir aksaklıkta beni Rahman'dan başka hangi güç normal hayata kavuşturabilir. b) Uzayda mevcut binlerce öldürücü ışından, bir dev meteorun arza çarpmasından bizi Rahman'dan başka hangi güç kurtarabilir? c) Bedensel hayatımızda binlerce kompitüre bağlı biyolojik dengemizi, Rahman'dan başka hangi güç dengede tutabilir? Ey insanlar! Zahiri mânâda var saydığınız para, teknik imkanlar tümüyle, Rahman'ın kaderinde selâmet varsa vasıta olur. Aksi takdirde hiçbir şey sizi çıkmazlardan kurtaramaz. Bütün bu gerçeklere rağmen hâlâ inanmıyor, Rahman'ın emirlerine uymuyorsanız cidden dalâldasınız. Dalâl: Yanılgıda kalmak, dürbüne tersinden bakmaktır. Fatiha'nın son âyetinde bildirilen Dâllin sınıfı aklı, kısır ve cılız mantık penceresine mahkûm edip gerçekleri görememe demektir. Dalâl'in zıddı hidâyete erişmektir. Her ikisinde de sermaye akıldır. Ancak onu nefsinin oyuncağı eden, delâlde kalır; hayvanları birbirine benzetip evrim masalına saplanır kalır. Aklı gönül emrine veren, Sûre-i Yûsuf'da anlatıldığı gibi, gelecek kıtlıkları önceden sezip zengin olur; bu bir hidâyettir.
Sayfa 38 - Damla YayıneviKitabı okudu
Yâsîn Sûresi, 10. Ayet Yorumu
"Onlar için inzar etsen de bir, etmesen de aynıdır. Onlar iman etmezler. " Demek ki boynuna gurur kelepçesi geçirilenler için, evrenin her yanını aydınlatan İnzar-i Muhammedî (S.A.S.) bir hayat getirmiyor. Çünkü onları Allah tecrit ve tenkil etmiştir, onların gerçeği görme ihtimalleri hiç yoktur. Gönül kapısı kapalı olanları Allah, Yâsinde, boyunlarına gurur kelepçesi geçmiş olarak tarif etmekte, onları uyarmak için efendimizin yorulmamasını bildirmektedir. Şüphesiz böylelerinin durumu her devirde aynıdır. Tıp bilimine göre gurur, aşağılık kompleksinden kurtulmak için şuur altının (Nefsin) icad ettiği vahim bir yanlışlıktır. Mükemmel olan insanda gururun zerresi yoktur. Halbuki çok özürlü olanlar, akılsız gururlarının esiridirler. (Boyun kelepçesi), onun için onlara gerçekleri bilimsel olarak anlatmak mümkün değildir. Âyetin enfüsî manasına gelince: "Habibim, onlar elestte de belî (evet) demeyen sapık, nefslerdir. Onlar iman et­mezler, boşuna yorulma, onlara inzar (uyarı) fayda vermez.
Sayfa 17 - Damla YayıneviKitabı okudu
Siz çevrenizdeki zavallıları sömürürseniz, bunu âdet haline getirirseniz; elbette günün birinde sizi de sömürürler. Ahlâksızlığı meşrulaştırırsanız; günün birinde siz de şerrin oyuncağı olursunuz.
Sayfa 34 - Damla YayıneviKitabı okudu
Reklam
Âyet 51: Bilindiği gibi kıyamette, İsrafil isimli melek tarafından 2 kez Sûr üflenecektir. Birinci Sûr'da yerde ve gökteki canlılar ölecek, İkinci Sûr'da hepimiz bedenlerimizle birlikte dirileceğiz. Âyetteki "sûr üflenince" den kasıd ikinci sûr'dur. Bu sûr'a, Radife sûr'u da denilir. Kur'an Âyetleri ve ilmi Gerçekler dersimizde bu konuda geniş bir bilgi verilmiştir. Bu sûr'la birlikte kabirlerden bedensel yapımızla fırlayacağız ve irademiz dışında Rabbimize doğru hareket edeceğiz. Burada "Rabbimize doğru"dan kasd, mahkeme-i kübrâ dediğimiz en yüce yargı makamıdır. Bu mahkeme de bir eğitim sırrı taşıdığından Rab sıfatı kullanılmıştır. Ancak mü'min, kâfir herkes, o anda ilâhi kudreti hissedeceklerdir. Kâfirler yalnız Celâl esmasinin azametini, mü'minler ise hem Cemâl hem Celâl esmasinin ihtişamını hissedeceklerdir. Bu, kabirden mahkemeye gidiş, olağanüstü bir intikaldir. Hayret ve dehşet vericidir. Melekler mü'minlere moral vererek, onları bu seyirde dahi mutluluklarını sağlayacaktır.
Sayfa 76 - Damla YayıneviKitabı okudu
Esasen Kur'an'ın ezberlenmesi farzdır. Ancak farz-ı kifâyedir, yani bir toplumda bir kişi Kur'an'ı ezberlemişse diğerleri üzerinden farz kalkar. Ancak büyüklerimiz, okur yazar müslümanlar için en az 20 namaz sûresi, Yâsin ve bunlar dışında çeşitli konularda en az 40 âyetin ezberlenmesini ısrarla istemişlerdir. Önce de belirttiğim gibi, her türlü sıkıntıda, güçlükde, bunalımda Yâsin okumalıdır. Ayrıca Yâsin'in ilk sahifesi yeni doğmuşlara, son sahifesi son nefesini vermek üzere olanlara okunması islam geleneklerindendir. Allah hepimize Yâsin-i Şerîf'in yüce hikmetlerini lûtfetsin ve onun temsil ettiği Fahr-i Kâinat Efendimize lâyık kullardan eylesin.
Sayfa 111 - Damla YayıneviKitabı okudu
1- İman, gaybadır (gözümüzden bir süre kaybolan mutlak gerçeğedir.) 2- İman, kalbde duyulan bir haşyet duygusudur; onda sevgiyle karışık bir ürperme hazzı vardır. 3- İman, Rahman esmasının gönülde yarattığı zorunlu bir ateştir. Kalbi temiz olan, evrenlerin yücesi Efendimizin inzarı demek olan bu ceryanla hemen hayat bulur; iman eder. 4- Gönüllerde azizürrahimin hikmeti olan Kur'an, haşyet uyandırmıyorsa o kalp hastadır. Gururla sakattır; hayat bulmaz. Âyetin son bölümüne gelince; "Onlara hem mağfiret ve hem bir ecr-i kerim müjdele." Demek ki Efendimizin inzar sırrı, tebliğ ve uyarı hikmeti, yanlız gönülleredir. Ve gönüllere sonsuz bir mağfiret, ebedî bir ikram müjdesidir. Bir çokları ilâhi tebliği ve inzarı korkutmak olarak yorumlamaya kalkışmıştır. Halbuki âyetin bu cümlesi yanlış yorumları yasaklar. Allah, Efendimize "Sen yalnız gönlü açık olanları inzar et ve onlara Allah'ın şefkat, merhamet ve afv demek olan mağfiretini müjdele, bir de onlara sonu gelmez ilâhi ikramları müjdele" emri ile, inzarın bir müjde olduğunu bildirmektedir. Muhterem okuyucularım, tekrar ifade ediyorum: İslâmiyet, efendimizin bir müjde çağrısıdır; ilâhi ikramları, sonsuz mağfireti gönüllere müjdelenen bir çağrıdır. Onu başka türlü anlayanlara veyl.
Sayfa 21 - Damla YayıneviKitabı okudu
Mahşerde, mahkeme-i kübranın ekranında, sonuç hanesinde cennet yazısını görenlerin sevinci anlatılamaz. Ayet 56: "Kendileri ve zevceleri erikeler üzerine kurulmuşlardır." Ekranda cennet yazısının ilanı ile bir anda kendilerini cennet erikeleri üzerinde bulurlar. Erike, cennet uzayında anlatılmaz süste özel mekânlardır ve evrenin
Sayfa 79 - Damla YayıneviKitabı okudu
İsraf, bir nimetin değerlendirilemeyip boşa harcanmasıdır. Şöyle ki: a) Sağlığınız bir nimettir. Onu abdest alarak, ibadet ederek , kötü şeylerden (alkol, domuz eti v.s.) alıkoyarak; yani israf etmeyerek değerlendirebilirsiniz. b) Zaman bir nimettir, onu çılgın arzular uğrunda boşa harcarsanız sonra başarısızlığınızın uğursuzluğunu; gerçekleri size anlatan dinde mi göreceksiniz? c) Burada önemli bir hitap da dini afyon sayanlaradır. Onlar tüm millî gelirlerini silah üreterek israf eder, sonra çıkmaza girerler ve suçu toplumun din kavramına yüklemeye çalışırlar. d) Ahlâk-ı Muhammedî, nefsin çirkin ve çılgın arzularına israfı yasak ederek; millî geliri azamiye çıkarır. Özellikle günümüzde ekonomik çıkmazın, dolayısıyla toplumdaki uğursuz felaketlerin en mühim nedeni israfdır. Bizim, toplumumuzdaki israfı kaldırarak; bolluğa, refaha erişeceğimiz aşikar değil midir? Herkesin herkesi tenkit ederek doktriner felaketlerden medet umduğu günümüzde, âyetin bu mucize dolu hikmetini nasıl göz ardı edebiliriz.
Sayfa 35 - Damla YayıneviKitabı okudu
51 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.