Öne Çıkan Yediklerinizin İçinde Ne Var? Gönderileri
Öne Çıkan Yediklerinizin İçinde Ne Var? kitaplarını, öne çıkan Yediklerinizin İçinde Ne Var? sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Yediklerinizin İçinde Ne Var? yazarlarını, öne çıkan Yediklerinizin İçinde Ne Var? yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Beslenme, şefkatli anne ellerinden market raflarını 'süsleyen' sentetik gıdaların insafına terk edildiğinden beri sağlığımız da bozuldu. Gıda sektörü son derece rasyonel: Daha çok kazanmak için ne gerekiyorsa yapıyor. Yiyeceklerin tabiî hallerine tahammül edemiyorlar! Çünkü bizim için sağlık demek olan bu tabiîlik onlar nezdinde 'para' etmiyor. Büyük üreticiler ve onların emrindeki mühendisler, gıdaların raf ömrünü mümkün olduğunca uzatmak, rengini cazip kılmak, tadını değiştirmek, hacmini artırmak için gece gündüz çalışıyorlar. Bu 'yapay' değişimi sağlamak için de 'katkı maddeleri' kullanıyorlar. Ama 'küçük' bir sorun var: Bu katkı maddeleri hem sağlığımızı, hem de insanlığın geleceğini çok ciddi şekilde tehdit ediyor.
Deccal Tabakta, Şeytan Ye Diyor! ve Müslüman'ın Diyeti kitaplarının yazarı, Gıda Hareketi Lideri Kemal Özer bu kitabında, endüstriyel yiyeceklerin janjanlı paketlerinin üzerinde mini minnacık puntolarla yazılan E kodlu katkı maddelerini inceliyor. A'dan Z'ye tüm katkı maddelerinin hangi kaynaktan elde edildiğini, hangi tip yiyeceklerde kullanıldığını ve risklerini anlatıyor. Artık alışverişe çıkarken bu kitabı da yanınıza alın. Yiyeceklerin etiketlerini dikkatlice okuyun, içindeki katkı maddesinin ne işe yaradığını (ya da hangi hastalıklara yol açtığını) bu kitaptan öğrenin. Sonra bir an çocuğunuzu, sevdiklerinizi ve sağlığınızı düşünün. Vicdanınız el verirse alışverişe devam edin!
"Bir gaz yağı yani petrol, isim ve şekil değiştirmiş bir formda hem enerji, hem bomba, hem tatlandırıcı, hem gübre, hem de asit olarak karşımıza çıkar. Sonra da 'güvenli' bir 'gıda' olarak pazarlanır."
"Midenize gönderdiğiniz her lokma, hastalıklardan korunmak için aldığınız her hap, haberiniz bile olmadan çocuğunuza yapılan aşılar, temizle(n)mek için kullandığınız deterjanlar, hepsi küresel amaca araçlık eden eşyalara dönüştürülmüşlerdir."
"Gerçek şu ki, insanlara acı çektiren hastalıkların yüzde 80-85'i kendi kendine iyileşen hastalıklardır. Yeter ki sağlıksız sentetik şeylerle beslenmeyin!"
Ünlü kapitalis eğitimci, gerçeği şöyle dile getiriyor:
Geri ülkelerde ekonomik , sosyal ve politik ortamı istenilen yöne değiştirmek için , bizden yana 200 bilim adamı( !) hizmete sokmamız yeterlidir!
Netice itibariyle yaşamakta olduğumuz sentetik çağda, zehre bilimsel bir kılıf giydirilerek gıda olarak pazarlanabileceğini hiçbir zaman unutmamak gerek.
Her bireyin ortalama sekiz-on hastalığı var. Peki, neden bu haldeyiz?
Bu sorunun cevabı, Hipokrat'ın "Gıdalarınız ilacınız, ilacınız da gıda olsun" cümlesinde yatıyor. Hipokrat son derece haklıydı ama öngöremediği küçük bir ayrıntı vardı: 1950'lerde yaşanan dönüşüm yani kimyasallaşma süreci! Yiyeceklerin iyileştirici özelliklerinin kasıtlı olarak yok edileceğinden ve sadece vücut yakıtı'na indirgeneceğinden nasıl haberi olabilirdi ki?