52 sayfalık kısacık bir öykü ama 52 sayfayı da yaşatıyor, taa içinizde hissettiriyor yazar . Müthiş bir anlatım, kitaplarındaki karakterlerden hiçbiri değilken, hepsini kendisiymiş gibi betimleyebilmesi hayranlık uyandırıcı Zweig'in. Okuduğum her kitabında insan yaşamadığı bir ruh halini nasıl bu kadar gerçekçi anlatabilir şaşkınlığı yaratıyor. Bu kısa öyküsünde ailesi için ömrünü harcamış bir babanın , onların gözünde hiçbir değeri olmadığını, önemsiz biri olduğunu fark etmesiyle girdiği iç hesaplaşmayı anlatıyor yazar. Kırılma noktası kahramanımızın bir gece kızının bir yabancının odasından çıkışını görmesi.. Söylemek isteyip de söyleyemedikleri, öfkesinin nefretinin içinde fırtınaya dönüşmesi ve sonunda her şeyden vazgeçişi.. kendisinden önce kalbinin ölüşü. Şu cümle çok güzel açıklıyor durumu; çoktan ölmüş kalbinde artık hiçbir acı yoktu.. şiddetle tavsiyedir , okunursa pişman olunmayacak kitaplardandir..