Dünyasını kendi çevresinde kendisi kurmuş,kendine varan her yolun sonuna yalnızca kendisinde bulunan bir yer koymuş bir kişi
-kendi yerinden dışarıya çıkan yolu nasıl bulabilsin ki?...-
Nereye giderse gitsin,
Hangi yerden hangi yola çıkarsa çıksın,
Kendine egemen olabilen kişi("bir kral gibi")
terkedeceği yerden yola çıkacağı zamanı da,çıkacağı yeni yolun yönünü de kendisi belirleyebilen kişidir.
Yeri yalnız kendi yeri,
yolu yalnız kendi yolu olan kişi,ne yerinde ne yolunda,başka kişilere rastlamayacaktır.
-rastladıkları da hep,onun ne yerini ne yolunu anlayanlar olacaktır.
“Uygar kişi rahatsız insandır: sürekli huzur bulmağa çalışır, ama bulamaz — bir noktada dursa, huzura ulaşır gibi olsa, o noktada konumu onu başka bir noktaya götürür; yani, yine, huzursuzluğa…”
“Alışılmışa alışamayan insandır temelde uygar kişi — içinde bulunduğu toplumsal çerçeveye alışır alışmasına, ama alışmaya alışamaz bir türlü. Garipser durur…”
“Böylece, uygar kişi hem kendi yaşamına dışarıdan bakabilen, hem de kendi yaşam biçimi dışındaki yaşama olanaklarına içten, içeriden bakmağa çalışan insandır.”
“Uygar kişi, kendini gittikçe daha geniş insan bağlamları içinde görebilen, böyle bağlamlar içine koyabilen kişidir. İnsanlık ufku geniş olan, hep de genişleyen kişi…”
Yolu gerçekten bilen, yolun gerçekten ne olduğunu bilen, yolda dönüp duran tekerlek değildir : kazmadır, kürektir, dinamittir tekerlekler terlemezler...