Zafer ve Yenilgi Kuralları

Enver El Evlaki

En Eski Zafer ve Yenilgi Kuralları Gönderileri

En Eski Zafer ve Yenilgi Kuralları kitaplarını, en eski Zafer ve Yenilgi Kuralları sözleri ve alıntılarını, en eski Zafer ve Yenilgi Kuralları yazarlarını, en eski Zafer ve Yenilgi Kuralları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir kişinin ilminin onun ne kadar meşhur olduğuna bağlı olduğu enterasan bir zamanda yaşıyoruz. İlmin standardı bu değildir. Eski zamanlarda bir alim, ulemanın şahitliğiyle alim olurdu. Hocası ona tezkiye verirdi. Alimler içinde en bilgili olduğu düşünülen kişi, fetva makamına oturabilirdi ama şimdi hükümet bir kişiyi alim olarak atıyor ve o kişi birden "Alim" oluveriyor. Ve artık o, uydu kanallarında, radyo programında çıkan meşhur bir alim olur. Fakat bu ilim için doğru bir standart değil. Bizler nerede olursa olsun Hakk'ı izlemek zorundayız.
Sayfa 8
Kardeşlerim bu din yalnızca anlatmaktan, konuşmaktan ibaret değil. Ne kadar bilgiye sahip olduğunuzu göstermekten de ibaret değil. Bu din sizden, Allah'a kendinizi adamakta ne kadar istekli olduğunuzu görmek ister...
Sayfa 16
Reklam
Müslüman onurludur, izzetlidir.
Bazen dava için kendimizi küçük düşürmeliyiz diye düşünüyoruz ya işte bu çok yanlış bir düşüncedir.
Sayfa 30
Sahabe İslam'ı nasıl yaydı ?
Sahabeler fethedilen yerlerde mescitlerde halkalar kurarlardı, insanlara İslam'ı anlatmak için onların peşinden gitmezlerdi. Çünkü sahabenin üstünlüğü vardı. Onlar anlattığı dini yaşıyorlardı ve bu insanları etkiliyordu. Sahabenin metodu buydu. Sahabeler misyoner değillerdi. Ülke ülke dolaşıp, elinde mikrofonla konuşan ve insanların önlerinden umursamazca geçtiği kişiler değillerdi! Sahabe kendini böyle bir pozisyona asla sokmadı.
Sayfa 31
Sahabeyi özel kılan şey, İslamî yaşantıyı onların inşa etmesidir. Onu sahabe bina etti. Şimdi ise bu bina yerle bir edildi. Bundan dolayı başka bir neslin gelip onu tekrar inşa etme fırsatı var! Öyleyse, İslam'ı hazır olarak size gelmiş bir şekilde bulmak yerine tüm nesiller arasında sahabe (r.a)'ye en çok benzeyen nesil olma şansınız var.
Sayfa 37
Bidatleri önlemeye karşı tavrımız nasıl olmalı?
Hakikaten Allah, o ağacın altında sana biat etmekte oldukları vakit, o müminlerden razı oldu. (Fetih,18) İşte o ağaç Rıdvan ağacıydı. Hz. Ömer'in (r.a) zamanında bu ağaç geçmişin kutsal emaneti olmuştu ve insanlar ağacı ziyaret ediyorlardı. O özel bölgeden bereket elde etmek için o ağacın yanında namaz kılıyorlardı. Orası İslam için önemli bir tarihi mekandı. Vaadin yapıldığı yerdi ve oldukça önemli bir yerdi. Peki, Ömer bin Hattab ne yaptı? O ağacı kesti! Ağacı kesti! Şimdi bundan dolayı çok üzgün olabilirsiniz. Çünkü o ağacı ziyaret edip görmek isteyebilirsiniz. Burası Rasulullah'ın oturduğu yerdi, sahabenin bulunduğu yerdi. Fakat Ömer bin Hattab bundan hoşlanmadı ve ağacı kesti. Niye? Çünkü Ömer bin Hattab bu ağacın ibadet edilen bir objeye dönüşmesini istemiyordu. Onun bereket objesi olarak algılanmasını istemiyordu. İnsanlar gidip o ağaçtan bereket umuyorlardı. O sadece bir ağaçtı. Faydası dokunmazdı, zararı olmazdı. "Rasulullah (s.a.s) altında oturmuş olsa bile bu bir şeyi değiştirmez, ben onu keseceğim."dedi. Ömer bin Hattab duygusallıktan oldukça uzak biriydi. Onun mantığı, sağduyusu ve zekası duygularını kontrol etmesini sağlıyordu. Sahabenin bu bölge için çok yoğun duyguları vardı. Çünkü orada olan onlardı. Rasulullah (s.a.s)'e orada biat edenler onlardı. Ömer de onlardan biriydi. Yani bu bölgeye aşırı derecede duygusal bir bağlılık vardı. Onlar Rıdvan vaadinin muhteşem anılarını hatırlıyorlardı. Fakat Ömer bin Hattab böyle düşünmedi o bu işin etkilerini düşünüyordu. Geleceği düşünüyordu. Bu yüzden ağacı kesti.
Sayfa 41 - 42
Reklam
36 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.