Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Antropolojik Bir Deneme

Yüz Üzerine

David Le Breton

Yüz Üzerine Gönderileri

Yüz Üzerine kitaplarını, Yüz Üzerine sözleri ve alıntılarını, Yüz Üzerine yazarlarını, Yüz Üzerine yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Harika.
İnsanın içindeki insanı unutturmak onun yüzünü ortadan kaldırmak demektir.
Sayfa 301 - Boğaziçi Üniversitesi Yayınları, İstanbul, 2021.Kitabı okudu
Ruhun kendine seçtiği bölge olarak yüz, imge güzel ve yaygındır, yüzün kendine özgü ve dile sığmaz özelliğini dinsel bir biçimde yansıtır. Portre fotoğraflara ya da resimlere baktığımızda, uzun zaman önce yitip gitmiş insanları betimleseler bile, içimizde uyanan heyecan bundan kaynaklanır. Yüz bir çağrı gücüdür. Freud, Leonardo da Vinci üstüne yazdığı şaşırtıcı yazıda, bir yüzün süreyi nasıl kat edebildiğini ve günün birinde, büyüleyiciliğini canlandıran bir karşılaşmadan ya da bir olaydan sonra, kendini gerçekliği içinde anımsanmasa da duygusal olarak dayatabildiğini göstermiştir. Freud, Leonardo'nun kişisel olarak izlediği yola bakarak, Mona Lisa'nın ünlü gülümsemesinin, "kadın figürlerinin dudaklarına bir büyücü gibi onunla can kattığı o eşsiz, büyüleyici ve gizemli gülümseme"nin kökenlerini bulmaya çalışır. Leonardo'nun kendisi elli yaşındayken Mona Lisa del Giocondo'nun yüzünde yakaladığı ve belki de en azından bir anının bilinçdışında, ola ki daha baskın bir yoğunlukla, ona açık seçik anıların olmasa da çocukluğa dönüşün dar kapısını açan gülümseme.
Sayfa 278 - Boğaziçi Üniversitesi Yayınları, İstanbul, 2021.Kitabı okudu
Reklam
+1
Birçok Batı geleneği yüzü ruhun yansımasıyla ilişkilendirir. Bu geleneklerde, beden tinsellik yolunu, saygınlığını onda bulur. Yüzü bedenin geri kalanından ayıran hem toplumsal, hem bireysel değer, kimliğin kavranışındaki üstünlüğü, en azından Batılı toplumlarımızda sevgililerin ona gösterdiği ilgiyle aşk oyunlarına açıkça yansır. Yazın bu anlamda örneklerle doludur. "Aşkın göstergelerinden biri," der Anne Philippe, "sevilen yüze bakma tutkumuzdur; ilk heyecan azalmak yerine uzar, titremelerle artar, bir bakış bizi başkasının yüreğine götüren bir Ariadne ipliğine dönüşür." "Bedeni okşayışlarımın altında bütünüyle bir yüze dönüyor," der Alain Finkielkraut. Michel Tournier de yüzü arzunun merkezlerinden birine dönüştürerek bu sözleri yankılar. "Birine âşık olduğumuzu gösteren şaşmaz bir gösterge vardır," diye yazar, "bu gösterge de onun yüzünün içimizde bedeninin tüm parçalarından daha çok arzu uyandırmasıdır." Sevgililer birbirlerine uzun uzun bakarak dalıp gidebilirler, dudaklarda askıya alınan söz ötekinin yüzünün görüntüsündeki yoğunluğun daha da ışıldamasını sağlar. Yüz her zaman gerçeğin hemen açığa çıkacağı yer olarak görünür. Fizyognomideki, fiziksel özelliklerle manevi özellikler arasında katı denklikler kuran bir tablo oluşturarak gizemi ortadan kaldırıma eğilimini burada uzun uzadıya çözümledik. Ama aşk deneyimi bu egemenlik istencini yalanlar; ötekinin yüzüne yöneltilen uzun bakışlar her zaman açığa çıkışın eşiğinde durur ve bu beklentiden beslenirler.
Sayfa 275 - Boğaziçi Üniversitesi Yayınları, İstanbul, 2021.Kitabı okudu
Yüzümün ve açıkyürekliliğimin ihaneti ellerinden koparıp aldığını söyledi. Montaigne yüz hatlarıyla övünebileceği başka durumlar da anlatır. "Yüzüm benim yerime yanıt vermeseydi, gözlerimden ve sesimden isteğimin ne kadar basit olduğu anlaşılmasaydı, bunca zaman kavgasız dövüşsüz yaşayamaz, patavatsız bir özgürlükle aklıma gelen her şeyi haklı haksız söyleyemez, olayları cesurca değerlendiremezdim." dedi.
Sayfa 70 - Boğaziçi Üniversitesi Yayınları, İstanbul, 2021.Kitabı okudu
Birey bir topluluğun içinde olmasından çok tekliğini, benzersizliğini algılayan kişidir. "Ben" ifadesi "biz ötekiler"inkinden daha güçlü olur. Birey artık gruba bağlılık formülünün içinde yer almaz; tekilliğini, zihinsel bağımsızlığını ortaya koyar. Kendisini öyküsünün yaratıcısı gibi hisseder. Bununla eşzamanlı olarak, tanrıbilimsel ve Hıristiyan doğa görüşünün gerilemesi, sonra da terk edil- mesi sonucu, kendisini çevreleyen dünyayı artık yalnızca insan elinin biçim verebildiği, varoluşsal açıdan boş bir biçim olarak görmeye başlar. Doğa kutsallığını yitirir, insandan kökten farklı bir şey olarak algılanır: Küçük bir evren gibi düşünülen insan kavramı toplum içindeki köklerini yitirir. Bireyciliğin etkilemediği popüler kültürde ve özel bir kültürel konum uyarınca kendi içlerine kapanmış Hermesçi geleneklerde, karmaşık bilgi biçimlerinde, varlığını arka planda sürdürür.
Sayfa 29 - Boğaziçi Üniversitesi Yayınları, İstanbul, 2021.Kitabı okudu
+1
Yüzleri dışarıya dönmeye görsün, insanlar kendilerini görmez olurlar. En büyük eksikliğimiz budur işte. Kendimizi göremediğimizden, kafamızda canlandırırız. Herkes başkalarının karşısında kendini düşlediği için, yüzünün ardında yalnız kalır. René Daumal
Sayfa 13 - Boğaziçi Üniversitesi Yayınları, İstanbul, 2021.Kitabı okudu
Reklam
"İnsan yüzü, gerçekten de bir Doğu dini tanrısı gibi, ayrı düzeylerde yan yana gelmiş, hepsi bir anda görülemeyen bir çehreler kümesi gibidir." Marcel Proust Çiçek -Açmış Genç Kızların Gölgesinde.
Sayfa 9 - Boğaziçi Üniversitesi Yayınları, İstanbul, 2021.Kitabı okudu
İnsan yüzün de sapmalar ve kaçamaklardan ileri gelen sonsuz bir karmaşıklık vardır.
Yüzleri dışarıya dönmeye görsün, insanlar kendilerini görmez olurlar. En büyük eksikliğimiz budur işte. Kendimizi göremediğimizden, kafamızda canlandırırız. Herkes başkalarının karşısında kendini düşle­diği için, yüzünün ardında yalnız kalır.
"İnsan yüzü, gerçekten de bir Doğu dini tanrısı gibi, ayrı düzeylerde yan yana gelmiş, hepsi bir anda görülemeyen bir çehreler kümesi gibidir. "
Reklam
"Size sesleniyorum. Nerede yitirdim kendimi? Nerede değiştim? Nerede düşürdüm yüzümü? Kendimi bir yerde mi bıraktım da anımsamıyorum? ..."
Sayfa 220 - Boğaziçi Üniversitesi YayıneviKitabı okudu
Susan Sontag'ın da gözlemlediği gibi, her fotoğraf memento mori'dir (ölümü anımsa). Özellikle yüz fotoğrafı. Aynı zamanda ironik biçimde fotoğrafın modelinin unutuştan kurtulmasını sağlayan şeydir o. Görüntü portrede ya da fotoğrafta varlığını sürdürür; bunlar, resmini arkasında bırakan kişinin ölümünden çok sonra bile anıları ve duyguları canlandırmaya devam eder. Ama insan yaşlandıkça o görüntüyü daha çok arar. Sonra geriye görüntüden başka bir şey kalmaz.
Sayfa 180 - Boğaziçi Üniversitesi YayıneviKitabı okudu
Bir etkileşimin duygusal tonu beden ve yüz hareketlerine olduğu kadar bakışın niteliğine, süresine ve yönüne de yansır. Bakışı etkileşimin taraflarının fiziksel etkinliklerini kat eden simgesel örgüden aynı düşünmekten kaçınmak gerekir. Bakış ötekinin karşısında bir varoluş biçimine bağlıdır, çözümleme yoluyla ayrılıp tek başına söz konusu edilemez.
Sayfa 155 - Boğaziçi Üniversitesi Yayınları, İstanbul, 2021.Kitabı okudu
Yüzüne gözüne bulaştırmak, yüzünde güller açmak, yüzü gülmek, suratı bir karış asılmak, yüzünden okunmak, suratı sirke satmak... Gündelik dilde, yüz ya da surat bütün olarak insanı, onu ötekilerden ayıran kimlik duygusunu ve ötekilerden gördüğü saygıyı tanımlamak için kullanılır.
Sayfa 149 - Boğaziçi Üniversitesi Yayınları, İstanbul, 2021.Kitabı okudu
Yüz ile cinsellik organının aynı temas tabusunda bir araya gelmesinde şaşılacak bir şey yoktur, çünkü bunlar sevgililerin en çok sevdikleri yerlerdir. Kişinin Durkheim'ın sözünü ettiği kutsal alanı, işin içine aşk karıştığında yalnızca bir bakışla devrilebilen iki kalesini onlarda bulur.
Sayfa 149 - Boğaziçi Üniversitesi Yayınları, İstanbul, 2021.Kitabı okudu
138 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.