“Açlığı, sıska kardeşlerinin korkunç gözlerini, yorgunluğunu unutmuştu.
Bir an evvel varmak, ocakta küllenen bir odun parçasıyla aydınlanan toprak dama girmek ve bir köşede saklanmak istiyordu. Ne yatmak, ne dinlenmek, sadece
bir dört duvar arasında bulunmak...
Bu geniş karanlıktan, bu seslerden kaçmak...”