En Eski Yeme Bozukluğunun Üstesinden Gelmek Gönderileri
En Eski Yeme Bozukluğunun Üstesinden Gelmek kitaplarını, en eski Yeme Bozukluğunun Üstesinden Gelmek sözleri ve alıntılarını, en eski Yeme Bozukluğunun Üstesinden Gelmek yazarlarını, en eski Yeme Bozukluğunun Üstesinden Gelmek yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Psikiyatrik rahatsızlıklar ile obezite arasında çift yönlü bir ilişki var: Bir psikiyatrik rahatsızlık obezite riskini artırabilir; obezite ise kişide psikiyatrik rahatsızlık gelişimi açısından bir risk etkeni oluşturabilir.
Yeme bozuklukları ile alakalı oldukça kapsamlı ve öz bir kitap. Hem uzmanlar hem yeme bozukluğu şikayeti olanlar faydalanabilir. Hatta diyebilirim ki yeme bozukluğu olanlar demek yerine herkes okumalı. Zira kitapta sadece anoreksiya, blumia gibi bozukluklar yok. Az çok hepimizin muzdarip olduğu yeme bağımlılığı, duygusal yeme, hızlı yeme gibi gibi sorunlar da ele alınmış. Okurken yeme alışkanlıklarınıza dair fazlasıyla farkındalık kazanacak ve uygulamalara riayet ederseniz bir o kadar yemek yemekten keyif alır ve sağlıklı beslenir hale gelebileceksiniz. O nedenle herkese okumasını tavsiye ederim.
Yeme bağımlılarının çoğunda kompülsif/takıntılı davranış kalıbı sadece yeme davranışıyla sınırlı değildir. Hemen hemen tüm davranışlarında benzer örüntü görünür. Yani bir davranışı abartarak, sonuna kadar, tekrarlayıcı bir şekilde yapma eğilimi gösterirler. Örneğin bir dizi izlemeye başlar ve dizinin bütün bölümlerini peş peşe, bazen uykudan feragat ederek, takıntılı bir biçimde birkaç günde bitirirler. Haz veren davranışlara yönelik çoğunlukla böyle bir davranış kalıbı geliştirirler. Genellikle sabırsız ve dürtüseldirler.
Yeme davranışı olumsuz duyguyu düzeltmek için kullanılan bir başa çıkma stratejisi, stresi maskeleme ve hoşa gitmeyen duygulardan kaçınma davranışı haline gelebilir. Klasik anlamda duygusal yeme ile kastedilen durum budur.
Biyolojik etkenler arasında nöroinflamasyon, nörometabolizmadaki değişiklikler ve oksidatif stres yer almaktadır. Bedenimizin homeostatik dengedeki bozulmalara ve stres yaratan uyaranlara verdiği tepkiyi düzenleyen sistem hipotalamo-pitüiter-adrenal (HPA) eksenidir. Hem depresyon hem de obezitede bu eksenin aşırı aktif olduğunu gösteren belirteçlerin varlığı bu iki hastalıkta benzer biyolojik mekanizmaların devreye girdiğini düşündürmektedir. Artmış inflamasyon yanıtı ve buna bağlı olarak nörometabolik yanıtlardaki değişimler her iki hastalık için de ortak bulgudur. Leptin ve insülin gibi enerji metabolizmasını düzenleyen hormonlardaki düzensizlikler yine her iki hastalık için de benzerdir ve bu düzensizliklerin, her iki durumdaki aşırı yeme davranışından sorumlu olabileceği öne sürülmüştür.
Eğer hayatınızın bir yerinde yemek yeme davranışı ile ilgili ters giden bir durum olduğunu sezinliyor ve bu konuda bir yardıma ihtiyaç duyuyorsanız bu eser ihtiyacınız olan farkındalığı kazandırıyor diye düşünüyorum