Yitik Paradigma: İnsan Doğası

Edgar Morin

Yitik Paradigma: İnsan Doğası Gönderileri

Yitik Paradigma: İnsan Doğası kitaplarını, Yitik Paradigma: İnsan Doğası sözleri ve alıntılarını, Yitik Paradigma: İnsan Doğası yazarlarını, Yitik Paradigma: İnsan Doğası yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Uzmanlaşma Sonucu Tam-Tekmil İnsanın Yitimi
Uzmanlaşma, toplumsal sistemlerin karmaşıklığını devasa biçimde ilerletecek, ürünleri, zenginlikleri, alışverişi, iletişimi katlayacak, her alanda yenilikleri teşvik edecektir. Uygarlıkların doğuşuna yol açacaktır. Noolojik uzmanlaşma -sanat ve düşün pratiklerindeki uzmanlaşma- estetik, felsefi ve bilimsel olağanüstü gelişmelere kaynaklık edecektir. Ancak, bireysel düzlemde uzmanlaşma, eski toplumun ürettiği çokişlevli ve çokyönlü insan türünde bir bozulmaya sebep olacaktır. Bu insan, doğanın bütün hallerini bilen, kendi aletini, silahını, evini, çocukları için oyuncaklar üreten, yeteneklerinden istifadede benzersiz bir incelik ve maharete erişmiş bir insan türüydü. Bu "tam tekmil" insan yerini, bilhassa da şehirlerde, yetenekleri sadece birkaç özel yeteneği öne çıkacak şekilde dumura uğramış bireye bırakır ve toplumsal karmaşıklığın uzmanlaşma yoluyla gelişmesinin bedelini, çoğu insan tartışmasız bir kişilik fakirleşmesiyle öder.
Sayfa 173Kitabı okudu
Dışardan Evlenme, İnsan Türünün Korunumu
Dışarıdan evlenme genetik karışımı nüfus yönünden genişletir, dolayısıyla da bireyler arasındaki farklılıkları artırır. Ama aynı zamanda grup içinde soy dallanmasını engeller ve sapiens'e değin yeni türler doğuran biyolojik et sürecini, etnik ve bireysel çeşitlenme süreci lehine durdurur. Nitekim türeşik bir alfa erkeği için alabildiğine dişiyi ve bilhassa da kızlarını dölleyerek, iki kuşak içerisinde yeni bir biyolojik-toplumsal grup yaratacak şekilde soybaşı olma imkânı kalmamıştır. Başka deyişle bireysel biyolojik mutasyon artık kapalı, küçük bir grup içinde gerçekleşmemekte, bu grup farklılığını kesinleştirememekte; bu farklılığı artırarak sonunda yeni bir tür ortaya çıkaracak başka mutasyonlar ortaya çıkamamaktadır. [...] Böylece dışarıdan evlenme etnik farklılaşmayı, bireysel tikelliklerin gelişimini desteklemiş ve bunu yaparken de insan türünün çok sayıda türler halinde parçalanmasını önlemiştir. Irkların ve etnik grupların farklılığına rağmen ve bu farklılıklar dolayımında, uçsuz bucaksız gezegene yayılmış insan türü eski toplum sayesinde birliğini muhafaza etmiştir.
Sayfa 153Kitabı okudu
Reklam
Aynı Matristen Türeyen Çeşitlilik
Birkaç on milyon içinde Homo sapiens'i bütün yeryüzüne yayan büyük göç eski toplumun göçüdür. Bu göçe ırkların, etnilerin, kültürlerin, dillerin, mitlerin ve tanrıların olağanüstü çeşitlenmesi eşlik etmiştir. [...] Fakat bu aşırı çeşitlilik aynı örgütleyici matristen türer. Bütün bu toplumlar ilkel toplumun hiyerarşik yapısını sürdürür. Hepsi de kültürün üretici unsur olduğu bir sistem üzerinde temellenir. Hepsi çift eklemli dili kullanırlar. Hepsinde akrabalık, evlilik, dışarıdan evlenme, ayinler, mitler, büyü, doğum ve ölüm törenleri, ölümden sonraya inanç, sanat, dans ve şarkıya dair kurallar vardır. Bu temel birlik o kadar dikkate değerdir ki, Hockett ve Asher ile birlikte, büyük göçten önce, tam da bu göçü mümkün kılan bir "seçici ödülü eski topluma kazandıran insani (sapiens devrimi diyebileceğimiz) bir devrimin gerçekleşmiş olduğu düşünülebilir.
Sayfa 144Kitabı okudu
İlkel Başlangıçta Olabiliriz
Dünya üzerinde bilinen en karmaşık mekanizmanın ancak yüz ila elli bin yıllık bir mazisi olduğunu unutmayalım. Bu mekanizma ancak yolun başındadır, ilk denemelerini, hatalarını yapmaktadır. Bu mekanizma henüz alışma halindedir, aşırı ısınmadan ve niteliklerin tam kapasite kullanılmamasından mustariptir. [...] Delilik, yani sadece ubris, nevroz, düzensizlik değil, aynı zamanda varoluşun akılcılaştırılamaz tarafı da sapiens'in kökenlerinde ve de ufkunda var olmaya devam edecektir. Fakat çılgınlıklar belki sadece aşırı karmaşıklığın hâlâ içinde bulunduğumuz ilkel başlangıcına ait bir şeydir.
Sayfa 138Kitabı okudu
İnsanlığın Takıntılı Nevrozu
Büyüsel eylem, gizemli etkinliği azımsanmaması gereken mit ile töreni uyum içine sokar. Arkaik büyü, dünyaya dair mitolojik bir bakış açısının ve törensel bir sistemin eklemlenmiş bütünü olarak görülebilir. Bu bütün, ister insan ruhunun içinde olsun, ister dışındaş ister bireyi ilgilendirsin isterse toplumu her türlü entropi tehdidine, bilhassa da nihai ve kesin entropi olan ölüme karşı işler. Tıpkı büyü gibi, büyünün tanrılarla doğrudan bağlantılı tarihsel gelişimi olan din de "insanlığın takıntılı nevrozudur" (Freud, 1932).
Sayfa 134Kitabı okudu
Entropi Karşıtı Törenler
Tören bizatihi doğası itibariyle düzensizliğe karşı bir yanıttır. Tören, davranışsal ve sözel performanslardan oluşan ve bir program titizliği gösterebilen katı bir olay dizisi kurarak da olsa, varlığıyla bile düzensizliği defeder. Ama tören bilhassa, mitlerin akılcılaştırıcı düzeniyle bütünleşir ve bir cevap alabilmek veya korunma, güvenlik ve çözüm elde edebilmek için mitolojik güçlere (ruhlara, tanrılara) müracaat eder. Ve cevap da hep gelir; en azından, elde törenin sebep olduğu güvenlik ve korunma hissi vardır; son noktadaysa, ya çevrede elverişli bir değişim gerçekleşir (yağmurun yağması, av bulunması, hasat, başarı vb.) yahut da psikosomatik bir çözüm vuku bulur (hastalığın tedavisi, kötü ruhların defedilmesi).
Sayfa 134Kitabı okudu
Reklam
199 öğeden 151 ile 160 arasındakiler gösteriliyor.