Buram buram, ağır, yapışkan bir karanlıkla sarmalanmıştı. Boğulacak gibiydi. Umutsuzluk içinde, elini kolunu bağlayan görünmez, ele gelmez düğümlerle boğuştu, onları koparıp atmaya çalıştı, ama karanlığın içine battıkça batıyordu. Düğümlenen gırtlağında çığlığı boğulup kaldı. Boşu boşuna bir silah aradı. Çıplaktı. Son bir kere tüm gücünü topladı, bağırmaya çalıştı. Aniden, kulakları sağır eden bir gürültü uykusuna son verdi.