“Artık daha fazla savaşmak istemiyordum. Bu, başımın dönmesinden, soğuktan ya da kol kaslarımın yorulmasından değildi. Artık bitiyor olmasına seviniyordum. Bu karşılaştığım en güzel ölüm şekliydi. Oldukça huzur dolu.”
Zaman geçiyor. İmkansız göründüğü zaman bile. Hatta saatin her tik tak edişi insanın canını acıtsa da. Yavaş yavaş geçiyordu saniyeler. Yalpalayarak ve sessizliklerin içinde sürünerek. Ama bir şekilde geçiyordu. Benim için bile.
“Zaman geçiyor. İmkansız göründüğü zaman bile. Hatta saatin her tik tak edişi insanın canını acıtsa da. Yavaş yavaş geçiyordu saniyeler. Yalpalayarak ve sessizliklerin içinde sürünerek. Ama bir şekilde geçiyordu. Benim için bile.”
“Emily,” dedi ve sesindeki tondan ne kadar aşık olduğu fark ediliyordu. Odayı bir adımda gecti ve koca elleriyle Emily’nin yüzünü avuçlarının içine aldı. Dudaklarını öpmeden önce eğildi ve sağ yanağındaki izleri öptü.