Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yasin Süresi Yorumu

Haluk Nurbaki

En Eski Yasin Süresi Yorumu Sözleri ve Alıntıları

En Eski Yasin Süresi Yorumu sözleri ve alıntılarını, en eski Yasin Süresi Yorumu kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ömür uzadıkça hilkat tersine döner.
Sayfa 88 - Damla YayıneviKitabı okudu
Zikir, Allah'ın anmakla bitmeyen güzelliklerinin hikmetlerini kesiksiz söylemek anlamına gelir. Ancak zikirde bir yaşama ritmi vardır. Meselâ bir elektronun saniyede 100.000 kez dönerken, manyetik sipin yaparak bir tarz eğilmesi, titreşmesi bir zikirdir. Ona hayat veren bu fizik yasadır. Bütün mahlûkat, farkında olsun olmasın devamlı zikir halindedir. Ancak bu sayede varlıklarını sürdürürler. Âyetteki "Zikir" kelimesi, hem efendimize, hem Kur'an'a aittir. Âyet 70: Bu muhteşem zikir iki önemli hikmet taşır: a) Hayatiyeti olan, hay sırrı taşıyanları uyandırır. Kalblerinde zikirle manevî hayatı doğurur. b) Kâfirlere kavlin Hak olmasını sağlar. Yani onlar dünyaya gelirken and içmişlerdi. Kur'an kör ve sağır olmamış kalplere o andı hatırlatır. Buna rağmen sözlerinde durmazlarsa ceza onlara Hakk olur.
Sayfa 90 - Damla YayıneviKitabı okudu
Reklam
koyun
a) Koyun çoğu kez sıcak iklimde yaşamaktadır. Bu yüzden derisinde böyle kutupta yaşayan hayvanlara mahsus kıllı deriye kesinlikle muhtaç değildir. Nitekim onun kuşağında yaşayan hayvanların tümünde kıllı deriler vardır (inek vs.). Koyun ise, Afrika'da yaşasa bile, bu zengin tüyü taşır ve bu yün sırf insanlar için bu hayvanlara mon­te
Sayfa 91 - Damla YayıneviKitabı okudu
Çağımızın şirkleri nedir? a) Eksik bir tanrı inancı fizik ve yasaların akışını değiştiremiyor. Neredeyse (hâşâ) insanla başa çıkamayan, hasta, göstermelik bir Tanrı kavramı. b) Madde güçleri ve yasaları, meselâ tabiat ya da galaksilerin yapısal enerji güçleri. c) Para, her türlü maddî varlık ve zahiri dayanaklar. d) Henüz alfabesini bile tamamlayamamış ilim. Bu ilmin kaynaksız teorileri. e) Bir takım toplumsal güçler, buna bağlı doktriner inançlar. f) Mevki, eski dilde cahı-mansup denilen siyasi otorite güçleri. g) Nefsinin korkusuyla yarattığı korku putları: Çevreden ve toplumdan çekinme, ele yaranma şirkleri.
Sayfa 95 - Damla YayıneviKitabı okudu
Âyet 76: Müşriklerin bu şaşkın saplantılarını dile getiren Allah: "Habibim onların lafı seni üzmesin (mahzun etmesin), biz onların içlerini de biliriz dışlarını da" buyuruyor. Yani böylesine idrak yoksulu şaşkınlar gurubu senin Azîz ve Rahîm tecellilerindeki sırrını nasıl anlasın? Sen mahzun olma, senin uğruna canını koyan ümmet vereceğim. Ve senin şanını kıyamete kadar azîz kılacağım. Çağımızda 1 milyar müslümanı namaza davet eden yüz binlerce ezan; işte efendimizin aziz şanı. Sen müşriklerin şaşkınlıklarına bakıp hüzünlenme! Biz onların iç dünyalarındaki çıkmazlar girdabını ilâhî ekranda seyrediyoruz. Onlar dâllin mağdûbîn grubudur. Efendimizin şirkte ısrar edenler karşısında hüzünlenmesinin âyette aynen zikredilmesi onun çok önemli bir sırrıdır. Fahr-i Kâinat efendimiz sevgilisi yüce Allah'ına imkân oranında çok ümmet götürmek istemektedir. Ondan Allah'ın Azîz ve Rahîm esmaları tecelli ettiği için, tüm insanları doğru yola sokmak için akıl almaz bir gayretin temsilcisidir. Efendimiz her insanı o insanın nefsini sevdiğinden çok sevdiği için, şirkte ısrar edenler karşısında hüzünlenmekte ve derinden üzülmektedir. Elbette ki âyet bu noktayı özellikle ilân ederek "Ey müşrikler ve kâfirler, bir sizin şaşkınlığınıza bakın, bir habibimin hüznüne; yazıklar olsun size" demektedir. O, âlemlerin övüncü (Fahr-i Kâinat), Taif'de kendini taşlayanlara bile dua etmiş, "Aman Ya Rabbi bilmiyorlar, onları bağışla" demiştir.
Sayfa 96 - Damla YayıneviKitabı okudu
İnsanların mahşere inanmamasında iki yanlış yargı var. Biri Allah'ın kudretini iyi kavrayamamak, diğeri çevresindeki ve evrendeki olayları gereği gibi yargılayamamak. Âyet 77: "O insanı göremedin mi? Meni zerresinden yaratıldığını unuttu, şimdi açıktan açığa (emirlerime) muhasım kesildi. " İnsan 1 mikron büyüklüğünde bir genetik şifreden yaratıldığını nasıl unutur? Milyonlarcası telef edilen 10 mikron büyüklüğünde meni hücrelerinden sadece bir tanesidir. Hele trilyonlarca hücreden bir tanesinden ibarettir. Kim oluyor da Kur'an'a, senin davana karşı çıkıyor. Hem de açık açık cephe alıyor. O insan kendini maddeden ibaret sayıyorsa, milyarlarcası oraya buraya atılan meni hücrelerinden sadece bir tanesidir. Ortaya çıkıp ukalâlık etmeye utansın! Yok eğer değerli olmaktan bahsedecekse, o zaman senin davana, mânâya inansın!
Sayfa 100 - Damla YayıneviKitabı okudu
Reklam
Âyet 78: "O kendi yaratılışını unutarak bize bir de mesel getirdi: Bu un ufak olmuş kemikleri kim diriltir?" Bu tarz bir soru ölüm olayının gerçeğini bilmemekten ileri gelmektedir. O halde ölüm olayını bilimsel olarak bir inceleyelim. Çeşitli varlıklarda ölümün tanımı şöyledir: a) Kuantlar, enerji zerrecikleri ve ışınlarda
Sayfa 101 - Damla YayıneviKitabı okudu
Ayet 79: "De ki: Onları ilk defa inşa eden diriltir. O, yaratılışın tek benzersiz mimarıdır, her şeyi bilen yalnız O'dur. " Asıl aklın almaması gereken şey kemiğin tekrar dirilip dirilmeyeceği değil, ilk kez insan denen bu şaheser yaradılışın, bir zerreye genetik şifresinin yazılmasıdır. Burada inşadan kasd, 77'nci âyete kıyasen bir meni hücresine yazılan matematik genetik şifredir. Allah tüm insanları yaratmayı murad etmiş, hepsini kaydetmiştir. Bu hücrenin taşıdığı matematik hafıza bandını tasavvur etmek bile mümkün değildir. Zaten bu şifrenin değişmezliği nedeniyle Havva'yı Âdem'in kaburgasından dolayısıyla hücresinden yaratmıştır. Yeryüzüne gelmiş geçmiş on milyar tahmin edilen insanların hepsine ayrı sima, hepsine ayrı parmak izi veren hilkat, işte Âdem'in meni hücresine kaydedilen matematik hafıza bandıdır. Âyet bu yüzden, o akıl almaz ilmiyle muhteşem yaratma sırrının sahibi, anlamına "halkın-Alîm" sıfatlarının tekrarıyla sonlanmaktadır.
Sayfa 103 - Damla YayıneviKitabı okudu
Âyet 81: "Gökleri ve yeri yaratan, onlar gibisini yaratmaya muktedir değil midir?" Elbette O Hallâku'l-Alîm'dir." İç içe küresel 7 manyetik kuşak içinde milyar kere milyar yıldız yaratıp, onlara akıl almaz cazibe dengeleri veren, arzda akıl almaz hikmetler yaratan, yenisini yaratamaz mı?.. İmkânsız ve güç olan, böylesine akıl almaz sistemleri ilk kez yaratmaktır. İşte Allah yüce evren sanatını sergiledikten sonra: "Ben Hallâku'l Alîmim diyor. Daha önceki âyette yaratılışa ait bazı sırlara değindiği için "halkın alîm" tanımı geçmişti. Bu âyette tüm evrenin hilkat sırrı beyan edildiğinden, sonsuz ilmiyle (Alîm) akıl almaz yaratılışların mimarı, yaratıcısı (hallâk) için ölüyü yeniden diriltmek mesele mi? Hem O'nun bunca akıl almaz yaratış sırrı, bir emeğin, bir çabanın mahsülü de değildir. Zira: Âyet 82: "O'nun emri bir şeyi irade ederse, ona sade ol demektir, oluverir. " Bu âyetin çağımızdan önce anlaşılması fevkelâde güçtür. Çünkü insanlar, her bir eserin bir emek sonunda meydana geldiğine alışmıştı. Bir matematik hesaplama için saatlerce uğraşmak gerekiyordu. ...
Sayfa 105 - Damla YayıneviKitabı okudu
Meselâ Âdem'in çamurdan yaratılma olayını ele alalım: Bazıları sanır ki, Allah çamura heykelimsi bir şekil verdi ve sonra ruh verip canlardırdı. Kesinlikle hayır! Allah Âdem'i bir kader şeklinde irade etti (istedi, arzu buyurdu) ve o çamura "kün" dedi. O anda çamurdaki azot, karbon, fosfor, hidrojen, oksijen molekülleri bir beden şekline dö­nüverdiler. Bu söylediğimiz moleküller, balçık çamurunda eksiksiz bulunduğu için, Allah Kur'an'da Âdem'in çamurunu balçık şeklinde tanıttı. Âdem'in bedeninin oluşumuyla birlikte tüm insanların genetik kartını Âdem'in meni hücresine programladı. O anda gerçekte tüm bedenler yaratılmış oldu. Tarih boyunca insanların doğması olayı ise bir ihda hikmetidir.
Sayfa 107 - Damla YayıneviKitabı okudu
51 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.