Ve Bir Yeniçerinin Hatıratı

Yeniçeriler

Kemal Beydilli

Sayfa Sayısına Göre Yeniçeriler Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Yeniçeriler sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Yeniçeriler kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sonra sultan harekete geçti ve doğrudan Uzun Hasan'ın ülkesine yöneldi. Mahmud Paşayı yaya askerler, kendisi iyileşene kadar taşımak zorunda kaldılar. Sultan, Uzun Hasan'ın topraklarına vardığında, bazı kaleleri zapt etti. Biz kuvvetlice tahkim edilmiş olan Karahisar'a varmaya muvaffak olduk. Oradan Uzun Hasan'ın peşine düştük ve onun savaşmak
Sayfa 89 - Uzun Hasan'ın Mustafa adında bir oğlu yoktur burada kastedilen kişi Zeynel olmalıdır. Pınar Yayıncılık, s.88-89
Sultan II. Mehmed'in Yeniçeri Neferlerinin Disiplininden Haz Etmesi ve Temennisi.
Kendisi orada durdu ve kapıkullarını, yani yeniçerilerini gözden geçirdi. Onların böyle çok güzel bir disiplin içinde bulunmalarından ziyadesiyle memnun oldu. Ve kendi kendine "10 bin yeniçeriye sahip olabilmek için çok şeyler verirdim", dedi.
Sayfa 90 - Pınar Yayıncılık
Reklam
Biz savaş nizamı aldık ve ağır ağır mızrak, kalkan ve toplarla düşman ordusuna doğru ilerledik. Oldukça yakınlarına geldiğimizde durduk ve topları yerleştirdik. Ancak, bunları yapıncaya kadar onlar, bizden 250 yeniçeriyi top atışıyla öldürdüler. Karşı yakada savaşın gidişatını takip eden sultan, ordusuyla yardıma gelemediği için çok üzüntülüydü. Bütün yeniçerileri vurularak öldürülecek, diye büyük bir telaşa kapıldı.
Sayfa 92 - Pınar Yayıncılık
s.100-101
Ve o sırada, bizzat Papa'nın bütün Hıristiyanlık âlemiyle Türklere karşı harekete geçmek fikrinde olduğuna dair bir haber yayıldı. Bunun üzerine sultan hâkimiyeti altına soktuğu bütün Hıristiyan ülkelerinin kendisine karşı koyacaklarından korktu ve memleketin bütün beylerine gelmeleri için haber saldı. Sonra onlarla müşavere ederek dedi ki: "Çok sayıda gâvurun bize karşı yürümek istediğini duyuyoruz. Buna ne dersiniz. Bana tavsiyede bulununuz. Ben aslında on sene müddetle 400 bin kişi besleyebilirim". Onlar cevap verdiler: "Saadetlü sultan, eğer bu kadar çok adama malik isen, o zaman onların memleketini istila et. Onlara doğru at sürmek, muhakkak ki onları kendi memleketimizde beklemekten iyidir". Sultan onlara misal getirmek istedi ve büyük bir halı getirtti. Bunu onların ayaklarının önüne serdirtti ve bir elmayı halının ortasına koydurttu. Sonra şu bilmeceyi sordu: "İçinizden biri bu elmayı halıya basmadan alabilir mi?". Ve onlar hep beraber, elmanın acaba halıya basmadan nasıl alınabileceğini ve bunun nasıl olması gerektiğini düşündüler. Fakat hiç kimse çözümü bulabilecek kadar keskin zekâlı değildi. O zaman bizzat sultan halıya yaklaştı ve kenarlarından iki eliyle tuttu ve halıyı sardı ve elmaya erişinceye kadar yuvarlıya yuvarlıya halının sonuna gitti. Sonra halıyı tekrar aynı hareketle eskisi gibi açtı ve beylere dedi ki, "gavurlarla arada sırada savaşmak, onların ülkelerine girmekten iyidir. Aksi takdirde yalnızca kendimizi tehlikeye atmış oluruz. Eğer biz bir kere bir başarısızlığa uğrarsak, bütün ülkeler bize karşı hemen ayaklanırlar".
Sayfa 101 - Pınar Yayıncılık
Dirliklerin geri alınmasının ve başkalarına dağıtılmasının sebepleri şunlardır: Eğer biri bir zavallıya haksızlık ederse, buna kimse tarafından tahammül edilmez, bilakis sultan bunu duyar duymaz bu kimseden dirliğini geri alır ve bunu bir başkasına temlik eder. Kim sultanın hizmetinde yetersiz kalırsa, kim kötü veya ihmalci ise, sultan ondan ulufeyi ve dirliği geri alır. Zira herkes belirli bir hizmetle tavzif edilmiştir.
Sayfa 105 - Pınar Yayıncılık
Türklerin Savaş Düzeni Hakkında, s.111-113
Türklerin savaş düzeni, özellikle nihaî vuruşmada şöyle görünür: Dört tane sancak vardır ki, bunlar sultana aittir. Bunların birincisi beyaz ve altın harflerle yazılıdır. Bu sancak bütün diğerlerinin üstündedir. Zira bu sultanın bütün silahlı kuvvetlerinin hazır olduğuna işaret eder. Buna "âlem sancak" denir. İkinci sancak kırmızı olup,
Sayfa 113 - Pınar Yayıncılık
Reklam
18 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.