"Evden uzaklaş biraz
Antalya'dan çık
Mezarlığa gitme her gün
Fotoğraflar dünyayı örter
Acı soğusun
Sen Tanrı değilsin
Ölülerden değil
Dirilerden geçer zaman
Git, bir başka insana dokun..."
Ben de öyle yapıyorum
Harflerden binlerce Hatice yaratıp
Tek tek dokunuyorum hepsine
Büyüyorum, büyüyorum
Nasılsa ölüm var değil mi
Binlerce hayatla gülüyorum zamana
Gülüyor benimle birlikte Hatayi de:
Bir derdim var bin dermana değişmem.
Elma bahçelerini anımsa
Tahtalı Köprü'yü anımsa
Eteklerindeki karıncayı anımsa
Ağzın bütün çiçeklerin tomurcuk vakti
Söğütlerin öpüşünü anımsa
Göğüslerindeki teri anımsa
Gözlerinden gözlerime düşen
Güneş bahçelerini anımsa
Unutma ölürüm, unutma ölürsün
Ayva çiçeklerinin gökleri altında
Ağzına fısıldadığım sözleri anımsa...
Yalnızlığımın annesi
İnsan ölünce yalnız kendisi ölmüyor
Ne diyordu Metin Abi
Yani benim gözlerimin bunca yıl gördükleri
Bir gün benimle birlikte
Yok olup gidecekler, öyle mi?
Hangi çölden geleceğim sana
Yol harami, kandil kör, kumlar acı.
Dünya hükmünden azade Leyla'm
Sen bir Tanrı masalısın bundan sonra
Ben evin eşiğinde
Her gün ipe çekilen bir eski rüya.
İster ölüm olsun ister ayrılık
İnsan unutur mu var olduğu bedeni.
Dünya sözüm, can evim
Bir gün ağzından uzak gülerse ağzım
Tanrı gökyüzüyle boğsun beni.