Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Freud ve Felsefe

Yoruma Dair

Paul Ricoeur

Yoruma Dair Gönderileri

Yoruma Dair kitaplarını, Yoruma Dair sözleri ve alıntılarını, Yoruma Dair yazarlarını, Yoruma Dair yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Tıpkı nevrozlu gibi sanatçı da gerçekliğe yüz çevirir, çünkü dürtüsel vazgeçme gereğini tam olarak yerine getiremez, erotik ve özentili arzularını fantazma ve oyun düzlemine aktarır. Ancak özel yetenekleri yoluyla fantazma dünyasından gerçekliğe dönen yolu bulur; yeni bir gerçekliği, sanat yapıtını yaratır ve burada sanatçı, dünyayı fiilen dönüştürme dolambacından geçmesine gerek kalmadan, olmayı arzu ettiği kahraman, kral, yaratıcı haline gelir.
Sayfa 289
Freud, 1899 yılından itibaren Shakespeare'in bir sözünü animsatip duruyor:"Doğaya bir ölüm borcun var "
Sayfa 285
Reklam
sonu gelmez bir doyumsuzluğu besleyen, aşk ile ölüm arasındaki, sonu önceden bilinemeyecek mücadeledir. Eros birleşme istemekte, ama eylemsizliğin huzurunu bozmak zorunda kalmaktadır; ölüm dürtüsü cansız olana dönmek istemekte, ama canlıyı yok etmek zorunda kalmaktadır. Bu paradoks, kültürel yaşamın yüksek katlarında sürüp gider. Gerçekte tuhaf bir mücadeledir bu, çünkü kültür bizi yaşatmak amacıyla, bize karşı ve kendisi için, suçluluk duygusunu kullanarak bizi öldürür; bizimse yaşamak ve haz duymak için onun kollarını gevşetmemiz gerekir.
Sayfa 281
Kültürün diğer işlevleri hangi ihtiyaçtan doğmuşsa din de o işlevden doğmuştur: İnsanın doğanın üstünlüğüne karşı savunma ihtiyacından.
Sayfa 223
Din doğa biliminin yerine ruhsallığı koymak yoluyla insanın en derindeki isteğini yerine getirmektedir. Bu anlamda denebilir ki dini oluşturan, korkudan çok, arzudur.
Sayfa 223
Doğa karşısında insan-çocuk, baba imgesine uygun tanrılar kurar.
Sayfa 223
Reklam
Dinin insana verdiği söz, içgüdüsel yükünün gerçek olarak hafiflemesi, em kaçınılmaz yazgısıyla uzlaşma ve tüm özverilerinin ödüllendirilmesidir.
Sayfa 222
İnsan temelde hoşnutsuz bir varlıktır, çünkü aynı anda hem narsistik kipteki mutluluğu yaşayıp hem de saldırganlığının başarısızlığa uğrattığı tarihsel kültür görevini yerine getirmesinin olanağı yoktur.
Sayfa 222
Anlamak için inanmak; inanmak için anlamak gerekir.
Sayfa 447
Düşlerin, Freud'da kazandığı net, hatta dar anlamıyla "simge" olarak karşılaştığı tortulaşmış, yıpranmış dil, halkların uyanıkken gördüğü folklor ve mitoloji adı verilen büyük düşlerin birey ruhsallığındaki izleri gibidir.
Sayfa 147
Reklam
Düşlerin temsil ettiği arzu zorunlu olarak çocuksudur. Düşler ruhsal aygıtın gerilemesine üç anlamda damgasını vurur; biçim anlamında, imgeye geri dönüş; zamandizinsel anlamda çocukluğa geri dönüş; yerbetimsel anlamda, birincil süreç adı verilen sanrısal gerçekleşme türüne göre, arzu-haz kısa devresine geri dönüş.
Sayfa 146
Felsefecinin sorabileceği her soru, kendisindeki Yunan belleği artalanından gelir, soruşturmasının alanı bu nedenle kaçınılmaz bir biçimde yöneltilmiş durumdadır; söz konusu bellek "yakın" ile "uzak" arasındaki zıtlığı da birlikte getirir.
Sayfa 51
Felsefe, yabancılaşmadan alıp özgürlüğe ve sonsuz mutluluğa götürmesi açısından, etiktir.
Sayfa 52
Felsefe herhangi bir şeyi başlatmış değil, çünkü dil olgunluğa felsefeden önce ulaşmıştı; felsefe kendi kendisiyle başladı, çünkü anlam ve anlamın temeli sorununu oluşturan kendisiydi.
Sayfa 46
Marksistler "yansıma" kuramında istedikleri kadar ayak diretsin, Nietzsche Güç İstencinin "perspektivizm"i üzerine dogmatikleşerek kendi kendisiyle istediği kadar çelişsin, Freud "sansür"üyle, "kapı bekçisi"yle, "kılık değiştirme"siyle istediği kadar mitoloji yaratsın; esas olan bu sıkıntılarla bu açmazlar değildir. Esas olan, üçünün de elde olan araçlarla, yani çağın önyargılarıyla ve o önyargılara karşı, anlamla ilgili, dolaysız bir bilince indirgenemeyen, dolayımlanmış bir bilim yaratmalarıdır.
Sayfa 43
62 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.