Fakir Baykurt, yurdum insanı diye tabir edilen şehrin kirletmediği masumiyet timsali bireyleri bu kez Morsay Yaylası üzerinde anlatıyor. Bu yaylanın havası suyu yiyeceği her şeyi adeta can suyu gibidir. Köyden yaylaya çıkan Çakır Hasan ve ailesi, yaylada bir kazı ekibi ile yan yanadır tanışır ve kaynaşırlar. Roman ilerleyen kısımlarda 70 ve 80'lerde devlet kademesinde çalışanların aşırı görevciliği daha doğrusu kraldan çok kralcılığı yüzünden insani değerlerden vazgeçtiklerini gösteriyor. Görev kutsaldır lafına sığınıp insanlığından olan sözde aydınların, beyaz yakalıların çözünmelerinin ve kokuşmuşluğunun romanıdır aslında. Oldukça akıcı bir dil arka planında duygusal bir anlatım söz konusu. En iyi Fakir Baykurt romanı mı, değil ama okunmaya değer...
FAKİR BAYKURT
YAYLA
Fakir Baykurt bu romanında, memur zihniyetini benimseyip, kalıpların dışına çıkmayan insanları eleştiriyor. Daha doğrusu, bu tip insanlardan yola çıkarak, sağlık sorunları başta olmak üzere memleketin pek çok sorununu tüm çıplaklığıyla ortaya koyuyor.
Morsay Yaylası; eşsiz doğal güzelliği, tertemiz havası ve çeşit çeşit bitkileriyle, Ballıdere köyünün cennetidir Morsay Yaylası. Yaz gelince köyün bir kısmı buraya göçer. Onlardan biri de Çakır Hasan’dır. Karısını, gelinini ve üç torununu takıp peşine, göçer gelir yaylaya. Bir çadıra sığışmak zordur ama biraz mecburiyetten, biraz da burada şifa bulduklarına inandıklarından, geçemezler bu mevsimlik göçten.
Günlerden bir gün bir kazı ekibi gelir Morsay Yaylası’na. Anlarlar o zaman doğası kadar tarihinin de zengin olduğunu bu yörenin.
Ne var ki, bu güzel tablo, Çakır Hasan’ın güzeller güzeli torunu Gülcan hastalanınca paslanıverir. Bildikleri her yolu denerler iyi olması için. Kazı ekibindekiler ise ellerinden gelen yardımı yaparlar. Lakin Gülcan bir türlü iyileşmez. Hastaneye yetiştirilmesi gerekmektedir tez elden.
Çakır Hasan’ın torunu Gülcan bütün gayretlerine rağmen iyileşecek mi?
"Baykuşa sormuşlar Çakırcan: 'Mamur mu çok, veran mı? Veran çok' demiş. 'Ee, biz bakıyoruz; mamur çok görünüyor. Yanıt vermiş baykuş: 'O sizin gördüğünüz mamurlar da veran olacak' demiş...
“Hep aynı: 39.9! Direniyorsun! Hiçbir desteğin yok! Tek başına karşılık veriyorsun düşman cephesinden açılan ateşlere! Oysa savaşa sokulmayan ne silahlar var yanı başında!”
“Sağ olsun, bizim Türk milleti de kısım kısım… Bir kısmı var; doktora bakınır. Bir kısmı var sağlıkçılara. Bir kısmı sağlıkçı da bulamaz, bakımsız yaşar, hacı hoca elinde üfürükle, tükürükle ölür!…”
“Sorunlarına halk kendisi sahip çıkar. Neden çıkmıyor? Çünkü uyutulmuş! Hocalar, hacılar, yalancı particiler çok kandırmış halkımızı. Okul da açmamışız yüzyıllardır.”